"مُباشرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hemen
        
    • tam
        
    • direkt
        
    • direk
        
    • doğruca
        
    • Doğrudan
        
    • canlı
        
    Üst kattaki camda görmüş. Ona seslendikten hemen sonra beni aramış. Open Subtitles من النافذة العلوية، لقد إتصل بي مُباشرة بعد أن نادت عليه.
    Revire götürün. hemen sedye getirin. Open Subtitles من الأفضل أن يذهب إلى المستشفَى فوراً لنحضر حافة هنا مُباشرة
    Yukarı baktım, bir sonraki geliyordu ve tam üzerimize geldi. Open Subtitles نظرتُ للأعلى و هناك كانت الموجة التالية أتت مُباشرة فوقنا
    Birini zehirlemek için en tahripkâr yol zehri tam kalbine zerk etmektir. Open Subtitles أفتك طرق تسميم شخص ما هي عن طريق حقنهم مُباشرة في قلوبهم.
    Eğer ödülü kabul ederse kaydı direkt basına göndereceğiz. Open Subtitles وإن قبل إستلام الجائزة، سنرسل التسجيلات مُباشرة إلى الصحافة.
    Asansör, direk olarak onlara gidecek ama bir şey olması durumunda alternatiflerimiz hazır. Open Subtitles المصعد يتوجّه مُباشرة إليهم، لكن لدينا طُرق بديلة في حال حدث شيء وحسب.
    iyi. Şimdi doğruca kampa dönüyoruz. Open Subtitles والآن إستدر ، وأرجع مُباشرة إلى المُعسكر
    çünkü Doğrudan kurtuluşa götürür, daha da yeniden doğuş olmaz. Open Subtitles لأنَّهُ يؤدي مُباشرة إلى التحرر .لا مزيد من الولادة مُجدداً
    Sağlığına çok düşkün biri olsaydı ülseri olmadığını ona hemen söylerlerdi. Open Subtitles حسناً، لو كان ممروقاً حول ذلك، لكانوا أخبروه مُباشرة أنّه ليس لديه قرحة.
    Hayır. İstediğim bir şey gördüğümde hemen harekete geçerim. Open Subtitles لا، عندما أرى ما أريد، أذهبُ مُباشرة للهدف.
    hemen ardından da kandırılmadığını kontrol etme bölümü gelir. Kadına kancayı takabilmiş mi bakar. Open Subtitles يتبعه مُباشرة بإنقلاب الإنتزاع والتقييد، ويرى لو وضعها في المصيدة.
    Biri yolda araba kullanan beyaz birini yakalamış cinayetin hemen ardından Porchetto arazinin yakınında. Open Subtitles أحدهم رأى ذكراً أبيضاً يقود على الطريق بالقرب من الكوخ مُباشرة بعد إطلاق النار.
    Hakkını vermeliyim, hemen konuya giriyorsun. Open Subtitles حسناً، يجب أن أقرّ لكِ. دخلتِ بصلب الموضوع مُباشرة.
    Ayrıca servis asansörü tam da dükkana iniyor. Open Subtitles والشباك الآلي يصل مُباشرة لمتجر الحيوانات الأليفة.
    İhtiyaçları olan tek şey kendilerini tam da ayakları alrında uzanan şeyden korumak. Open Subtitles كلُّ شيءٍ يحتاجونه لحماية أنفسهم من العناصر يقع تحت أقدامهم مُباشرة ً
    Olamaz, tam önümüzde duruyordu. Open Subtitles لا يُمكن أن يكون ذلك صحيحاً. كانت تقف أمامي مُباشرة.
    Sığırların kanını içerek mücadele için direkt olarak onlardan güç alıyor. Open Subtitles إنَّه يحصل على القوة لاجل القتال المُقبل مُباشرة من أبقاره عن طريق شرب دمها.
    Kameraları devredışı bırakmak, direkt olarak kasaya gitmek... Open Subtitles تعتيم الكاميرات الأمنيّة، الذهاب مُباشرة للخزنة.
    Birileri seni köstebek olarak göstermek için bu para transferini direkt olarak sana yönlendirmiş. Open Subtitles شخص ما يُحاول توريطك كـ الجاسوس بخلق إثر للمال يقود إليك مُباشرة
    Konuşana kadar parmaklarını mı keseyim yoksa direk deşmeye mi başlayayım? Open Subtitles نبدأ بقطع أصابعه حتى يتكلّم أو نقفز مُباشرة إلى الأعضاء الخاصّة؟
    Seninle benim aracılığımla iletişime geçti çünkü direk olarak konuşma riskine giremedi. Open Subtitles هي تتصل بك من خلالي لأنها لا تتجرأ بالتحدث إليك مُباشرة
    Şimdi, doğruca eve. Değişmek için zahmet etme. Open Subtitles الآن, إذهب مُباشرة إلى المنزل ألا تهتم بالتغيير؟
    doğruca havaalanına gitmeni istiyorum çünkü sivri burnunu işime sokmanı istemiyorum. Open Subtitles أريد منكِ القيادة نحو المطار مُباشرة لأننيّ لا أود حشر أنفكِ في أعمالي.
    - Sıradan değil. Başka bir adamın parmağını satın aldı. Böylece bu koda Doğrudan ulaşmamızı sağlayacak bir iz bırakabildi. Open Subtitles لقد اشترى إصبع رجل آخر حتى يترك بصمة تقودنا مُباشرة إلى هذا الرمز.
    canlı yayın başlayana kadar bekledin ve sonra patlattın. Open Subtitles أنتِ اِنتظرتِ حتى اِنتقلتِ للهواء مُباشرة ومِن ثمّ فجّرتِ القنبلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more