Burada doğdum, burada yaşadım, burada öleceğim, ama pişman değilim. | Open Subtitles | أنا وِلدتُ هنا، عشت هنا، سأموت هنا يدون أي ندم. |
Hakikaten pişman olduğunu anlamışlar ve onu özgür bırakmaya karar vermişler. | Open Subtitles | أنه صادق ، و أنه ندم بالفعل و قرروا إطلاق سراحه |
Ve benim paramı çalıp, Pişmanlık bile duymadan güvenime ihanet ettiğin için, | Open Subtitles | بما أنـّك قمت بسرقة أموالي بما أنـّك خنت ثقتي بدون أيّ ندم |
Yaşam ve ölüm vuku bulur, kahramanlar bundan Pişmanlık duymaz. | Open Subtitles | الحياة و الموت يحدث و الأبطال لا يشعروا بأي ندم |
Tüketiciler ve finansal kararlarıyla ve buna bağlı pişmanlıklarıyla ilgili çok geniş çaplı yazılı kaynaklar var -- temel olarak, tüketici pişmanlığı. | TED | لدينا ثقافة واسعة عن الشراء والقرارات المالية. والندم مرتبط بهما .. مثل ندم الشاري على سبيل المثال. |
Senin tutsağınım. Bundan dolayı hiç vicdan azabı çekmiyor musun? | Open Subtitles | بل أصبحت أسيرتك ألا تشعر بأيّ ندم مطلقاً بسبب هذا؟ |
Tek bir hayatı paylaştığımızdan beri, herhangi bir pişmanlığım yok | Open Subtitles | وبما أننا نشاطر حياة واحدة، أنا ليس لدي أي ندم |
Bir vampir acımaz, pişman olmaz. Şekil değiştirebilir. | Open Subtitles | مصاصى الدماء ليس لديهم رحمة او ندم يمكنه تغيير شكله |
Einstein dünyaya atom bombasını verdiğine pişman oldu. | Open Subtitles | انيشتاين ندم لانة اخرج للعالم القنبلة الذريه |
pişman olduğunu sanmam. | Open Subtitles | أنا لا أَفترضُ بأنّه يُبدي أيّ ندم صادق؟ |
Anında pişman olduk. Yıkım düşündüğümüzün çok ötesindeydi. | Open Subtitles | صدقنى الجميع ندم على ذلك فى الحال , حجم الدمار كان أكثر من ما يتخيل احد |
Ayrıca, bana karşı silahlanan ve şimdi pişman olanlar, affedilecekler. | Open Subtitles | و أيضاً من جمع جيوشاً ضدي و ندم علي هذا أعرض بسرور عفو تام |
Başlangıçta insanı yarattığına pişman olup tufanı yarattığında nedendi bu? | Open Subtitles | عندما ندم الرب على خلق البشر واغرق الارض |
Pekala, o zaman önümüze bakıyoruz, Pişmanlık ve geri dönmek yok. | Open Subtitles | حسناً إذاً سنتخطى ذلك لا ندم ولا حاجه للنظر إلى الخلف |
"Bu gece ölecek olsan ve kimseyle konuşma şansın olmasa birine söylememekten en çok Pişmanlık duyacağın şey ne olurdu?" | Open Subtitles | اذا كان عليك الموت اليوم من دون التوصل مع اي شخص ما هو اكبر ندم لعدم اخبار اي شخص ؟ |
Ama gerçekten önemsediğimiz ve derin Pişmanlık duyduğumuz şeylere gelindiğinde bu tecrübe hissediliyor? | TED | لكن بالنسبة لتلك القرارات التى نهتم بها فعلياً والتى نختبر ندم عميق حيالها، هل يمكن وصف هذا الشعور؟ |
Bence onun hayatındaki en büyük pişmanlığı bir kukla yerine bir erkek evlat doğurmuş olması. | Open Subtitles | أتعلم, أظن أن أكبر ندم في حياتها أنها أنجبت ابنا وليس دمية |
O kadar kolay oyuna getirildiği için vicdan azabı çekiyor. | Open Subtitles | إنّه في حالة ندم عميقة كيف يمكنه أن ينخدع بهذه السهولة؟ |
O andan beri hiçbir şüphem, korkum ya da pişmanlığım olmadı. | Open Subtitles | لم تراودني ابدا اي شكوك, مخاوف او اي ندم من حينها |
Ve inanıyorum ki gelecek yıllarda ifadem hak ettiği şekilde görülecek ve ben bugüne pişmanlıkla bakmak zorunda kalmayacağım. | Open Subtitles | و انا اعتقد ان بقدومي الي هنا. أن شهادتي ستعرض كما هي. و أنني لن أنظر إلي الخلف لذلك اليوم بأي شكل من اشكال ندم. |
O zaman becermeye çalış, çünkü inan bana.... ...pişmanlıklar bir kere başladığında, artık çok geç olur. | Open Subtitles | ،إذاً، تحسّني في ذلك .. وصدقيني ،حالما تتحول المخاطرة إلى ندم فسيكون الأوان قد فات |
Bir hata yapmış ve hayatının geri kalanında onun pişmanlığını duymuş. | Open Subtitles | لقد إقترف خطأ واحداً، وقد ندم عليه باقي حياته |
Yeniden yola koyulma vakti geldiğinde üzüntü yaşadım. | Open Subtitles | عندما توجب عليّ أن أغادر فعلت ذلك و في داخلي ندم عميق |
Pişmanlığın var mı? | Open Subtitles | هل من ندم ؟ |
Tam olarak kastettiğim acı, merhamet, aşk. | Open Subtitles | :أنا أعزوها ببساطة إلى عواطف قياسية ألم, ندم , حب |
Karen, anlıyorum ki senin pişmanlıkların yok, ama benim var. | Open Subtitles | كارين لقد ادركت انه ليس لديك اي ندم .. ولكن انا لدي |