| Kusura bakma ama niyeti ne kadar iyi olursa olsun bir babanın kızını aldatmasına yardım edemem. | Open Subtitles | أنا آسف، لكن لست في العادة مساعدة أبّ عالج بنته. مهما كان جيد نواياه قد تكون. |
| Ama konu şu ki, sizin insanlarınızın niyeti iyiydi. | Open Subtitles | و لكن النتيجة هي أن شعبك كانت نواياه طيبة |
| Kardeşim için olan niyetini düşününce... korkarım biraz merhametli davranıyorum. | Open Subtitles | أخشى أنّي كنت متراخيًا معه وضعًا بالاعتبار نواياه نحو أختي. |
| niyetinin düşmanca olduğunu düşünmenin mantıksız olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أجد الأمر منافيًا للمنطق أن نواياه عدائية. |
| İyi niyetli bile olsa laubali olmasını istemezdim. | Open Subtitles | رجلًا مألوف جدًّا, حتّى لو كانت نواياه صالحة. |
| elini göstermedi. Sinirli olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لم يفصح عن نواياه ولكن أستطيع الجزم بأنه كان متوتراً. |
| Çalışmasını gizli sürdürmek için elinden gelen her şeyi yaptı, ama biz onun niyetinden korktuk. | Open Subtitles | لقد فعل كل مابطاقته حتى يبقى عمله بشكل سري لكننا خشينا من نواياه |
| niyeti ne olursa olsun cok cömert davranmis. | Open Subtitles | ومهما كانت نواياه فهو كريم جداً لقد سألها الزواج |
| Trakyalıya karşı niyeti kan içeriyor olabilir. | Open Subtitles | نواياه منصبة على هذا الثراسي قد تسبب حماما من الدم |
| Narcisse'in suçlu olduğu şey her neyse niyeti belli. | Open Subtitles | ايا كان ما اقترفه نارسيس فإن نواياه واضحه جدا |
| Kötü bir niyeti yoktu elbette ama ona güvenemezsin. | Open Subtitles | لعل نواياه حسنة، لكن لا يمكن الوثوق فيه |
| Dinlemek istersen, bir adam sana kötü niyetini de anlatır. | Open Subtitles | معظم الوقت، أيّ رجل سوف يخبرك عن نواياه السيئة ،لو كنت تستمع عليك أن تفهم معنى الكلام |
| Eğer bu kitaptaki bilgilere ulaşırsa, kötü niyetini tüm içtenlikle sergileyebilir. | Open Subtitles | لو حصل على هذه المعلومات التي في هذه الصفحات فأؤكد لك أن نواياه ستكون أحقر ما يكون |
| Adam özel dikim bir elbise ile baleye gitmeni istiyor sense kalkmış onun niyetini mi sorguluyorsun? | Open Subtitles | معرفة نواياه. الرجل يُلبسكِ ملابساً مُخصصة للباليه، وأنتِ تُشكّكين بنواياه؟ |
| Merhumun niyetinin aksi doğrultuda mirasının paylaşılması için biraz zorlamalıyız. | Open Subtitles | عليكم القيام ببعض الضغوطات والتى توضح أن المتوفى تخلص من ملكيته على عكس نواياه |
| Onun Marianne'e karşı niyetinin onurlu olduğunu inkar edemem. | Open Subtitles | فلا أنكر من ذلك ان نواياه مع الآنسه ماريان كانت صادقة |
| Onun ne yaptığı, neler yaşadığını ya da niyetinin ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف ما فعله، ما واجهه أو ماذا كانت نواياه |
| İyi niyetli olduğuna eminim ama o, nasıl bir duruma girdiğini tam olarak bilmiyor gibi. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن نواياه صادقة و لكنه لا يبدو أنه يعرف بالضبط ما هو مقبل عليه |
| Michael Maggie'yi açığa çıkarmaya azimliydi, elini güçlendirmek için saklanıyordu. | Open Subtitles | (مايكل)، عزم على فضح) (ماجي) اختبئ حتى لايفضح عن نواياه |
| O halde niyetinden suphe etmemek lazim. | Open Subtitles | حسناً, إذاً ليس هناك حاجة بان نشك في نواياه إذاً |
| Onun niyetleri iyi olduğunu düşünüyorum. Başka bir şansı hak ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن نواياه جيدة يستحق فرصة أخرى |
| Bu dağların her bir santimini biliyorum. Bırak aralarına sızayım da Hans'ın neyin peşinde olduğunu anlayayım. | Open Subtitles | أعرف كلّ بوصة مِنْ تلك الجبال دعيني أتسلّل وأتحرَّ نواياه |
| İyi niyetliydi. Ancak umutları çocukçaydı. | Open Subtitles | نواياه كانت عفيفة، لكن آماله كانت ساذجة. |
| Ben hiçbir şeyi yanlış anlamadım. Niyetlerini tam anlamıyla açığa vurdu. | Open Subtitles | انا لم أسئ فهم أي شيء لقد اوضح نواياه تماما |