Büyüye karşı savaşta güvenilir bir müttefik olduğum için bana teşekkür etti. | Open Subtitles | أراد أن يشكرني على كوني حليف موثوق به في حربه ضد السحر |
Ben güvenilir bir bağımsız çalışanım, bölgeyi tanıyorum ve adilim. | Open Subtitles | أن عامل حر موثوق به خبير في المنطقة، وأنا عادل |
Beynin yüz tanıma sistemi bunu o kadar düzenli ve güvenilir şekilde yapıyor ki biz bu özel beyin dalgasına bir isim bile verdik; | TED | الآن هذا يحدث بشكل موثوق به ومثبت مثل التعرف على الوجوه الذي نطلق عليه اسم في تلك دماغية |
Merhamet etmeliyiz; çünkü unutulmuş topraklarda yaşayan bir milyar insana güvenilir, muteber bir ümit vaad edilmeli. | TED | التراحم، لأن المليار شخص يعيشون في مجتمعات لم توفر لهم أملاً موثوق به. |
Anlaşmayı yaptığında gözlerini o güvenilmez aç gözlü orospu çocuğunun üzerinden ayırma. | Open Subtitles | بول عندما تقوم بالاتفاق ابقي عينيك على هذا الوغد الغير موثوق به |
birşeyler almak için annem daha güvenilir bir bankacı olmayı seçmeliydi | Open Subtitles | لشراء الأشياء كان من المفترض على أمى أن تختار مصرفى موثوق به |
güvenilir bir özel dedektif için oteldekilere danıştım. | Open Subtitles | لقد استخبرت فى فندقى عن محقق تحرى موثوق به, |
Raymond Shaw, Holborn Gaines'in güvenilir bir yardımcısı,.. | Open Subtitles | ريموند شو يعمل كمساعد موثوق به .. ل .. هليبرون جاينيس |
Childers tartışılmaz bir savaş kahramanı, güvenilir bir lideridir. | Open Subtitles | الكولونيل تيرى شيلديرز بطل حرب قائد موثوق به لقيادة جنود البحرية الامريكان |
Ama bir düşün. Bir lo'taur bir Goa'uld'un en güvenilir hizmetkarıdır. | Open Subtitles | و لكن فكروا في هذا، العبد هو أكثر خادم جواؤلد موثوق به |
güvenilir bir kaynak, çöplükte yaşamak istediğin duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت من مصدر موثوق به انك تود ان تعيش في مكب قمامه. |
güvenilir,dindar bir polis memuru bizi, bastırılmış cinsel dürtülerimizden alıkoyana kadar içeceğiz. | Open Subtitles | ونحن سنستمر بالشرب حتى كل منا يكشف عن ذكريات مكبوته من الاعتداء الجنسي من قبل مسؤول ديني موثوق به |
Geceleri uyuyabiliyorsun, biz ise güvenilir nedenimiz, şahitlerimiz olması gerek. | Open Subtitles | ليمكنك النوم ملء جفنيك، لدينا شاهد موثوق به أعطانا دافع للجريمة موثوق به |
Çok güvenilir bir tanık gece yarısı sularında 72. Cadde'ye doğru koşarken görmüş sizi. | Open Subtitles | لقد رآك شاهد عيان موثوق به للغاية تركض نحو الشارع الـ 72 بمنتصف الليل تقريباً. |
Bu teşkilatın güvenilir, itibarlı bir üyesisin. | Open Subtitles | انتِ عضو موثوق به وتحظي بالتقدير في هذه المنظمة |
güvenilir bir kaynaktan gerçi. Neyin var ki senin? | Open Subtitles | ولكنه من مصدر موثوق به ما الذي يحدث معك حاليًا؟ |
Bu sizi güvenilir biri mi yapıyor yoksa... | Open Subtitles | لا أستطيع تحديد إذا ما كان .هذا الوجه موثوق به |
Bu anlaşma sağlanabilir ama daha önemlisi güvenilir satıcı. | Open Subtitles | يمكن أن يعمل بها ولكن الصفقة مزيد من لديه مورد موثوق به. |
Namını duymuştum, hakkındaki her şeyi, hapse nasıl girdiğini her yönüyle güvenilmez olduğunu. | Open Subtitles | كنت أعرف سمعته ، كيف عنيدا وكان في السجن ، كيف كان غير موثوق به تماما |
Anlaşmayı yapınca iki gözün de o güvenilmez, açgözlü dallamanın üstünde olsun. | Open Subtitles | عندما تقوم بالإتفاق ابقى عينيك على هذا الوغد الغير موثوق به |
Bunu sağlam bir kaynaktan aldığına eminim. | Open Subtitles | وأنا واثق أنها قد حصلت على هذه المعلومة من مصدر موثوق به. |