| Daha geleli yarım gün oldu. Bu kasabayı anlamak daha uzun sürer. | Open Subtitles | لكنّه هنا منذ نصف يوم يحتاج أكثر من ذلك لفهم هذه البلدة |
| Unutma, bugün okul yarım gün. - Ve yarım gömlek, değil mi? | Open Subtitles | تذكر انه اخر نصف يوم من المدرسة اليوم ونصف تي شيرت ايضا |
| İyileşeceğimi söylediniz ama yarım gün geçmeden açlık hissi geri geldi. | Open Subtitles | قلت أنـّي سأشفى , لكن بعد نصف يوم عاد الشره مُجدداً. |
| Bugün iki dakikalık telefon görüşmesi ile yarım günlük emek tasarrufu ediyoruz. | TED | اليوم هم يختصرون نصف يوم من العمل في مكالمة هاتفية لاتتجاوز الدقيقتين. |
| Bittiğinde inan çok mutlu olacağım. Yarın sadece yarım gün sürecek. | Open Subtitles | سيكون الأمر رائعا إن إنتهت غدا ستكون مجرد نصف يوم فقط |
| Kasap ve berber yarım gün kapalı olacak. | Open Subtitles | سيغلق الجزار والحلاق محلاتهم لمدة نصف يوم |
| Buradan yarım gün ileride bir maden kasabası var. | Open Subtitles | توجد بلدة للتعدين على بعد نصف يوم من هنا |
| Mesajı tekrarlamalarını söyle ve bana getirmekte, en az yarım gün oyalan. | Open Subtitles | أطلب منهم إعادة إرسال الرسالة سيستغرق ذلك نصف يوم على الأقل |
| Mesajı tekrarlamalarını söyle ve bana getirmekte, en az yarım gün oyalan. | Open Subtitles | أطلب منهم إعادة إرسال الرسالة سيستغرق ذلك نصف يوم على الأقل حاضر يا سيدى |
| Daha yarım gün gördün. Son günlerdeki halini bilmiyorsun. | Open Subtitles | انت قضيت معه نصف يوم فقط انت لا تعرف كيف يكون شكله |
| Bina çalışmaya başlayınca yarım gün izin. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | نصف يوم إجازة عند تشغيل المبنى شكرا يا سيدي |
| Bunu yarım gün boyunca limonlu şaraplı bir sosta dinlendirir... sonra yağda çevirip şekerle pişirir. | Open Subtitles | ينقنعها مدة نصف يوم بمرقه خمر. وبعدها يشويها. |
| Senin yüzünden uçaktan atıldık ve Pariste geçirebileceğimiz yarım gün uçtu? | Open Subtitles | لقد أخرجنا من الطائرة و فقدنا نصف يوم في باريس |
| En fazla yarım gün kaybederiz. Sorun yok. Sadece tekerlekler. | Open Subtitles | سوف نفقد نصف يوم على الاقل إنها فقط العجلات |
| Uzakta değil. Hemen dağın arkasında, atla yaklaşık yarım günlük yol. | Open Subtitles | إنه ليس بعيداً , يقع خلف الجبل حوالي مسيرة نصف يوم |
| Buradan yarım günlük mesafede bir ileri karakol var. | Open Subtitles | هناك نقطة حدود مسافة نصف يوم قيادة من هنا |
| O olaydan beri yarım günden fazla zamandır uyuyordun. | Open Subtitles | . لقد نمت أكثر من نصف يوم بعد عودتك من الطوارئ |
| Altı saatlik uçak yolculuğu. Yarım günde git, Yarım günde dön. | Open Subtitles | الرحلة تستغرق اربع ساعات نصف يوم هناك ونصف يوم عندما تعود |
| Bunu senin o çok iyi eğitilmiş organizasyonundan tamamen habersiz öğrenmem yarım günümü aldı. | Open Subtitles | بحيث إستغرق الأمر منّي نصف يوم لأتعلّم شيءٌ ما، من مُنظمّتك عالية التّدريب التّي لم تكُن تعلم تمامًا بالأمر. |
| İki şekilde de, anlamak için yarım günümüzü harcayacağız. | Open Subtitles | بالحالتين علينا تضييع نصف يوم لمعرفة أيهما |
| Sadece yarım günü silsem süper olur. | Open Subtitles | سيكون رائعا لو أمني مسح فقط نصف يوم |
| Bunlardan biri bilgisayar sistemini mahvetti ve her bir rezervasyonu elle yeniden programlamak günümün yarısını aldı. | Open Subtitles | و أحدهم أخترق بيانات الحسوب. و هذا أخذ مني نصف يوم لإعادة البرمجة يدويًا. |
| Kızları almalıyım. Bugün yarım gündü. | Open Subtitles | يجب أن أحضر البنات لديهم نصف يوم فقط |
| Günün yarısı gitti. Hepimizin kitabın için ölmesini istiyorsun. | Open Subtitles | لقد ضاع نصف يوم' هل تريد أن نموت من أجل الكتاب |