Teknolojinin, sağlık hizmetlerini oyunu değiştiren bir ölçekte yeniden keşfetmeye yardımcı olma zamanı. | TED | حان وقت التكنولوجيا لأن تساعد في إعادة تقديم الرعاية الصحية على نطاق متغير. |
Ancak ceza yargı sisteminin alanı aşırı genişledi ve rakamlar artık çok büyük. | TED | لكن نطاق النظام القضائي الجنائي قد نما بشكل هائل جدًا، وأصبحت الأرقام كبيرة جدًا. |
Ama telsiz menzili dışında olmamızın imkan ve mümkünatı yok. | Open Subtitles | لكن من المستحيل هذا لقد كانوا خارج نطاق تغطية اللاسلكي |
Genişlemesi zamanla gittikçe artıyor ve bu durumda, uzay zamanın büyük çapta parçalandığı yerde evren yıkıcı bir artış yaşayacak. | Open Subtitles | توسعه باكبر سرعة من قبل مع مرور الوقت. وفي هذا السيناريو، الكون سينتهي بكارثة. حيث يقع الزمان على أوسع نطاق. |
Hasar oldukça geniş bir alanda. Birçok yerde yangın çıktı. | Open Subtitles | هناك أضرار كثيرة فى نطاق واسع بعض الإطفائيين يقومون بإقتحام.. |
Fakat beyin görüntüleme ve bilişsel psikolojideki son gelişmeler araştırma alanını daraltmıştır. | TED | و مع ذلك ، التطورات الأخيرة في مجال التصوير العصبي وعلم النفس الإدراكي قامت بتضييق نطاق التوقعات. |
Sadece Fransa'da çeyrek milyon farklı birimin olmasından ötürü, büyük çaplı bir değişim çok ciddi bir parçalanmaya neden olurdu. | TED | بوجود ربع مليون وحدة قياس مختلفة في فرنسا لوحدها، فإن أي تغيير يطبّق على نطاق واسع سيحتاج لحدوث اضطراب هائل. |
Bu küçük ölçekli çiftçilik veya ticari tarımla veya büyük tarımla ilgili değil. | TED | لا يتعلق الأمر بالزراعة على نطاق صغير أو الزراعة التجارية أو الزراعات الكبيرة. |
Çünkü, bir elit tabaka ve onun kolaylaştırıcıları... ...endüstriyel ölçekte ağaç kesiminin... ...desteklenmesinden uzun yıllardır milyonlarca dolar... ...kazanmaktadırlar. | TED | أيضا، لأن نخبة والمسهلين لها وقد تم صنع بملايين الدولارات من دعم قطع الأشجار على نطاق صناعي لسنوات عديدة. |
Ancak Mars'taki toz fırtınaları etkileyici derecede küçük bir ölçekte olabilir. | Open Subtitles | لكن العواصف الترابية على المريخ قد تكون مدهشة على نطاق أصغر |
Amy'nin etki alanı biz ve ailesinin bildiğinden daha derin ve zengindi. | TED | نطاق تأثير إيمي كان أقوي وأعمق مما اعتقدناه أنا وعائلتها. |
Bu kez diğer yöne gidip birçok farklı alanı sentezleyen konuşmaların hangileri olduğunu söyleyebiliriz. | TED | يمكن أن نذهب اتجاه الأخرى وأقول، حسنا، ما هي المحادثات التي تم تحليلها على نطاق واسع هناك أنواع مختلفة من الحقول. |
Uzun otların menzili dışında kalın. | Open Subtitles | إبقوا بعيدآ عن نطاق النار لهذه الحشائش الطويله. |
Bu yeni makine çağının gerçekleri ve ekonomideki değişiklikler daha büyük çapta bilinir hale geliyor. | TED | الحقائق حول هذا العصر الجديد للآلة والتغيير في الاقتصاد أصبحا معروفين على نطاق واسع. |
Ve benim gibi tedavi sürecinde gerçekten çalışma imkanı olan insanlardan öğrenilenler, daha geniş bir alanda paylaşılmalı. | TED | ودروس من أشخاص مثلي. الذين استفادوا من العمل خلال فترة علاجهم. نحتاج أن تكون مشاركة على نطاق واسع. |
Fakat biz bu yıl 300 milyon dolar daha yatırım yapıyoruz. Kapsama alanını genişletmek için. | TED | ولكننا استثمرنا أيضا 300 مليون دولار اضافيّة هذا العام لتوسيع نطاق هذه التغطية. |
Kariyerime bir sanatçı olarak başlıyorum ve bilgisayarımla bişeyler geliştiriyorum, küçük çaplı şeyler, bitkilerin büyüme sistemleri gibi şeyleri araştırıyorum. | TED | أنني أبدأ مهنتي كفنان أبني أشياء باستخدام حاسوبي، على نطاق ضيق بالتحري عن أشياء أشياء كأنظمة نمو النباتات |
İstediği buymuş, ...büyük ölçekli bir yıkım ile onun silahını yapmadıkları için, | Open Subtitles | هذا ما يريده تدمير على نطاق واسع لإثبات أن وزارة الدفاع الامريكية |
5000 metrelik alan içindeki cep telefonlarını normal bir şebekeymiş gibi tespit edebilecek. | Open Subtitles | لذا أي هاتف محمول في نطاق 5 كيلومترات سيستولى عليه، بإعتبارها شبكة عادية |
Kalkan alanının dışına çıktık, bizi iki sektör öteden bulabilirler. | Open Subtitles | نحن خارج نطاق الدرع. والآن حان دورك، أيها القائد. |
Gemiyi uyarmak için çok geç Atış menziline girdiler bile. | Open Subtitles | لقد فات الأوان لتحذير السفينة.إنهم بالفعل في نطاق اطلاق النار |
Bu yaklaşımın dagitim merkezinin içinde etkin olarak yaptığı şey onu büyük ölçüde eşzamanlı işleyen bir motora çeviriyordu. | TED | ولكن إن ما تقوم به هذه الطريقة بفاعلية داخل العاصمة هو تحويلها إلى محرك معالجة موازٍ ذو نطاق واسع. |
Ülke çapında ev fiyatlarının düşmesi diye bir şey olmadı. | Open Subtitles | لم يحدث أبدا أن انهارت أسعار المنازل على نطاق واسع |
Sizin davalardan biri FBI'ın yetki alanına girince bize söylüyor musun? | Open Subtitles | أنت دائماً تعلمنا عندما تجد قضايا تكون تحت نطاق سلطتنا |
Hiç suyu olmayan bir ülke, sınırları ötesinde neler olacağı konusunda endişelenmeli. | TED | ان بلد لايمتلك الماء يجب ان يقلق حول الاحداث خارج نطاق حدوده. |