| Onu sadece bizim görebilmemizle ilgili bir teorim var. Duymak isterim. | Open Subtitles | حسنا لدي نظرية لماذا نحن الثلاثة فقط من نستطيع رؤية الكوخ |
| Duymak istersen bir teorim var. Galiba o bir hırsızdı. | Open Subtitles | لدي نظرية, إذا كنت تريد سماعها أعتقد أنها كانت لصة |
| Peki bizim tasarımlarımızda beş duyuyu birden kullanma teorisini uygulamaya başlarsak? | TED | والآن ماذا لو بدأنا بتطبيق نظرية الحواس الخمسة في جميع تصميماتنا؟ |
| - Ortalıkta dolaşan başka bir teori var. - Nedir? | Open Subtitles | ـ سيد هورمان، ثمة نظرية أخري منتشرة ـ وما هي؟ |
| Üniversitede bu terimden oldukça gözümün korktuğunu hatırlıyorum -- renk teorisi. | TED | أستطيع تذكر رهبتي الشديدة من هذا المصطلح في الكلية، نظرية الألوان. |
| Bak sen. Yine de, "kimin yaptığına dair bir-iki teorin illa ki vardır" deme cüretinde bulunacağım. | Open Subtitles | و مع ذلك أحس أنه لديك نظرية أو اثنان بخصوص من فعلها |
| Ve Higgs teorisine göre, tam o anda, evrende dramatik bir an yaşandı. | TED | و على حسب نظرية هيقز, في تلك اللحظة, حصل حدث دراماتيكي في الكون. |
| Sicim teorisinin denklemleri çok büyük sayıIı çözümler, çok çok büyük sayılar gerektiriyor. | Open Subtitles | إذن فمعادلات نظرية الأوتار لديها أعداد كبيرة جداً من الحلول عدد ضخم وهائل |
| - O pisliğin neden ortaya çıkmadığına dair bir teorim var. | Open Subtitles | أتعلم ؟ أن لدي نظرية عن سبب عدم ظهورهذا الوغد مايكل |
| Gözlük takan erkeklerle ilgili bir teorim var. | Open Subtitles | لدي نظرية في الرجال الذين يرتدون النظارات |
| Ayrıca kazanmak için oynayanlara dair bir teorim var. | Open Subtitles | و بجانب ذلك، لدي نظرية تجاه الأشخاص الذين يلعبون للفوز |
| Geçtiğimiz yüzyılda, Naziler, üstün ırk teorisini öne sürdüler, fakirlerin üremelerini engellemek için. | Open Subtitles | في القرن الماضي , استخدم النازيون نظرية تحسين النسل لوقف الفقراء من التكاثر. |
| Genç Isaac Newton'un ilk kez kapsamlı yerçekimi teorisini çözdüğü o dahiyane an. | Open Subtitles | تلك اللحظة العبقرية التي نجح خلالها الشاب اسحق نيوتن في اكتشاف نظرية الجاذبية |
| Sicim teorisini bırakma konusunda fakülte senatosuna itiraz mektubu yazıyorum. | Open Subtitles | أكتب طلباً ,لمجلس الجامعة حتى أستطيع الأنتقال من نظرية الأوتار |
| İlginç bir teori, ama kalan 21 dakika içine tek yapmamız gereken, bu kadının bir şekilde işe karışıp karışmadığını öğrenmek, tamam mı? | Open Subtitles | نظرية مثيرة للإهتمام، لكن مع 21 دقيقة متبقية كل ما علينا فعله هو معرفة ما إذا كانت هذه المرأة متورطـة بشكل ما، حسناً؟ |
| Einstein ve de Broglie'nin atomu geleneksel yolla açıklamalarına rağmen radikaller, 1924'te, Bohr'un kuantum atlamalarına dayanan yeni bir teori ortaya attılar. | Open Subtitles | في عام 1924 و في تحدٍ لتفسير أينشتاين و دي برولي التقليدي للذرة يضع المتطرفون نظرية جديدة مبنية على قفزات بور الكمية |
| Ajan Mulder'ın bu cismin başka bir yerlerden geldiğiyle ilgili bir teorisi var. | Open Subtitles | الوكيل مولدر كان عنده نظرية التي المادة يمكن أن تأخذ تعال من الزيارة. |
| Blanket ile ilgili bu çılgın teorin aktif göreve dönmene yetmez. | Open Subtitles | نظرية " بلانكيت " المجنونة ليست سبباَ كافياَ للعودة لنشاط الواجب |
| Devamlı aktivasyon teorisine göre rüyalar, beynin düzgün çalışabilmesi için sürekli hafızayı pekiştirip uzun süreli hafızalar oluşturma ihtiyacından doğar. | TED | نظرية التفعيل المستمر تعتقد أن أحلامك نتائج من احتياج عقلك لتعزيز وخلق الذكريات لمدة طويلة باستمرار لكي يعمل بشكل صحيح |
| Ama sorduğunuzda, "iyi bir beyin teorisinin olmayışının çeşitli nedenleri var", derler. | TED | حسناً, هناك أسباب عديدة لعدم توفر نظرية جيدة للدماغ. |
| Bir teoriye sahip olmanın sorunlu tarafı teorinizin bilişsel önyargılarla dolu olabilmesidir. | TED | المشاكل مع وجود نظرية ان نظريتك يمكن ان تكون محملة بانحرافات معرفية. |
| teorik Fizikçi olan Lee Smolin zamanın gizemini çözmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لي سمولينغ هو عالم فيزياء نظرية يحاول حلَّ غموض الزمن |
| Jeff Hawkins, bu sabah, büyük ve önemli bir teoriyi sinirbilime katmak için yaşadığı zorluğu anlatıyordu. | TED | بالحصول على نظرية , نظرية كبيرة جيدة , في علم الأعصاب و هو على حق . إنها مشكلة |
| Berbat derecede karmaşık bir teoriydi, bir sürü integral ve formül, hesapla dolu bir şeydi. | TED | كانت نظرية معقدة جداً تعج بمعدلات التكامل والتفاضل الرياضية ونحو ذلك |
| Bu, aslında bir teorimiz olmayışının belirtisi. | TED | في الحقيقة هذا علامة على الحقيقة التي تقول بأنه ليس لدينا نظرية. |
| Evrim kuramı, bize doruktaki cesareti sunar: Algılamanın, gerçeği görmekle ilgili değil de, çocuk sahibi olmakla olduğunu anlama cesareti. | TED | وستقدم لنا نظرية التطور التحدي الأكبر و هو التمييز بأن الإدراك ليس حول رؤية الحقيقة ولكن حول حصولنا على الأولاد |
| Schwarzschild'ın bulgularının teoriden başka bir anlamı olmadığını düşündüler. | Open Subtitles | أن حسابات سوازرشيلد .كانت أى شىء أكثر من نظرية |
| Bu yapı, bilinen tüm mimari teorileri kat be kat aşmış. | Open Subtitles | هذا البناء يذهب بعيدا عن أى نظرية معمارية |