"هي انه" - Translation from Arabic to Turkish

    • şu ki
        
    • olduğunuzdur
        
    Ve gerçek şu ki, bundan ne kadar uzakta olursanız, tüm zamanlardan birkaç mikrosaniye geride olursunuz. TED والفكرة هي انه كلما ابتعدت عن ذلك المصدر كلما كنت متأخراً ببضع ميكرو ثواني
    Sorun şu ki, sadece üç ay ceza alsa bile boks finalleri sırasında hala hapiste olacak. Open Subtitles المشكلة هي انه حتى لو تلقى فقط ثلاثة اشهر فهو سيبقى في المعتقل الى نهائيات الملاكمة
    Gerçek şu ki, sizi eninde sonunda bulacak. Open Subtitles الحقيقة هي , انه سوف يجدكم كلكم بالنهاية
    Geçen gece sana çok yüklendim biliyorum ama gerçek şu ki; kovulması benim hatam. Open Subtitles اعرف اني القيت الكثير عليك في تلك الليلة ولكن الحقيقة هي انه طردها خطأي
    Akla gelen diğer fikirlerden biri de kullandığınız her araçta farklı bir zaman diliminde olduğunuzdur. TED وفكرة أخرى خطرت ببالي .. هي انه اننا نملك عدة انواع من الازمنة .. تبعاً لكل جهاز تكنولوجيا نستخدمه
    Gerçek şu ki; Open Subtitles الحقيقة هي انه لا يستطيع الوقوف على مرأى من أنت،
    Demek istediğim şu ki, çoğu insan bu kısma gelmez çünkü lanetli olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles الفكرة هي انه ليس هناك الكثير من الناس يأتون الى الجناح القديم لإن الكثير من الناس يدعون انه مسكون
    Sorun şu ki, karnındaki beyin hücreleriyle beynindekiler arasında fazla bir fark yok. Open Subtitles المشكلة هي انه لا يوجد فرق كبير بين خلايا الدماغ في بطنك وخلايا الدماغ في دماغك
    Fakat gerçek şu ki o ikinci kez altına sıçtığında öldü! Open Subtitles لكن الحقيقه هي انه مات بلحظة انه تغوط في بنطاله
    Gerçek şu ki, fabrika olmadan, endüstri olmadan, biz bir hiçtik. Open Subtitles الحقيقة هي انه بدون مصانع بدون صناعة ليس لدينا شيء ,
    - Bu çok kötü bir şey. Asıl kötü haber şu ki, görünüşe göre sen de onlardan birisin. Open Subtitles لكن الأخبار السيئة هي انه يبدو بأنّكِ أحدهم
    Ama olay şu ki, istediğin her şeyi yapabilirsin. Open Subtitles ولكن النقطة هي انه بإمكانك فعل ما تشأئين
    Gerçek şu ki o saklanıyor, çünkü o bir engelli. Open Subtitles و القدرة الجسدية أصبحت مهمة الحقيقة هي انه يختبئ لأنه مقعد
    Tek sorun şu ki bildiğimiz kadarıyla, katil evin içinde saldırıyor, dışarıda açıkta değil. Open Subtitles المشكلة هي انه على حد علمنا الجاني ينفذ هجومه من داخل المنزل و ليس علنا
    Sorun şu ki, o tüm bu bilgilerle oradan ayrılamıyor, ben de oraya gidemiyorum. Open Subtitles المشكلة هي انه لايستطيع ترك الموقع معهم وانا متأكد بأني لا استطيع السير هناك
    Gerçek şu ki, en başından Wade ile ilgili konuşmana izin verseydim, bunların hiç biri olmayacaktı. Open Subtitles الحقيقة هي انه لا شىء من هذا كان ليحدث لو كنت صديق افضل وسمحت لك بالحديث عن ويد في المقام الاول
    Durum şu ki cesetleri artık iskeleye atmıyor, bu da bizim varlığımızdan haberi olduğu, dolayısıyla çok uzaklarda olmadığı anlamına gelir. Open Subtitles حقيقة هي انه يرمي الجثث بعيدا عن رصيف الميناء مما يعني أنه غالبا يعرف بتحقيقنا و ان هذا لم ينتهي على الاطلاق
    Cevap şu ki; o cesedi nasıl buldum bilmiyorum. Open Subtitles والإجابة هي انه ليس لدي أدنى فكرة كيف وجدت تلك الجُثة
    Aslolan şu ki, adam öldü. Davamız da öyle. Open Subtitles الحقيقة هي , انه مات وماتت معه قضيتنا
    Kenar mahallelerle ilgili söylemek istediğim ikinci konu kenar mahallelere alan açmak zorunda olduğunuzdur. TED والنقطة الثانية التي اود توضيحها عن الاحياء الفقيرة هي انه يجب ان تفتح مساحات في الاحياء الفقيرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more