Bir hafta içinde, insanlar bu yaptığımızın asil bir girişim veya bu ülkenin suçla savaşmasını değiştirecek bir şans olduğuna dair oy verecek. | Open Subtitles | بعد أسبوع من الآن سيصوت الناس على فيما إذا كان عملنا هنا لغرض نبيل أو أنها طريقة لتغيير كيفية مكافحة الجريمة في البلاد |
Hastalığı tedavi için, hastalar için ve aynı şekilde doktorlar için asil bir yol vardı, ama ölmek için asil bir yol yokmuş gibi görünüyordu. | TED | لدينا طريق نبيل لعلاج المرض المرضى والأطباء سواء ولكن لايبدو انه يوجد طريق نبيل للموت |
Soruyorum size, kaçan bütün kölelerin aynı kaderin soylu bir uzantısı değil midir? | Open Subtitles | أنا أسألكم، هل حالة كل عبدِ هارب هي إمتداد نبيل لنفس المصير الواضح؟ |
Belli ki hatırı sayılır derecede aklı başında bir beyefendi. | Open Subtitles | من الواضح أنه رجل نبيل ذو قدر كبير من الأعتبار |
Bağışlayın, Mr. Fletcher, bir Yankee olsanız bile, ...buraya Beauregard ile geldiniz ve siz çok centilmen birisiniz. | Open Subtitles | لأنك جئت إلى هنا مع .بو ريجارد وأنت رجل نبيل جدا |
Kendini Dünya'yı omuzlarında taşımak zorunda hissediyorsun ve bu asilce. | Open Subtitles | أنت تشعر بالحاجة لحمل العالم على كتفيك وذلك أمر نبيل |
Söyle bana, Nabil ... | Open Subtitles | اخبرنى نبيل هل هى قضية اخلاقية ام مالية 328 00: |
Denizciler, şimdi balıkçı atalarımın eski ve asil bir âdetini ihya etmem için yaklaşın bana. | Open Subtitles | استمعوا لي أيها البحارة، تجمعوا من حولي فسأعيد إحياء تقليد نبيل لأجدادي الصيادين |
Sıradanlığı alaya alır onu övüp, asil bir şeymiş gibi gösterirken bile. | Open Subtitles | يسخر من الأشياء المتوسطة حتى عندما تختفي تحت مظهر نبيل ومناسب |
Kurtarmaya koşarak gelmen asil bir davranış, fakat idam planladığımızı düşünmek için bir neden yok. | Open Subtitles | يا له من تصرف نبيل المجيء لإنقاذه لكن لا سبب لافتراض أننا نخطط لشنقه |
Daima yüksek tabakadan ya da asil kökenli kişilerle borç karşılığı oynuyorlardı. | Open Subtitles | هم دائماً يلعبوا على التسليف مع أي شخص شريف أو ذو نسب نبيل |
Pis bir ihtiyar Alman tarafından vahşice saldırıya uğramış, ve öldürülmüş bir rahibenin cesedi üzerinde dikilmiş, bakışlarında dehşet ve tiksinti olan asil bir askere ne dersiniz? | Open Subtitles | مارأيك بجنديٍ نبيل,واقفاً، بنظرة رعبٍ و اشمئزاز، من على جثة راهبةٍ مقتولة، |
Yine de öyledir iş başında, zorlu ve soylu bir işse yapılacak şey. | Open Subtitles | لا يزال ذكياً عندما يتعلق الأمر بتنفيذ مشروع جريء أو عمل نبيل |
İnsanın hâlâ soylu bir alın yazısı olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد أن الإنسان لا زال لديه مصير نبيل ؟ |
Bir beyefendi kalıp savaşır ama Amerikalı olarak kaçmamızı öneriyorum. | Open Subtitles | أي رجل نبيل سيصمد ويقاوم، ولكني كأمريكي، أقترح أن نهرب. |
Hangi beyefendi olsa lavabo için 50 dolar verir. | Open Subtitles | أي رجل نبيل سوف يعطيني 50 دولارا لغرفة التجميل. |
İşte Özgürlükler Ülkesinden ve de Cesurların Vatanından bir centilmen. İçki ister misin? | Open Subtitles | نبيل من ارض الحرية وموطن الشجعان، ما رآيك بمشروب؟ |
Lütfen orda durup yaptığının asilce bir şey olduğunu söyleme. | Open Subtitles | وأرجوك لا تقف هناك وتدعي أنك تقوم بعمل نبيل |
Nabil Alawi ve onun eşrafında 3 ay önce Nabilin yaptığı | Open Subtitles | وتسللوا نبيل علوي ودائرته. قبل ثلاثة أشهر، اكتشفت مؤامرة من قبل نبيل |
Demek istediğim bir asilzade için normal bir durum bu. | Open Subtitles | كما تعلم ، أعتقد أن هذا أنيق بالنسبة لرجل نبيل |
Savaşmak isteyen bütün onurlu insanlar o toplantıdaydı. | Open Subtitles | كل نبيل مستعد أن يقاتل كان في ذلك الإجتماع |
Bugün, Dwight'ı bir beyefendiye dönüştürmek için yardımınız gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج مساعدتكم لجعل دوايت يبدو بمظهر رجل نبيل |
Lütfen, ben bir beyefendiyim. Kesin olan tek şeyi yok etme. | Open Subtitles | من فضلك أنا رجل نبيل لا تدمري هذا الشيء بي |
- Çok asilsin. Onda sorgu hakimi vardı. | Open Subtitles | يا لك من نبيل لقد كان يهتمُ بالطبيب الشرعي. |
O an ne kadar yüce gönüllü davrandığının farkına varamadım. | Open Subtitles | لم أدرك ذلك الوقت ان ذلك تصرف نبيل من قبله |
O tetiği çekeceksen saygın bir neden için çek ulan. | Open Subtitles | إن قمت بسحب ذلك الزناد حسنا؟ فستسحب الزناد لهدف نبيل |
101 otobanında LAPD Ephraim Nabeel' e Braddock üniversitesine kadar eskortluk ediyor. | Open Subtitles | شارع (101) هو الطريق الذي ستسخدمه (شرطة (لوس أنجلوس) لمرافقة (إفرايم نبيل |
En kötü yanı da buydu. Üzerimde bir köpek gibi hızlı hızlı solurken o kelimeleri söylemekti. "Seni seviyorum baronum." | Open Subtitles | "كان ذلك هو الجزء الأسوء، قول "أُحبك يا نبيل بينما هو مُضطجعًا فوقي |