Her organizasyonda bunun gibi önemli bir çok insan ve makina takımları var. | TED | والآن، سيكون هناك العديد من فرق البشر والآلات الهامة جدًا في كل تنظيم، |
Bu gece öfkemden korkan bir çok adam var etrafımda. | Open Subtitles | هناك العديد من الرجال الخائفين يختبئون من غضبي هذه الليلة. |
Ve birçok altyapı şeyleri var ve genel insan kaynakları orada. | TED | و هناك العديد من عوامل البنية التحتية و الموارد البشرية العامة. |
Özellikle de hayatta keyif alacak birçok şey varken. Gördün mü? | Open Subtitles | خاصة وأن هناك العديد من الاشياء الشهية في هذا العالم، انظر؟ |
Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
Prostat kanserinin teşhisiiçin kullanılıyor, ama prostatın büyümesine neden olan pekçok başka neden de var. | TED | انه يستخدم لمعرفة وجود او احتمال وجود سرطان البروستات ولكن هناك العديد من الاسباب التي تدفع البروستات للتضخم |
Senin için yapmış olmam gereken bir sürü şey vardı. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي كان يجب أن أفعلها لك |
Bu tekniğin ne zaman ve nasıl çalışacağını etkileyecek çok fazla etmen var. | TED | ترون إن هناك العديد من العوامل تؤثر في متى وكيف ستعمل هذه التقنية |
Cevaplanması gereken ne kadar çok soru var, bunları neden doldurmamız gerekiyor? | Open Subtitles | هناك العديد من الأسىلة لنجيب عليها لماذا علينا أن نملي هذه الاستمارات? |
Dikkatli ol tatlım, bir çok kolej var bu yolda. | Open Subtitles | كوني حذرة عزيزتي، هناك العديد من الكليات في هذا الطريق |
Danışman, cerrahi dışında bir çok sağlık işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المستشارة قالت أن هناك العديد من وظائف الرعاية الصحية الممكنة |
Siz teslim edemesseniz, teslim edebilecek bir çok yer var. | Open Subtitles | إذا كنت لا تستطيع تسليمهم، هناك العديد من الآخرين يستطيعون |
Evet, James Woods Lisesinin kazanmasına bahis yapacak bir çok insan var. | Open Subtitles | حسنا هناك العديد من الناس الذين يريدون المراهنة علي جيمس وودز لتفوز. |
Bilgisayarlarda bir çok sayıda oldukça iyi ses mevcut, fakat hepsi başka birinin sesi gibiyken, bu kulağa benim sesim gibi geliyor. | TED | وكان هناك العديد من الاصوات موجودة على الحاسوب ولكنها تبدو وكانها اصوات غريبة عن المتحدث بينما هذا الصوت بدا كانه صوتي |
San Diego'da birçok çıtır olacak ama unutma, öğrenecek çok şey de olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك العديد من النساء في سان دييجو ولكن تذكر هناك الكثير لتعلمه |
Dünyada bizden çok daha kötü durumda olan birçok insan var. | Open Subtitles | هناك العديد من الناس فى العالم لديهم مشاكل اكثر مننا بكثير |
Bayan Collins, böyle durumlarda birçok anne ve oğlu zayi oldu. | Open Subtitles | سيدة كولينز، يوجد هناك العديد من الأمهات قمن بالتضحية وتواجدن هنا |
Sürekli baktığında senin merkezinde pek çok başka insan var. | TED | لكن فقط هناك العديد من الآخرين في سرتك عندما تحدّق. |
Okyanusun asit oranından etkilenen pek çok fizyolıjik durum var. | TED | هناك العديد من العمليات الفيزيولوجية التي تتأثر من حموضة المحيطات. |
Haritada gidebileceğimiz başka yerler de var. | Open Subtitles | هناك العديد من الأماكن على الخريطة يمكننا الذهاب إليها. |
Burada dediğine göre bu şeylerin bir sürü yan etkisi var. | Open Subtitles | يقول هنا هناك العديد من ردود الأفعال المعادية من تلك الأشياء. |
Ön beyinde çok fazla dopamin reseptörü bulunur, fakat eşit olarak dağılmamışlardır. | TED | هناك العديد من مستقبلات الدوبامين في الدماغ الأمامي ولكنها ليست موزعة بالتساوي. |
Sonra da bu kadar çok çocuğun neden okumadığını merak ediyoruz. | TED | ثم نتساءل لماذا هناك العديد من الأطفال الذين لا يطالعون. |
Bilim insanlarının küçük ölçekli çalışma yapmaları için hala iyi nedenleri vardır. | TED | لكن لا يزال هناك العديد من الأسباب الوجيهة ليجري العلماء دراسات صغيرة. |