Bence kızları etkilemek için bunlara ihtiyaç duymayı hissetmen Çok üzücü. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا محزن حقاً، أنك تشعر في الحاجة لكل تلك الأشياء لكي تؤثر على الفتايات |
Bence kızları etkilemek için bunlara ihtiyaç duymayı hissetmen Çok üzücü. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا محزن حقاً، أنك تشعر في الحاجة لكل تلك الأشياء لكي تؤثر على الفتايات |
Bu üzücü, 30 yıl sonra seni bu halde görmek istemezdim. | Open Subtitles | هذا محزن, بعد 30 عام كان لا بد انك متقاعد |
Dostum, Bu üzücü. Duyduğuma çok üzüldüm. | Open Subtitles | يا رجل هذا محزن ، مؤسف سماع ذلك |
Bu Çok üzücü. Tıpkı kendimi onu gömmeliyiz ya da onun gibi bir şey yapmalıyız gibi hissettim. | Open Subtitles | ياه , هذا محزن , أشعر بأنه علينا دفنها أو شيء من ذلك |
Bu, ya Çok üzücü bir durum, ya da adamın işi bayağı kıyakmış. | Open Subtitles | هذا محزن للغاية سواء , أو هذا على وظيفة جيدة حقا. |
Bu Çok üzücü, tatlım. Senin gibi tatlı bir kızın erkek arkadaşı ve çocuğu yok mu? | Open Subtitles | هذا محزن يا عزيزتي، فتاة جميلة مثلك دون حبيب، دون أولاد؟ |
Bu Çok üzücü, çünkü sen bir yazarsın ve bulabildiğin en güzel bahane bu. | Open Subtitles | هذا محزن تماماً لأنكِ كاتبة و ذلك أفضل عذر يمكنكِ أن تبتكريه |
Çok üzücü. Ama nedense içimden gülmek geliyor. | Open Subtitles | هذا محزن جداً لماذا أود الضحك؟ |
- Kanunlar var. Çok üzücü. - Evet. | Open Subtitles | هناك ترتيبات لهذا , هذا محزن للغاية - نعم - |
- Bu üzücü, ama gerçekten O sanki... - Cerahat mı? | Open Subtitles | هذا محزن و لكنه حقيقةً لا قيمة له ؟ |
- Ben. Sanırım, Bu üzücü. | Open Subtitles | - أنا أهتم , أعتقد بأن هذا محزن - |
Evet Bu üzücü, öyle değil mi? | Open Subtitles | أجل، هذا محزن. أليس كذلك؟ |
Tüm söylediğin "Bu üzücü" mü? | Open Subtitles | أهذا كل ما لديك لتقوله؟ هذا محزن! |
Evet. Bu üzücü. | Open Subtitles | صحيح ، هذا محزن |
O şövalye yaralarından dolayı uzun yıllar önce öldü. Bu Çok kötü. | Open Subtitles | ـ ذلك الفارس مات متأثرا بجروحه منذ زمن طويل ـ هذا محزن حقا |
Bu gemiyi hurdaya kaldıracak olmaları Çok yazık. | Open Subtitles | هذا محزن بعض الشيء ان يتخلصوا من هذا الشيء العملاق |
Ayrıldılar ama hala onu unutamadı. Çok hüzünlü bir durum. | Open Subtitles | انفصلت، لكن لا زلت معلق هذا محزن |