| - LaRoche az kalsın kalp krizi geçiriyordu. - Siktir. Yüzüme vurma. | Open Subtitles | لاروش العجوز كادت ان تصيبه نوبه قلبيه أنت, أيها الجديد, من بدأ هذا ؟ |
| Kalp krizi geçirirsem ondandır. Şimdi çık dışarı. | Open Subtitles | أنتي ماسيسبب لي نوبه قلبيه والأن أخرجي من هنا |
| Kurşun isabet etmemiş gibi gözüküyor, ama kalp krizi geçirmiş olabilir. | Open Subtitles | يبدو أن الرصاصه لم تصب أبيك ولكن يمكن أن نوبه قلبيه أصابته |
| İnsanlar panik atağın, içlerinde bastırdıkları cinsel dürtüler sonucu oluştuğunu söyler. | Open Subtitles | يقول الناس ان نوبه الذعر تأتي بسبب الرغبه الجنسيه المكبوته بعمق |
| Ama olur da iki kereden fazla kusarsan, nöbet geçirirsen ya da hafıza kaybı yaşarsan acil yardım hattını ara. | Open Subtitles | ولكن أذا تقيئت أكثر من مرتين أو حدثت لك نوبه أو حدث لك فقدان ذاكره أتصل 911 |
| Kalp krizinden öldü, adli tabibe göre. | Open Subtitles | مات إثر نوبه قلبيه طبقا لما جاء فى التحقيقات |
| Bu onlara tokat gibi olur. | Open Subtitles | سيخبطون على صدورهم فى نوبه جنون |
| Kalp krizi geçirip geçirmediğini öğrenmek için hala kan tahlilini bekliyoruz, ama çok büyük bir sarsıntı geçirdi. | Open Subtitles | مازلنا ننتظر تحاليل الدم حتى نعرف هل جائته نوبه قلبيه أو لا ولكنه حصل على ضربه قويه |
| Lucas'ı son kez öptüğümde, yani gerçekten öptüğümde... kalp krizi geçirdi, neredeyse ölecekti. | Open Subtitles | في المره الأخيره التي قبلت فيها لوكاس لقد أصابته نوبه قلبيه وكاد أن يموت |
| Bu sabah kalp krizi geçiriyorum sandım. | Open Subtitles | صباح اليوم ظننت بأني أعاني من نوبه قلبيه |
| Pekâlâ. Ağır kalp krizi. Ayrıntılı tarama. | Open Subtitles | .أوكي , نوبه قلبيه خطيرة ربما البطين الأيمن السفلي. |
| Kalp krizi geçirdiğine inanmıyorlar. | Open Subtitles | لا يظنون بأنه كانت عنده نوبه قلبية |
| Babanın kalp krizi geçirdiğini duydum. | Open Subtitles | انا سمعت ان الوالد اصابته نوبه قلبيه |
| Sanırım kalp krizi ya da onun gibi bir şey geçiriyor. | Open Subtitles | هل أصابتها نوبه قلبيه؟ أجيبيني |
| Sanırım kalp krizi ya da onun gibi bir şey geçiriyor. | Open Subtitles | هل أصابتها نوبه قلبيه؟ أجيبيني |
| Yok yere aniden kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | هل هى نوبه قلبيه مفاجئه |
| "Tamam," kalp krizi. | Open Subtitles | حسنا ، نوبه قلبيه |
| Aslında saçmaladım çünkü panik atak damarların kalbe adrenalin pompalamasıyla başlar. | Open Subtitles | لإن الذي يسبب نوبه الذهر هو مجرد تدفق للأدرينالين تتدفق إلى قلبك |
| Artık sendeki şeyin panik atak olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | ما تشهده ليس نوبه ذعر |
| Batı Vadi otoyolunda nöbet tutacaksınız. | Open Subtitles | سينتهي بكما المطاف "بالعمل بوادي "وست إند في نوبه صباحيه |
| Ya bir tür nöbet geçirirse? | Open Subtitles | ماذا لو واتته نوبه مرضيه ؟ |
| Yerel gazete kalp krizinden öldüğünü söylüyordu. | Open Subtitles | صحيفه محليه قالت انها نوبه قلبيه لا ادري ان كان هذا جائز |
| Tanık 27 kalp krizinden öldü. | Open Subtitles | الشاهد رقم 27 مات إثر نوبه قلبيه |
| Bu onlara tokat gibi olur. | Open Subtitles | سيخبطون على صدورهم فى نوبه جنون |