Arma kazanmak için burada değilim, seni sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل رقعة. أنا هنا لأني أحبك. |
- Onun tavsiyelerini dinlemek zorunda değilsin. * Kesinlikle Gazal için burada. | Open Subtitles | ـ يمكنك ألا تعمل بنصيحتها إن أردت ـ أعتقد أنه هنا من أجل جزال ـ |
çok ciddi bi mesele için geldim patron. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل موضوع في غاية الجدية سيدي |
Ve resepsiyona gidip dedik ki, "Öğle yemeği için buradayız" | TED | توجهنا لموظفة الاستقبال وقلنا لها "نحن هنا من أجل العشاء" |
Bunun için geldi sandığımdan çok şaşırıp mutfağa girmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد فزعت ظننت أنها هنا من أجل هذه سوف أتركها في المطبخ |
Korkma. Örnek almak için geldik, al bir tane. | Open Subtitles | لا تخف ،نحن هنا من أجل أخذ عينة ،انتزع واحدة |
O yüzden git! Bunun için burada olman gerekmiyor. | Open Subtitles | اذهبى اذاً لا تحتاجى للبقاء هنا من أجل هذا |
Her ne kadar başkalarının zevki için burada olsam da. | Open Subtitles | برغم أنني كنتُ هنا من أجل إمتاع الآخرين. |
Çoğumuzun övülmek için burada olduğunu sanmıyorum efendim. | Open Subtitles | لا أتصوّر أن العديد منّا هنا من أجل المجد سيدي |
Buraya sadece TV için geldim. | Open Subtitles | كف عن هذا الهراء، أنا هنا من أجل الحصول على التلفاز |
Buraya para için geldim. Yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا أتيت هنا من أجل المال أريد بداية جديدة |
Bunun çılgınca olduğunu biliyorum ama buraya Zachary Clark için geldim. | Open Subtitles | اسمي بول دنكن اعلم ان كلامي جنوني ولكنني هنا من أجل زاشاري كلارك |
Sadece onunla seks yaptım ve şu an doğru sebepler için buradayım. | Open Subtitles | لقد كنت أمارس الجنس معها وأنا هنا من أجل الأسباب الصحيحة الآن |
Bildiğiniz gibi, durumunuz hakkında bir röportaj yapmak için buradayım, | Open Subtitles | كما تعلمين أنا هنا من أجل تقييم حالتكِ عبر المقابلة |
Umarım öyle olur. Yani, her şeyden önce, çocuklar için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | أتمنى ذلك أعني بالنهاية نحن هنا من أجل الأطفال |
- Alan Matthews'ın Gazal için sakladığı tüfekle ilgili konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل القناص آلان ماثيوس الذي يخبيء جزال |
Sen yetenekli, yaratıcı birisin ve Food Network buraya seni görmek için geldi. | Open Subtitles | إنك ِموهوبة، إنكِ مُبدِعة، و الشبكة الغذائية هنا من أجل رؤيتكِ أنتِ |
K.O.K.'un seks partisi... ..yani kızlar partisi için geldik. | Open Subtitles | مرحبا نحن هنا من أجل الحفلة حفلة الفتيات |
Evet ama ben yemek için buraya geldim. Tamam işte yemek sensin. | Open Subtitles | ــ أنا هنا من أجل الطبخ ــ لا، لا، هذا هو الطبخ |
Buraya Meksikalı amı için geldiniz mi gelmediniz mi? | Open Subtitles | هل أتيت هنا من أجل أن تحصل على عاهرة مكسيكسة؟ |
Bana göre tam Katolik sayılmaz, ama buraya heyecan için gelmiştim. | Open Subtitles | إنها بابوية قليلًا على ذوقي لكن أتيت هنا من أجل المغامرة |
Sizler ölümcül dövüşte... mücadele etmek için buradasınız. | Open Subtitles | أنتم هنا من أجل المشاركة في مورتال كومبات |
Benim bir sorunum var. Buraya bir rol için gelmedim. | Open Subtitles | لدي مشكلة أنا لم أحضر إلى هنا من أجل الدور |
Sportif hatıra eşyaları artırması için geldiyseniz, o Çarşamba günü. | Open Subtitles | اذا كنت هنا من أجل الرياضة هناك مزاد جدير بالتذكر فى اللأربعاء القادم |
Açılış için mi geldin? | Open Subtitles | أهلاً بك في باريس هل أنت هنا من أجل الإفتتاح |
Beslenme danışmanlığı için mi geldiniz yoksa soruşturmama kulak misafiri olmak için mi? | Open Subtitles | هل أنت هنا من أجل استشارة غذائية أو للتجسس عن تحقيقي؟ |
Biz buraya D.C.B. Taşımacılık için gelmiştik. | Open Subtitles | جيّد، في الحقيقة , نحن هنا من أجل نقلِ دي سي بي. |