Mahkumlar, görev dağılımınızı yapmak için bize bir dakika verin. | Open Subtitles | السجناء، تعطينا دقيقة في حين يمكننا معرفة مهام العمل لديك. |
Aynı zamanda yeni kategoriler yaratacaklar, daha önce yapmak istediğimizi bilmediğimiz çok sayıda yeni görev. | TED | كما أنها ستقوم بالإشراف على فئات جديدة بالكامل، مهام جديدة تماماً لم نكن نعي أننا يجب القيام بها. |
Ayrıca, katlanma yerlerini kontrol ederek farklı görevler yaratıp onların üstesinden gelebiliyoruz. | TED | ليس هذا فحسب، من خلال التحكم في الوصلات المطوية. يمكننا إنشاء مهام مختلفة وتنفيذها. |
Bu adamlar ana plana dahil olmayacaklar. Belirli görevleri belirli zamanlarda yerine getirmek... için orada olacaklar ve getiriden yüzde almayacaklar. | Open Subtitles | لن أشركهما فى الخطة سأدفع لهما أموالاً محددة مقابل مهام محددة |
Kuantum koheransı, kuantum oluşumlarının aynı anda birden çok işi yapması fikridir. | TED | تماسك الكم هو عبارة عن تعدد مهام كيانات الكم. |
Son olarak, bu şeylerin gerçekten işlevsel olmaları, büyük işler yapmaları için bir çoğunun birlikte çalışmasını istiyoruz. | TED | وأخيرا، لجعل هذه الأمور تعمل، نريد الكثير من هذه الروبوتات العمل معا من أجل عمل مهام أكبر. |
Denilirki, bir erkeğin, bu dünyada basarması gereken 3 görevi vardır; | Open Subtitles | يقال إن كلّ رجل مكلّف بثلاث مهام لينجزها في هذا العالم |
Şu andaki iş göremezliği ve ofisteki görevlerini yerine getiremediğinden dolayı sürece başlamalıyız. | Open Subtitles | و نظراً لعجزه و عدم تمكّنه من تنفيذ مهام المكتب، يجب أن نتابع |
Eğer daha fazla görev yoksa bırakta Sasuke'yi bulayım! #Onu bağlasak nasıl olur? # | Open Subtitles | إذا لايوجد أي مهام دعيني أذهب للبحث عن ساسكي |
Bana en tehlikeli günlerinde bu tesisi korumaları veya keşif görevleri yapmaları için bir grup adamı eğitmek üzere görev vermiştin. | Open Subtitles | كلفتني أن أدرب مجموعة رجال قاموا في أسوأ أيامهم بحماية هذه المنشأة أو أدوا مهام استطلاعية |
"Diğerleri için ise, yani toplama kampı sisteminde görev alıp..." | Open Subtitles | للآخرين الذين إشتغلوا الذين كان لهم مهام في نظام معسكر الإعتقال |
Bu artık mümkün; organize olmak için organizasyonlara ihtiyacınız yok, yeni yazılımlar geliştirmek gibi büyük ve karmaşık görevler için. | TED | هذا ممكن الآن , لا تحتاج إلى منظمة لتكون منظما لتنجز مهام كبيرة و معقدة مثل إبتكار أنظمة و برمجيات جديدة |
Chih-hao, geçen yıl, zihnini ve azmini yetiştirmek... amacıyla sana zahmetli görevler verdim. | Open Subtitles | هاو شية، في السنة الماضية. أعطيتك مهام مرهقة لكي يتدرب رأيك وتصميم. |
Kız kardeşinde kusur bulmak bir ağabeyin işi değil midir? | Open Subtitles | أليس من مهام الأخ أن يتصيد الأخطاء لأخته؟ |
Kilise konutunda bize uygun işler bulan sizdiniz. | Open Subtitles | كنت انت من عثرت لنا على مهام أكثر أشراقاٌ العمل هنا مع القساوسة |
Mavi berelilerin bir diğer görevi de yaşlılarla hastaları revire götürmekti. | Open Subtitles | وكان هذا من مهام الكتيبة الزرقاء بعزل الكبار والمرضى... الى المشفى |
O zaman yarışın ikincisi olarak sanırım onun görevlerini devralacağım. | Open Subtitles | ثم كأول مركز الوصيف، اعتقد انني سوف توليه مهام منصبه. |
Daha önce de boktan görevlerde berbat durumlara düşmüştüm. | Open Subtitles | لقد مررتُ بمواقف سيئة في مهام فاشلة من قبل |
Yemek pişirmelerine izin verin. Bugün harika öğle yemeği, aşçılık işleri yapmalarına izin verin. | TED | دعهم يطبخون. غداء عظيم اليوم، دعهم يؤدون مهام مطبخية. |
Senin için bizi hedefimize yaklaştıracak görevlerim var. | Open Subtitles | لدىّ مهام لكٍ ، أشياء ستُقربنا أكثر إلى أهدافنا ، اجلبي لي ذلك القلم |
Hayır, üç işim birden olduğu için yorgun düşmüştüm. | Open Subtitles | لا، لقد غفوت بسبب تعبي جراء تحملي لثلاث مهام |
Şimdi izin verirseniz Teğmen, İlgilenmem gereken ciddi polis işlerim var. | Open Subtitles | الآن أرجو المعذرة لدي مهام بوليسية جدية لأهتم بها |
Sizin için birkaç görevim var ve uçaktaki küçük kız gerçekten çok ama çok korkmaya başladı. | Open Subtitles | هناك بضعة مهام لك وفتاة على الطائرة مرعوبة للغاية للغاية |
Artık herkes günlük görevlerine başlasın. | Open Subtitles | هل يمكننا جميعاً أن نبدأ مهام هذا اليوم، من فضلكم؟ |