Şimdi eğer bu küçük markayı izliyorsan bu apaçık küçük bir hedef haline geldi. | TED | إذا كنت تنظر إلى هذه الفيشة الحمراء فقد غدت هدفًا صغيرًا أو ما يشبه أداة تضليل |
Bu durum toplu savunma için harika bir hedef. | TED | وهذا يجعله هدفًا مثاليًا لدعمه بشكل جماعي. |
Görünüşte sadece bir kıyafet tasarımcısı olarak burada, karşınızdayım ama çok eski dokumalar ve modern kumaşların katmanları arasında çok daha yüksek bir amaç ve asıl tutkumu buldum. | TED | ظاهريَّا، أقف أمامكم اليوم كمجرد صانع ملابس، ولكنني وجدت في طيَّات الأقمشة القديمة والمنسوجات الحديثة، هدفًا أسمى. |
...hiçbir şey çıkmayacak diye düşündüm ama bu sabah bir çift geldi ve hayatımda bir amaç arıyor muyum diye sordular. | Open Subtitles | لكن صباحَ اليوم، دنا منّي زوجان وسألاني ما إن كنت أنشد هدفًا من حياتي. |
2022 için %30 hedefi koydular bile. | TED | حتى أنهم الآن وضعوا هدفًا لتحقيق نسبة 30% من القيادات النسائية بحلول 2022. |
Buna katılmamın tek sebebi... iyi bir şey yapıp, daha büyük bir amaca hizmet ettiğimizi düşünmemdi. | Open Subtitles | السبب الوحيد خلف انخراطي بهذا هو أنّي ظننتُ أنّنا نفعل شيئًا يخدم هدفًا أسمى |
Bir hedefimiz vardı. Bu şirketin gerçekten ne kadar kâr kenara atması gerektiğini anlamalıydık. | Open Subtitles | كال لدينًا هدفًا واحدًا، وهي معرفة كميّة الأرباح التي تستطيع تحقيقها الشركة |
Bu görselin çağındayız, paylaşılıyor, viral oluyor ama aynı zamanda bir hedef hâline geliyor. | TED | إن هذا عصر الصورة، يسهل مشاركتها، وتنتشر على نطاق واسع، ولكن هذا يجعلها أيضًا هدفًا أساسيًا. |
Şiddet için rasgele yürüyen bir hedef olacağım. | Open Subtitles | جاعلاً من نفسي هدفًا محتملاً لأي عنفٌ عشوائي |
Evet. Evet. bir hedef olmak istemezsin... uzaydayken. | Open Subtitles | أجل، بالفعل، لا ترغب في أن تكون هدفًا هناك في الفضاء |
Bugün artık, ulaşılabilinir bir hedef. | Open Subtitles | انها هنا اليوم باعتبارها هدفًا يمكن تحقيقه |
Ama annemin kolay bir hedef olduğunu mu fark ettin? | Open Subtitles | لكنّكِ أدركتِ أن والدتي كانت هدفًا سهلاً؟ |
Druid beni düzene uygun şekilde eğitti. Bana bir amaç ve kontrolü verdi. | Open Subtitles | أرشدني الكاهن في دروب أخوية الكهنة، أرسى في حياتي هدفًا وتطويعًا. |
Bence sıradan olan üretken bir gerçeklikte yaşamanın iyi ve kötü tarafları var. İyi taraflarını büyütüp kötü taraflarını küçültmek de bize hayatta bir amaç verir. | TED | إذًا أعتقد العيش في عالم عام هذا وسطي، هناك أمور جميلة وأخرى قبيحة وباستطاعتنا أن نضاعف الجميل ونقلل القبيح وهذا يعطينا هدفًا للحياة. |
Sonra da iyi bir adam beni bulup bana bir amaç verdi. | Open Subtitles | ولكن بعدئذٍ وجدني رجلٌ طيّب ومنحني... هدفًا. |
Yoluma devam etmenin bir yolunu bulmam gerektiğini söylüyorlar bir amaç bulmamı. | Open Subtitles | لكنهم يقولون لي باستمرار أنه يجب عليّ أن أجد طريقي للتقدم نحو الأمام... أن يكون لي هدفًا |
Rosetta sadece 3 mil genişliğindeki bir hedefi vurabilmelidir. | Open Subtitles | يجب أن يضرب "روسيتا" هدفًا بعرض ثلاثة أميالٍ فقط |
Ultra'nın hedefi olduğun sürece gözden uzak olmalısın. | Open Subtitles | طالما أنتِ هدفًا لـ(أولترا) يجب أن تبتعدي عن الشبكة. |
Geçtiğimiz 7 senede Tomas ve ekibi 4 kıtada 50'den fazla yüksek değerli hedefi vurmayı başardı. | Open Subtitles | خلال السبع سنوات الماضية، (توماس) وفريقه قد سطوا على أكثر من 50 هدفًا ثمينًا في أربعة دُول. |
Bir amaca hizmet etti ama. | Open Subtitles | حسنُ، لقد خدم هدفًا |
Hepsi öldüğüne göre artık hedefimiz değilsin demektir. | Open Subtitles | ولقد ماتوا جميعًا الآن، لذا فإنّكَ لم تعُد هدفًا لنا. |
Dünya Sağlık Örgütü, 2030 yılına kadar 35 ülkede sıtmayı yok etmeyi amaçlıyor. | TED | حددت منظمة الصحة العالمية هدفًا بحلول عام 2030 للقضاء على الملاريا في 35 دولة. |