Nedenini gerçekten bilmiyoruz, ama besin kaynağı ve belki de sudaki oksijenle bir ilgisi olduğunu düşünüyoruz. | TED | لا نعرف السبب بالتحديد، لكننا نظن أن له علاقة بمصدر الغذاء و ربما الأوكسيجين في الماء. |
Çok iyi bir potansiyeliniz olduğunu düşünüyoruz. Güzel. Bu yüzden dürüst olmak istiyoruz. | Open Subtitles | و نظن أن لديك موهبة لذا سأكون صريحة معك تماماً |
Tabii ki, ailemiz ve arkadaşlarımız olduğunu düşünüyoruz ama bazı şeyler olduğunda bazı ciddi şeyler olduğunda kendini çok yalnız hissediyorsun. | Open Subtitles | نظن أن لدينا عائلة و أصدقاء. و لكن عندما يحدث أي شيء. عندما تحدث الأشياء الخطيرة. |
Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله |
Bomba patlarken bir arkadaşımızın müzede olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن واحداً من أصدقائنا كان في المبنى عند إنفجار الفنبلة |
Bakın. Kendini sunuyor. Bunun olması için senelerce bekleyeceğimizi düşünmüştük. | Open Subtitles | انظروا ، إنها تستسلم له كنا نظن أن هذا سيتطلب سنوات وسنوات |
Para ile ilgili bir şey olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسناً؟ ، نظن أن للمال علاقة بمن كانَ المال لهُ |
Sandhya'nın rahatsızlığının status epileptikus olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظن أن ما تعاني منه سانديا يسمى حالة صرعية |
Rahimle kütle arasında bir aralık olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن الإثنان نظن أن هناك انفصال بين المبيض و الكتلة |
Paylaşacağınız mükemmel bir hayat hikayeniz olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظن أن لديك قصة حياة رائعة لتشاركنا إياها |
Bir ya da daha fazla uçakta biyolojik silah olduğunu düşünüyoruz. - Biyolojik silah mı? - Evet. | Open Subtitles | نظن أن طائرة واحدة أو أكثر مٌفخخة بأسلحة بيولوجية |
Kurbanlarını birkaç yıl tutsak tutmaya yetecek mahremiyete sahip gözden uzak bir yeri olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظن أن لديه موقع معزول يؤمن خصوصية كافية ليحتجز ضحاياه لسنوات عدة |
Bizi öldürmeye çalışanların kocanı vuranlarla aynı kişiler olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظن أن نفس الأشخاص الذين يحاولون قتلنا هم نفسهم الذين قتلوا زوجكِ. |
Bu çok önemli çünkü iklim değişikliğinin en büyük etkisinin yağmur kuşaklarının hareket etmesi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | وهذا بغاية الأهمية، لأننا نظن أن أكبر تأثير نات عن التغير المناخي هو تغير مناطق الأمطار حيث ستبتعد عن خط الاستواء |
Bence genelde, yaptığımız işi yapmak için maddi ödüllerin oldukça kötü bir sebep olduğunu düşünüyoruz. | TED | و بشكل عام ، أعتقد اننا نظن أن العوائد المادية سبب سخيف للقيام بالعمل الذي نعمله . |
Babasına ne söyleyeceğiz? "Çocuğunuzda Lupus olduğunu düşünüyoruz ama Hepatit-E tedavisi uygulayacağız. | Open Subtitles | ماذا نقول للأب؟ "نظن أن ولدك مصاب بالذئبة لكن سنعالجه من التهاب الكبد هـ"؟ |
Bu adamın bir şekilde bilinç kaybıyla ilintili olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن لهذا الرجل صلة بفقدان الوعي بطريقة ما |
Diğer özelliğinin hipokampusu pozitif bir yönde etkilemek olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن وظيفتها الأخرى هي تنشيط المخيخ بطريقة إيجابية |
Kazanın onun yüzünden olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | حسناً, نظن أن حادثتة كانت نتيجة شيء غير قانوني. |
Adınızı değiştirme kararınızın 18 ay içeriden bilgi ticareti yapmanızla bir ilgisi olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن قرار تغيره كان له علاقة لتمضية 18 شهراً بالسجن بسبب نشاط أسهم غير شرعي؟ |
Aiden, bunun Tina geldiğinde çekildiğini düşünmüştük. | Open Subtitles | ايدن، كنا نظن أن هذا لقطات من تينا وصوله. هذا هو في الواقع لها العودة. |
Başından beri ölümlerin rastgele olduğunu düşündük. | Open Subtitles | طوال الوقت ونحن نظن أن القتل عشوائى وأنه يمكن |
Onu öldürenin karşı binanın çatısında olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أن الذي قتله كان معه الفوق في السطح |