Bu yöntem ile Bay Miro bir başka resim için de tuvalinden tasarruf edebilirdi. | TED | بهذا الأسلوب، بإمكان السيد ميرو أن يوفر لوحًا بيضاء ليرسم عليها لوحة أخرى |
Miro'ya görüntüleri ve ışığı nasıl kullanacağını öğretti. | Open Subtitles | لقد كان هو من علم ميرو آلية عمل الضوء والصورة |
Ama sonra, Meru'nun, onun için tutunacak bir dal olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن أدركت أن ميرو بالنسبة له هو شيء يستحق التمسك به |
Herkes mağaraya! Mağaraya gir, Miru! | Open Subtitles | ـ الجميع إلى الكهف ـ ادخل الكهف , ميرو |
General Mireau, dün Ant Tepesine yapılan saldırının başarısız olma sebebinin birinci taburun üzerine düşeni yapmaması olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الجنرال ميرو يظن ان الهجوم على تل آنت قد فشل لنقص الجهد المبذول من الكتيبة الاولى |
Mero adında Braavoslu bir adam başlarındadır. | Open Subtitles | عصابة يقودها رجل من "بفروسي" إسمه (ميرو) "أكبر المدن الحرة تقع على البحر الضيق" |
Fakat Bu Miró'ya baktığınızda, tamamıyla aynı şeyi hissediyorsunuz. | Open Subtitles | لكن عندما تنظرين إلى لوحة"ميرو" هذه تحسين بنفس الشعور |
Bakın, bu Mino, Miro'nun oğlu! | Open Subtitles | انه مينو,ابن ميرو,انه لا يزال على قيد الحياة |
Özellikle Gaudi ve Miro'nun eserlerine hayran kaldılar. | Open Subtitles | لقد استمتعا بأعمال غاودي و ميرو بشكل خاص |
Miro büyük yayın kamyonu için günde 100 bin istiyor. 100 bin mi? | Open Subtitles | ميرو طلب 100000 كرونر لسيارة النقل في اليوم |
Jean Miro, Hastings, sürrealist görüşün bir savunucusudur. | Open Subtitles | جان ميرو" يا "هستنغز" فنان" الرؤية السريالية |
Tanrılar seni duysunlar, Miro. | Open Subtitles | فلتستجب السماء لكلامك ميرو فلتستجب السماء... |
Miro elini kesmişti ve büyük olasılıkla, DNA karışıklığının olmasına bu neden oldu. | Open Subtitles | و "ميرو" جرح يده وهذا يوضح وجود لحامضه النووي في مكتبي |
Ve sonra Meru adındaki, dünyanın merkezindeki en büyük dağın en tepesine "buraya ilk ben geldim" demek için | TED | ثم ذهب الى أعلى قمة في أعلى جبل في مركز العالم يدعى ميرو |
Süveterin karın bölgesi üstünde tüylü zebralar vardı. ve göğüs kısmının tam karşısında yine tüylü olan Kilimanjaro ve Meru Dağları bulunuyordu. | TED | وكان عليه حمير وحشية غامضة تسير قرب المعدة، وكان جبل كلمنجارو وجبل ميرو تقريباً بقرب الكتف، كان ذلك غامضاً أيضاً. |
Bir dağcı olarak ise Meru, bugüne kadar tırmandıklarımın doruk noktası... | Open Subtitles | ميرو اسم جبل يعتبر من اخطر الجبال في العالم |
Hey... Miru, tamam. Onları alıyorum. | Open Subtitles | ـ أبعدوهم عنى ـ ميرو, بخير اننى أبعدهم |
Geri döneceğim, Miru. | Open Subtitles | حسنا, سوف أعود, ميرو |
Ama General Mireau kendi siperlerimize ateş açmasını talep etmiş. Rousseau yazılı emir olmadan yine reddetmiş.. | Open Subtitles | و لكن الجنرال ميرو طلب منه أن يبدأ في قصف خنادقنا |
O adamları gerçekten kurtarmak istediniz... ve amacınız Mireau'nun görevini almak değildi. | Open Subtitles | لقد كنت مخلصا في رغبتك لإنقاذ هؤلاء الرجال و ام تكن تسعى لمنصب ميرو |
Majesteleri, huzurunuzda İkinci Oğullar'ın liderleri Braavos'tan Mero Prendahl na Ghezn ve... | Open Subtitles | مولاتي، إسمحي لي أن أقدم لكِ قادة "الأبناء الآخرون". (ميرو) من"برافوس" (براندال نا جيزان) |
Miró hakkında çok ilginç görüşler açıkladı. | Open Subtitles | "إن له بعض الآراء الشيقة عن لوحة "ميرو |
Siz Serge Mureau musunuz? | Open Subtitles | وأنت (سيرج ميرو)؟ |