"هناك الكثير من الأشياء" - Translation from Arabic to Turkish

    • çok fazla şey var
        
    • bir çok şey var
        
    • bir sürü şey var
        
    • kadar çok şey var
        
    • birçok şey var
        
    • bir sürü şey vardı
        
    • pek çok şey var
        
    • pekçok şey var
        
    • o kadar çok şey
        
    Söylemediğim çok fazla şey var ve bir sürü vaktimi boşa harcadım. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء أنني لم يقله، وأنا يضيع الكثير من الوقت.
    İstediğim bir çok şey var ama onları da yapamıyorum. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء التي أود القيام بها لكنني لا أقوم بها في النهاية
    İnternette yapacak başka bir sürü şey var! Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء أخرى للقيام على شبكة الإنترنت.
    Seninle konuşmalıyım. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Open Subtitles أنا آسف ، يجب أن أتحدث معكِ هناك الكثير من الأشياء أريد قولها
    Bunun önemli bir söylenti olduğunu anlıyoruz; çünkü yörüngesinde birçok şey var. Eğer bunu açacak olursak, söylentiyle ilgili farklı perspektifler elde edebiliriz. TED يمكنكم رؤية أن هذه قصة مهمة. هناك الكثير من الأشياء في مداره. اذا فتحنا هذه، نتلقى نظرات مختلفة حول هذه القصة.
    Evet, ama bilmediğimiz bir sürü şey vardı. Open Subtitles أجل ولاكن هناك الكثير من الأشياء التي لم أفهمها.
    Bu karakteri ve kişiliğini tamamladığını düşünebileceğiniz pek çok şey var, bu yüzden süper kahraman sadece bir veya iki boyutlu değil. TED هناك الكثير من الأشياء التي يمكنك التفكير بها يدور حول الشخصية، لكي لا يكون لدى البطل الخارق بُعد واحد أو اثنين فقط.
    Benim hakkında bilmediğin pekçok şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء أنتى لا تعرفيها عنّى
    Yani, bu madde ile yapılabilecek çok fazla şey var. TED لذلك هناك الكثير من الأشياء التي يمكن أن تُصُنع بهذه المادة.
    Ona söyleyebilmeyi dilediğim çok fazla şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء التي أتمنى أن أخبرها بها
    Söylemediğim çok fazla şey var ve bir sürü vaktimi boşa harcadım. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء التي لم أقلها وأضعت الكثير من الوقت
    Yemek Kitabı'nda, insanların duymak istemeyeceği bir çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء في كتاب الطبخ الناس لا تود أن تسمعها
    Ortalamanın üzerinde olduğu bir çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء يفعلها بشكل أعلى من المتوسط
    Şimdi, biz mimarların nasıl yapılacağını öğrenmemiz gereken bir çok şey var; sözleşmeleri yerine getirmek gibi, sözleşmelerin nasıl yazılacağını, teminat süreçlerini, paranın zamansal değerini ve masraf tahminlerini anlamak gibi. TED هناك الكثير من الأشياء الّتي يجب أن نتعلمها؛ مثل إدارة العقود، وتعلم كيفية كتابة العقود، فهم عمليات التملّك، فهم القيمة الزمنية للنقود وتقدير التكاليف.
    Aşağıda hortumunu tıkayacak bir sürü şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء لكي تمسك بها خرطومك في طريك إلى الأسفل
    Peki, tamam. Konuşabileceğimiz daha bir sürü şey var. Open Subtitles حسناً , هناك الكثير من الأشياء التي يمكننا التحدث بشأنها
    Biliyor musun boşu boşuna korktuğum bir sürü şey var, kişniş ve güvercinler gibi. Open Subtitles نعم أنت محق أظن ان هناك الكثير من الأشياء كنت اخشاها بدون سبب كالحمام و الكزبرة
    Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki, sonunda pek bir şey yapmamış oluyorum. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء التي أريد أن أقوم بها لكنني سأنتهي دون أن أكون قد قمتُ بالكثير منها
    Ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Sen söyle ona baba. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء التي رغبت بقولها له، أخبره أنت عنها
    Pekala pilleri denetleyen kodları bulamayabilirim ama buna benzer birçok şey var. TED قد لا أعثر على البرمجة المُتَحَكِّمَة بالبطارية، لكن هناك الكثير من الأشياء المشابهة لذلك.
    Babanla evlendiğimizde, birbirimiz hakkımızda bilmediğimiz bir sürü şey vardı. Open Subtitles أريد أن أشعر بالراحة. صدقيني، كان هناك الكثير من الأشياء أنا و أباك لم نعرفها عن بعض
    Sevgili gelinim, kültürümüzde asla anlayamayacağın pek çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء بشأن ثقافتنا أخشى أنك لن تفهميها
    Burada pekçok şey var, Binbaşı, tamam mı? Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء هنا، مايجور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more