Verilere göre, okyanusun plastiğinin %80'i aşırı yoksulluğun olduğu ülkelerden geliyor. | TED | حسب التقارير، إن نسبة 80 بالمائة منها تأتي من دول شديدة الفقر. |
Hiç gitmediğimiz ülkelerden bize notlar geliyor. | Open Subtitles | نحن نحصل على صراخ من دول لم نكن فيها بالسابق |
Yabancı ülkelerden afyon almaya gerek yok. | Open Subtitles | لسنا بحاجة إلى أخد محصول الخشخاش من دول أجنبية. |
Neden her bir ülkenin kendini öncelikli koyduğu ülkelerin örgütlendiği bir dünyaya sahip olmayalım? | TED | لم لا تقبل بعالم منظم من دول تضع نفسها أولا؟ |
Görülüyor ki burada 80'in üzerinde ülke var; bu ülkelerin tümüne konuşma yapmak, benim için bütünüyle yeni bir unsur. | TED | أعتقد أن لدينا بين الحضور أكثر من 80 جنسية من دول مختلفة هنا لذا ستكون هذه تجربة جديدة بالنسبة لي التحدث أمام كل هذه الجنسيات |
Diğerleri savaşın mahvettiği Afrika ülkelerinden geliyor. | TED | بينما يأتي آخرون من دول أفريقية أخرى دمرت بفعل الحرب. |
Haberlerde mültecilerin büyük çoğunluğu fakir ülkelerden varlıklı ülkelere kaçıyor olarak okuyoruz, aslında böyle değil, yoksul şehirlerden daha da yoksul olanlarına göçüyorlar -- genelde, komşularına. | TED | وبعكس ما يمكن أن تقرؤوه في الأخبار، أغلب اللاجئين لا يفرون من دول فقيرة إلى دول ثرية، ولكنهم ينتقلون من مدن فقيرة إلى مدن أفقر، تكون عادة المدن القريبة. |
Amerika, yabancı ülkelerden gelen kişileri kabul etmek için kapılarını ardına kadar açtı. | Open Subtitles | أبواب "أمريكا" مفتوحة على مصراعيها ويأتيها بشر كثيرون من دول اجنبية |
"Bugün, başka ülkelerden gelen kötü adamlar uçakları kaçırıp | Open Subtitles | "اليوم, قام رجال أشرار من دول أخرى باختطاف طائرات و حلقوا بها |
Fakir ülkelerden para karşılığı evlenmek için satılan kadınlara benziyorlar. | Open Subtitles | تبدو النساء متزوجات وهم من دول فقيرة |
Yabancı ülkelerden de porno izledin mi? | Open Subtitles | هل تشاهدين افلاما للبالغين من دول اخرى؟ |
Yüzde 4.5 başlamak için yeterince az ama bu rakamın söylemediği şey, bu kitapların çoğunun, güçlü yayıncılık ağına sahip ülkelerden geliyor olması ve sektörde uzman çok sayıda kişinin, bu kitapları İngilizce basan yayıncılara satmak için hazırda bekliyor olması. | TED | تعتبر نسبة 4.5 بالمئة صغيرة بما يكفي لأبدأ بها، ولكن ما لا يظهر في الصورة هو أن العديد من تلك الكتب سيأتي من دول تملك دور نشر ذات نفوذٍ ويظهر الكثير من المتخصصين في هذا القطاع ويعملون على بيع هذه العناوين للناشرين باللغة الإنجليزية. |
ve ayrıca çok eşlilik adeti olan ve görece yüksek seviyede kadın özerkliği olan ülkelerden gelen heteroseksüeller, bü ülkelerin neredeyse hepsi doğu ya da güney Afrika'da. | TED | وهنالك ممارسوا الجنس عن العلاقات الجنسية الطبيعية والذين جاءوا من دول لديها ثقافة التعدد الزوجي او الدول التي فيها مستويات عالية جدا من الاستقلال الذاتي للاناث ومعظم هذه الدول تقع في جنوب شرق افريقيا |
Freedom House keşfetti ki, her ne kadar dünyadaki ülkelerin yüzde 50 ülkesi yüzde 50'si demokratik olsada, bu ülkelerin yüzde 70'i liberal değil yani insanlar düşünce ya da hareket özgürlüğüne sahip değiller. | TED | تجد منظمة فريدوم هاوس مع أن خمسين بالمئة من دول العالم دمقراطية 70 في المئة من هذه الدول غير لبرالية حيث ان الناس لا يتمتعون بحرية التعبير او حرية التنقل |
Diğer ülkelerin büyük dayanışma ve destek vermeleri gerekiyor. Havada uzay istasyonu kurduğumuz zamanki gibi yaratıcı düşünceleri bir araya getirmek gerekiyor. | TED | فإن ذلك يتطلب تضامنا كبيرا ودعما من دول أخرى، وذلك يتطلب هذا النوع من فكرة مبدعة أن نأتي معا عندما كنا نريد أن يكون محطة الفضاء في الهواء. |
Farklı ülkelerin özel kuvvetlerden. | Open Subtitles | من القوات الخاصة من دول مختلفة. |
Eski Yugoslav ülkelerinden alınmış pasaportları olan sekiz adam yakaladık. | Open Subtitles | نحن قادرين على حجز ثمانية رجال بجوزات سفر أصدرت من دول يوغسلافيا السابقة |
Önde gelen Balkan ülkelerinden birine saldırıldığında Rusya'nın buna nasıl tepki vereceği herkes için bir meçhuldü. | Open Subtitles | ولا احد يعرف كيف يمكن لروسيا أن ترد إذا ما تم مهاجمة واحدة من دول البلقان الرئيسية |