| Kendimizi ifade etmemize yardım eder ve alkol ve uyuşturucunun yardımı olmadan Mutlu olmamızı sağlar. | TED | يساعدنا أن نعبر عن أنفسنا و أن نكون سعداء بدون مساعدة الكحول أو المخدرات. |
| Aramızın düzelmesini, beraber Mutlu olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | أردت علاقتنا أن تنجح, أن نكون سعداء مع بعض. |
| Biliyorum, düşünmesi zor ama belki Paxil almadan ya da zorlayıcı aşırı yemek yemeden Mutlu olmayı öğrenebiliriz. | Open Subtitles | أعلم أن هذا لا يمكن تصوره ، لكن ماذا لو تعلمنا بصدق كيف نكون سعداء بدون افراط |
| Belki de, gerçekten Mutlu olmak için, kendimizi o anki deneyime tamamen kaptırmış ve odaklanmış olmamız gerekiyor. | TED | ربما، لكي نكون سعداء حقاً، نحن بحاجة إلى البقاء تماما منهمكون في التركيز على واقعنا في تلك اللحظة. |
| Peki, sadece deneyelim ve bu gece mutlu olalım, ha? | Open Subtitles | حسنًا، دعنا فقط نحاول أن نكون سعداء الليلة؟ |
| Bir gün kendi erkeğimi bulacağım ve biz de mutlu olacağız. | Open Subtitles | يوما ما, سوف اجد رجلا خاص بي و سوف نكون سعداء , ايضا |
| Bir arkadaş bulup ondan ayrılması nedeni ile mutlu olabilir miyiz? | Open Subtitles | يجب أن نكون سعداء أن لديها صديق جديد ونتركها في تلك التجربة؟ |
| Bak, konu şu ki, burada da mutlu olabiliriz. En azından bir süreliğine. | Open Subtitles | القصد هو انه يمكن ان نكون سعداء حتى ولو لبرهة |
| Burası yaşadığımız yer. Daha fazla korkmadan, Mutlu olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | هنا حيث نحيا، أريد فقط أن نكون سعداء لسنا خائفين بعد الآن |
| Tanrı bizi seviyor ve Mutlu olmamızı istiyor. | Open Subtitles | على أن الرب يحبّنا ويريد منا أن نكون سعداء, أأنت سعيد؟ |
| Sadece bir aile olarak Mutlu olmamızı istemiştim. | Open Subtitles | كل ما أردت من أجلنا أن نكون سعداء أن نكون عائلة |
| Bebeğim, Mutlu olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | حبيبتي أريد أن نكون أريد أن نكون سعداء. |
| Mutlu olmayı hak ediyoruz. | Open Subtitles | إن كان الرجل المناسب لنا نحن نستحق أن نكون سعداء |
| Mutlu olmayı düşünüyorduk, acınacak bir hale düştük. | Open Subtitles | من المفترض ان نكون سعداء, ولكننا يائسون بدلا من هذا |
| Mutluluğumuzu nasıl hayal ettiğimiz, bizi birbirimizden ayıran konu, halbuki zaten ortak olduğumuz çok şey var, o da Mutlu olmak istiyoruz. | TED | كيفية تصورنا للسعادة، تختلف من شخص لآخر، لكنها تحمل مسبقا عدة قواسم مشتركة بيننا، أننا نريد أن نكون سعداء. |
| Biz birlikte Mutlu olmak istedik. | Open Subtitles | بالبنسبة لنا فنحن نريد أن نكون سعداء مع بعضنا |
| Her şeyini feda ettin, sadece biz mutlu olalım diye... | Open Subtitles | لقد ضحيتي بكل شيء حتى نكون سعداء |
| Eğer bir gün evlenirsek, çok mutlu olacağız görürsün. | Open Subtitles | اراهن لو اننا تزوجا يوماً سوف نكون سعداء جدا |
| Artık mutlu olabilir miyiz? | Open Subtitles | يمكننا أن نكون سعداء الآن؟ |
| Seksi denklemden tamamen kaldırarak da mutlu olabiliriz. | Open Subtitles | يُمكننا أنْ نكون سعداء... بإزالة الجنس من المعادلة تماماً. |
| Hazel için sevinelim. | Open Subtitles | دعونا نكون سعداء من أجل هازل |
| Senin bu iyileşmiş yeni halini gördüklerine sevinecekler. | Open Subtitles | سوف نكون سعداء جدا لرؤية الجديدة المحسنة لك. |
| Bunun için sevinebiliriz. | Open Subtitles | .يمكننا أن نكون سعداء بشأن ذلك |
| - Neden mutlu olmayalım ki? | Open Subtitles | ولماذا لا نكون سعداء - ... اقصد - |
| O yakışıklı, güçlü ve zengin. Onun adına mutlu olmalıyız. | Open Subtitles | إنه غني، مستقر، و وسيم، يجب أن نكون سعداء لأجلها |