| Ve bir tuğlayı sorgulamayı bıraktığımızda ödediğimiz insani bedeli ancak fark ederiz, çünkü bütün temelimizi sarsmasından korkarız. | TED | ونادرًا ما ندرك الثمن الانساني الذي ندفعه عندما نفشل في أن نشكك في خطوة واحدة، لأننا نخشي أن يقوض ذلك مؤسستنا بأكملها. |
| Gene de ödediğimiz bedel bence dünyayı daha düzgün bir yer haline getirme adına değer. | TED | ومع ذلك فإني أؤمن بأن الثمن الذي ندفعه يستحق التمسك بكرامتنا , وبجعل العالم مكانًا أكثر عدالة |
| Kira ödemek zorundayım. Sen de dışarıda sürteceğine biraz yardımcı olsan... | Open Subtitles | لدينا ايجار يجب ان ندفعه ربما تدخلي هنا بدلا من ان تخرجي |
| Ve bu sadece yaşanan devrimi ve ödememiz gereken bedeli gösteren dehşet verici resimlerden biri. | TED | هذه بعض من الصور الاقل شناعة عن الثورة انه الثمن الذي يجب ان ندفعه من اجل تقدمنا |
| Sizin gibi öğretmenlerimiz olması için mi vergi ödüyoruz? | Open Subtitles | ما ندفعه من ضرائب لنحصل على معلمين أمثالِك؟ |
| En çok istediğimiz şey için sonunda bir bedel ödenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لكل ما نريده بشده هناك ثمن ندفعه في النهاية |
| Ödenecek bir bedel varsa, hep birlikte öderiz. | Open Subtitles | إذا كان هنالك ثمن لدفعه سوف ندفعه معا |
| Ve biliyorsun ki, aylık ipotek ödemeleri bizim kiraya ödediğimizden daha fazla olmayabilir. | Open Subtitles | وأنت تعرف الدفعات الشهري من المحتمل الا تكون اكثر بكثير مما ندفعه في الإيجار |
| - biz ölümlülerin fazla içtiğimiz için ödediğimiz bir bedel. | Open Subtitles | إنه الثمن الذي ندفعه نحن البشر عندما نشرب كثيراً |
| Ah, şey, bu bilimsel araştırma ve keşifler için ödediğimiz bir bedel. | Open Subtitles | هذا هو الثمن الذي ندفعه مقابل الإكتشافات و الأبحاث العلمية |
| Fakat burada ödediğimiz bedel, anksiyeteyi kabul ettiğimiz o radikal, otentik andır. | Open Subtitles | ولكن الثمن الذي ندفعه مقابل ذلك يتمثل في لحظة حقيقية من قبول القلق |
| Biz vampirlerin ölümsüzlük için ödemek zorunda olduğu bir bedeli. | Open Subtitles | ثمن، نحن مصاصو الدماء يجب أن ندفعه لأجل الخلود |
| Ama en büyük bedeli biz ödemek zorundayız. | Open Subtitles | لكن الثمن الاكبر لابد أن ندفعه نحن الاثنان معاً |
| Kendi hareketsizliğimizden gelen düşmanlarımızın refah ve itibarlardan kazanç sağladığını görmek, ödemek zorunda olduğumuz bir bedel değil. | Open Subtitles | لنرى خصومنا وهم يحققون الثروة والمنزلة الرفيعة نتيجة تراخينا, هذا ليس الثمن الذي يجب أن ندفعه |
| Belki de bu, iyi şeylere sahip olmak için ödememiz gereken bedeldir. | Open Subtitles | لعله الثمن الذي ندفعه لقاء الأمور الجيدة |
| Bazen büyüklük için ödememiz gereken bedel şiddet olur. | Open Subtitles | فأحياناً، الشدة هى الثمن الذي ندفعه مقابل العظمةٍ. |
| Hadi. Bu yüzden kötü gün hesabın için para ödüyoruz. | Open Subtitles | "هيا ، هذا ما ندفعه لك لحساب "الايام الماطرة |
| Sizin gibi öğretmenlerimiz olması için mi vergi ödüyoruz? | Open Subtitles | -جورج) ) - هل هذا مقابل ... ما ندفعه من ضرائب لنحصل على معلمين أمثالِك؟ |
| Kontrol dışı, süper partiler için ödenmesi gereken bir bedel diyelim. | Open Subtitles | للأسف هناك ثمن يجب أن ندفعه للخروج عن السيطرة في حفلتنا المُذهلة |
| Buna kıyasla tüm yokoluş ödenmesi gereken küçük bir bedel-- | Open Subtitles | ما الإبادة التامة إلا ثمن زهيد ندفعه مقارنةً بـ... |
| Ne bedeller öderiz. | Open Subtitles | يا له من ثمن ندفعه |
| Beş yıldan fazla sürede, arabaya ödediğimizden daha az. | Open Subtitles | على مدى خمس سنواتٍ، أقلّ ممّا ندفعه للسيّارة. |
| Diğer çocuklardan biraz geç keşfetti ama onu asla zorlamadık. | Open Subtitles | لقد فعلها بعد الأولاد اللآخرين لكننا لم نكن ندفعه ابداً. علمنا بأنه سيصل هناك. |