Bu çeşit bir hata modu kaçınılmaz görünüyor ve bu da kesin ve net bir hedef konulmasından kaynaklanıyor. | TED | لايبدو بأنّ تجنّبَ أخطاءٍ كهذهِ أمرٌ ممكن وهذا لأنّ الروبوتَ لديه هدفٌ صريحٌ. |
Bu çok iddialı bir hedef fakat biz inanıyoruz ki politik irade ile mümkün olabilir. | TED | انه هدفٌ طموحٌ جداً ولكننا نعتقد ان بالامكان الوصول اليه .. بالإرادة السياسية |
Yeni hedef, sekiz yüz metre ötede. Hâlâ burada olduguna inanamiyorum. | Open Subtitles | هناك هدفٌ على بُـعد 800 متر هذا لا يُعقل فلم يتم اقصائك من الاختبار بعد |
Bu odadaki herkesin tek bir amacı var, o da sizin güvenliğiniz. | Open Subtitles | للجميع في هذه الغرفة هدفٌ واحد، و هو حمايتكم. |
Çok ortak noktamız yok, biliyorum ama ortak bir düşman ve ortak bir amacımız var. | Open Subtitles | أعلم أن ليس لدينا الكثير من القواسم المشتركه لكن لدينا عدو مشترك و هدفٌ مشترك |
Pekâlâ, yeni hedefimiz: | Open Subtitles | حسنٌ ، هدفٌ جديد |
Biz, basit bir hedefiz ve dünyamıza, sizin düşündüğünüzden çok daha kolay bir şekilde son verilebilir. | Open Subtitles | نحن هدفٌ سهل... وعالمنا كما نعرفه أكثر بساطة... ... |
Kafasında tek bir amaç var ve politik sürece hiçbir önem vermiyor. | Open Subtitles | له هدفٌ راسخ، وليس له أيّ التزام تجاه العملية السياسية.. |
Güvenlik düğmesi oldukça küçük bir hedef ve hemen yakıt tankının yanında yer alıyor. | Open Subtitles | زرّ الأمان هدفٌ دقيقٌ للغاية، ويتموضع بجانب خزان الوقود |
hedef hareketli. Atış hareketli. Kurtarma hareketli. | Open Subtitles | هدفٌ مُتحرّك، إطلاق نار وأنت تتحرّك، عملية إنقاذ وأنت تتحرّك. |
Yeni hedef, sekiz yüz metre ötede. Hâlâ burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | هناك هدفٌ على بُـعد 800 متر هذا لا يُعقل فلم يتم اقصائك من الاختبار بعد |
Yararlanmak için isteyen herkes için kolay hedef. Hmm. Beni takip bulguların tutun. | Open Subtitles | هدفٌ سهلٌ لأي شخصٍ مستعدٌ للإستفادة من هذا الوضع أبقوني على إطلاعٍ بما تجدونه |
Apaçık bir hedef. Tüm toplu taşıma araçları öyle. | Open Subtitles | إنّهُ هدفٌ واضح كلّ النقل العام كذلك |
Sizin, kaçan bir mahkûm olan Benny Cruz'un gözünde hedef olduğunuzu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ) و(راكِم). نعتقدُ أنّكَ من المحتمل هدفٌ لمجرمٍ هاربٍ يُدغى (بيني كروز). |
Dünya uzayda daha yoğun ve daha büyük bir hedef. | Open Subtitles | الأرض هدفٌ أكبر وأضخم في الفضاء |
Bak, sırtımda bir hedef tahtası var ve bu doğru değil. | Open Subtitles | لدي هدفٌ على عاتقي وهذا ليس صحيحاً |
Ama Volm bunun önemli bir hedef olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ولكن ال"فولم" يظنون إن هذا هدفٌ مهمٌ جداً لضربه وأنا أميل لرأيهم |
Oğlunun çok önemli bir amacı var ve inan bana bunu tek fark eden sen olmayacaksın. | Open Subtitles | إبنكَ لديهِ هدفٌ عالٍ وصدقني ، لن تكونَ الوحيد الذي سيلاحظهُ |
Bu yolculuk sonunda hayvanların yalnızca bir amacı var. | Open Subtitles | لدى الحيوانات هدفٌ واحد ،وحسب في نهاية تلك الرحلة |
Şimdi ortak bir amacımız var ama bir gün bu savaş bitecek. | Open Subtitles | حالياً , لدينا هدفٌ مشترك لكن في يومٍ ما , ستنتهي هذه الحرب |
Tek bir hedefimiz var: | Open Subtitles | لدينا هدفٌ واحد |
Biz kolay hedefiz. ...ve bizim dünyamıza son vermek sandığınızdan çok daha basit. | Open Subtitles | بأنّنا هدفٌ سهل... . نحن هدفٌ سهل... |
Ve o şirket senin ailendi. O sana bir amaç veriyordu, ama hâlâ paran var ve bu da bir amaç. | Open Subtitles | منحتك هدفاً، وأنت مازلت تملك النقود وهذا هو هدفٌ آخر أيضاً |
Ama bu hedefin aksine Hisoka hareketli olacak... | Open Subtitles | "لكن (هيسوكا) ليس مثل هذه الاهداف، إذ أنّه هدفٌ مُتحرّكٌ" |
Artık hareketli hedefsiniz. | Open Subtitles | منذ الآن، أنت هدفٌ متحرك |