"هوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • takıntısı
        
    • takıntı
        
    • Hoss
        
    • saplantı
        
    • takıntılı
        
    • saplantısı
        
    • Hughes
        
    • fetişi
        
    • Huse
        
    • manik
        
    • saplantısını
        
    • mani
        
    • takıntım
        
    • takıntıları
        
    • saplantısının
        
    Onun da tüm hayatı boyunca kilo takıntısı olmasını istemiyorum. Open Subtitles ولا أريد أن يصبح لديه هوس بشأن وزنه طوال حياته
    Şimdi tercihinin Hope Kingston'a karşı erotomanik bir takıntı haline geldiğini düşünüyoruz. Open Subtitles و الآن نظن ان تفضيله تطور الى هوس جنسي شخصي بهوب كينغستون
    - Hoss da öyle şapka takıyor. - Hoss kim? Open Subtitles هوس كارترايت، يرتدي قبعة - هوس؟
    Biliyor musun Sydney, burada yaptığımız iş Rambaldi'nin kim olduğunu, ne üzerinde çalıştığını anlamak benim için bir saplantı oldu. Open Subtitles أنتى تعرفين ياسيدنى أن العمل الذى نفعله هنا لمعرفة من كان رمبالدى,ماذا كان يحاول أن يفعل لقد أصبح هوس لى
    Amerikan erkeklerinin neden bedenleri hakkında daha takıntılı hale geldiklerini araştırıyor. Open Subtitles يقوم بدراسة سبب هوس الرجال الأمريكيين بأجسادهم
    Kanaatimce cinayete saplantısı öylesine güçlü ki, söz verdiği şekilde davranmak zorunda. Open Subtitles برأيي أن هوس القاتل قوي جداً لدرجة أنه سيحقق ما وعد به
    Şu anda, kültürümüzün şekille ilgili takıntısı hepimizi engelliyor. TED اليوم، هوس ثقافتنا بالصورة يعيقنا عن التقدم
    Uyuyamayanların tek takıntısı vardır: Open Subtitles السبب بسيط :المصابين بالأرق لديهم هوس واحد
    Locke gördüğü harita üzerinde takıntısı gün ve gün büyüyordu, tüm soruların cevabının onda olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles تزايد هوس جون بالخريطة التي رأها مفكرا انها ممكن ان تحتوي على اجابات
    Bakın bilim iletişiminde ciddilikle ilgili bir takıntı var. TED تعلمون ، في محاولة توصيل العلوم هناك هوس بالجدية.
    Ve yıllar içinde, tuvaletlere karşı bir takıntı geliştirdim ve tüm dünyada gizlice tuvalete girip kameralı telefonumu da yanıma almakla tanındım. TED وعبر السنين، أصبح عندي هوس غير صحي مع المراحيض، وقد عُرف أنني أتسلل إلى المراحيض ومعي كاميرا هاتفي في جميع أنحاء العالم.
    Etek altına bakmak moda olmuştu, âdetler de takıntı haline gelmişti. Open Subtitles النظر تحت التنورة كان كل الغضب و فترة الدورة اصبح هوس المدرسة
    Bonanza'daki Hoss Cartwright. Open Subtitles هوس كارترايت، من بونانزا
    Senin tasarladığın restoranın şekli nasıldı, Hoss*? Open Subtitles ـ وما هو الشكل الذي تصمم عليه مطعم (هوس
    Hoss Bender. Kimsenin umurunda olmadığı bir yaşta öldü. Open Subtitles (هوس بيندر) مات وعن عمر يناهز لا أحد يهتم
    O ve ben buna saplantı diyoruz. Bütün filmleri gördün mü? Evet. Open Subtitles لا أحب أن أطلق عليه هوس هل رأيت كل الأفلام ؟
    Son kaçırdığı kişi Flynn'i saplantı yapmış halde ve Flynn'in de ona aşık olduğunu düşünüyor olabilir. Open Subtitles جاني يعاني من حالة هوس شبقي انه مهووس بـ فلين أخر من خطفهم
    Sağ kalmaya takıntılı insanların gözlerini kırpmadan can alması çok ironik değil mi? Open Subtitles هل أنا الوحيدة التي تشعر بمفارقة هوس الناس بالنجاة أو قطف بعضهم كالذباب ؟
    Özellikle Uyanmış Varlıkları avlarken anormal bir saplantısı var. Open Subtitles عندها هوس شاذّ خصوصا عندما تصطاد الكائنات المستيقظة
    Susabilirsin Hughes. Anlaşıldı. Open Subtitles هوس كل شئ على ما يرام ,لقد تم تأكيد ذلك
    Ayak fetişi olduğumu mu düşünüyorsun? Open Subtitles أتظن أنه لدي هوس بالأقدام؟
    Huse intikam aldığını söylerken şaka yapmıyormuş. Halkına yapıImış olan bütün kötülüklerin karşıIığını veriyor. Open Subtitles إذن هوس لم يكن يمزح بخصوص الانتقام، إنه يكرر كل ما حدث لقومه
    Hayır, İskandinav tarzı değil. Sadece manik depresif bir şey. Open Subtitles ليست حكمه اسكندنافيه إنه هوس اكتئابي
    Vatandaşlarımın beyaz kadınlara olan saplantısını anlayamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم هوس مواطني بلدي مع هؤلاء النساء الأخريات
    Burada etrafında tek çılgın şey duş mani olur. Open Subtitles الشيء الوحيد المجنون هنا هو هوس حفلة الحمام
    Birçok kadın gibi, Halâ kilolarımla ilgili yaramaz bir takıntım var. Open Subtitles مثل نساء كثيرات ما زال لدي هوس غير صحي بوزني
    Biz garip lezbiyen takıntıları olan cahil, gösterişçi yaşlı erkeklerle sikişmeyiz. Open Subtitles نحن لا نضاجع عجوز جاهل ومغرور بنفسه ولديه هوس غريب بالسحاقيات
    Anlıyorum aslında. Bunlar Buffy saplantısının bir parçası. Open Subtitles لقد فهمت , كما تعرف كوني جزءاً من هوس بافي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more