Diğerlerine de ilaç vermek istiyorum. pahalı olacağının farkındayım. | Open Subtitles | أنا أود أن أعطى باقى المجموعة العقار أنا أعلم أن هذا مُكلف |
Oldukça pahalı ama sözleşmeden sonra sanırım parasını karşılayabiliriz. | Open Subtitles | إنه مُكلف جدًا، لكن بعد التفاوض يمكننا تحمل تكاليفه |
Yine de pahalı giysilerin parlak beyaz dişlerin, pahalı bir teknen süper pahalı bir evin var. | Open Subtitles | و مع ذلك أنت ترتدي الملابس المكلفة، و الأسنان اللماعة، قارب مكلف، و منزل مُكلف جداً. |
Gerçi bu sefer çok ama çok pahalıya patlayacak. | Open Subtitles | على الرغم من إنّه سيكون مُكلف للغاية هذه المرة. |
Evet, hukuken temiz odanın günlüğünü tutmakla görevlendirildim. | Open Subtitles | أجل، أنا مُكلف قانونيًا أن أبقيكِ في الغرفة الأمنة |
Asıl mesele buradaki her şeyin çok pahalı olması. | Open Subtitles | أعتقد أن الفكرة الأساسية أن كل شيء مُكلف حقاً |
Ve gerçekten ama gerçekten pahalı bir avukatın tavsiyesi üzerine tüm söyleyeceklerimi anlattım. | Open Subtitles | وعلى نصيحة محامي مُكلف جداً لقد قلت كل ما يمكنني قوله |
Ve şimdi zaman değişti onlar hep pahalı şeyler istiyor.Eğlencesi kaçtı | Open Subtitles | عصا مكسورة عليها حفنة من الطين الآن علينا إعطاءهم تلك الأجهزة أو الأشياء المتطورة كل شيء مُكلف. |
Ampersand'de yemek istediğine emin misin? Epey pahalı bir mekân. | Open Subtitles | هل انت متأكد انك تريد ان تأكل في آمبِرساند انه مُكلف جدا. |
Bu günlerde boşanmak oldukça pahalı. | Open Subtitles | سمعت أن الطلاق مُكلف للغاية في تلك الأيام |
Montebello'yu seçmene şaşırdım. Epey pahalı bir yer. | Open Subtitles | أنا مندهش لإختيارك مطعم "مونتيبيلّو" إنه مُكلف للغاية |
Korkarım bu biraz pahalı. | Open Subtitles | أخشي أن هذا مُكلف للغاية |
Hartnell's, Michel. pahalı bir sabah. | Open Subtitles | "محلات "هارتنيلز إنه صباح مُكلف |
Bu New York'tan çıkardığım pahalı dersti. İyi bir polissin. | Open Subtitles | هذا كان درس مُكلف للغاية على شرطة (نيويورك). |
Doğru. pahalı bir zevkin var. | Open Subtitles | هذا صحيح، فذوقك مُكلف |
Son derece pahalı, Oregon'da sıkı yönetmeliklere tabi bir alet. İşte bu yüzden bana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | مُكلف للغاية، ومُنظم إلى حدٍّ كبير في (أوريغون)، أجل، ولهذا السبب أنتما بحاجة إليّ، |
pahalı olmalı. | Open Subtitles | يبدو هذا مُكلف. |
pahalı olmalı. | Open Subtitles | يبدو هذا مُكلف. |
Daha pahalıya patlamadığına şükret. | Open Subtitles | كُن شاكراً لأنه لم يكُن مُكلف أكثر. |
Biraz pahalıya gelmiş, ikimiz için olan bir yatırım. | Open Subtitles | مَشروع مُكلف لكلاينا. |
"İnsanlara yardım edeceğim." Emniyet teşkilatına gittim. İşe bak, sizi tahliye etmekle görevlendirildim. | Open Subtitles | وذهبت إلى الشرطة وها أنا مُكلف بوظيفة إخلائكُم |