"وأخته" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve kız kardeşi
        
    • Kızkardeşi
        
    • kardeş
        
    • kardeşini
        
    • ve kız kardeşiyle
        
    • ve kardeşi
        
    • ve kardeşinin
        
    Şüpheli ve kız kardeşi 1995 yılında sosyal hizmetler tarafından buraya getirilmiş. Open Subtitles المشتبه به وأخته تم وضعهم هنا عن طريق خدمات المجتمع عام 1995
    Bazen babası ve kız kardeşi dükkanın önünden geçiyordu. Open Subtitles أحيانًا والده وأخته يمرّون بالمحل ليروه في العمل
    Evet, kurban ve Kızkardeşi dokuz ay önce birlikte bir trafik kazası geçirmiş. Open Subtitles أجل كل من الضحية وأخته كانوا في حادث سيارة قبل 9 أشهر
    Gerçekte kardeş olmadıklarını öğrendiler ve, ve yatmaya başladılar. Open Subtitles تبين أنهما ليسا أخ وأخته لذا بدآ يعاشران بعضهما
    O zaman, Corey ve kardeşini bir yerlere saklamalıyız. Open Subtitles حسنا.. علينا إذن اخفاء كوري وأخته في مكان ما لبعض الوقت
    Eminim, yeni babası ve kız kardeşiyle iyi anlaşır. Open Subtitles أنا متأكدة أنه سيكون على ما يرام مع أبيه وأخته الجدِيديْن.
    Şimdi, Calvin McGee ile ilk tanıştığımızda O ve kardeşi Rochelle, bir uyuşturucu çetesi ile takılıyorlardı. Open Subtitles حسنا عندما التقينا لِأول مرة كالفين ماكجي نفسهُ وأخته روشيل كانوا يعملون مع عصابة المخدرات
    Bakın, o zamana kadar Dr. McKay ve kardeşinin başına gelenlerden haberim yoktu. Open Subtitles اسمعني. أنا لم أكن على علم بما حصل لدكتور ماكاى وأخته إلا بعد ذلك بوقت
    Annesi ve kız kardeşi her konuda ona güveniyordu. Open Subtitles أمه وأخته كانوا يعتمدون عليه فى كل الأمور.
    Benle ve kız kardeşi ile yeni tanıştı. Open Subtitles ،وقابلني أنا وأخته مؤخراً لديه الكثير كي يستوعبه
    Johnny ve kız kardeşi tam olarak aynı fikirde değiller. Open Subtitles جوني وأخته دون وأبوس]؛ ر نرى بالضبط وجها لوجه.
    Bir adam ve kız kardeşi. Open Subtitles يعتقد أنها تحمل إثنان هاربين أخ وأخته
    Leipzig'den gelen bu genç komünistler, o ve kız kardeşi, 1938 yılında bir gece kamplardan kaçmak için Alman sınırını geçmişler. Open Subtitles شاب من الكومانست من لايبزيج، قال انه وأخته... مع 984 غادروا ليلاً من ألمانيا... لتجنب المخيمات...
    O ve kız kardeşi Martha çok küçükken anneleri onlara tam güneş tutulmasını -- yok, parçalı tutulmayı -- gösterdi ve çok geçmeden ikisinin de gözleri bozulmaya başladı. TED عندما كان وأخته مارثا صغيرين جدا, أخذتهم أمهم لمشاهدة كسوف كلي -- أو في الواقع, كسوف جزئي -- وبعد ذلك بفترة قصيرة, بدأ كلاهما بفقدان نظرهما.
    Annesi ve babasıyla oldukça mutlu bir hayat sürermiş tabii, büyücünün cadaloz bir de Kızkardeşi varmış. Open Subtitles وكان يعيش حياة سعيدة جداً مع أمه وأبيه. وأخته الصغيرة حادّة الطباع, لولابيل.
    Lennie'nin Kızkardeşi Jenny yaklaşık on yıl önce öldürüldü, Open Subtitles " ليني " وأخته " جيني " التي قتلت قبل سنوات
    "Kızkardeşi Drusilla'nınkinden de." Open Subtitles 'وأخته ، دروسلا'.
    Asla iki kardeş gibi olamadık ve nedenini gerçekten bilmiyorum. Open Subtitles نحن لم نكن أبداً مثل الأخ وأخته وأنا حقاً لا أعلم لماذا ؟
    Bir erkek ve kız kardeş, hastalıklı, kurak, yangınlı ve volkanik patlamalı bir sezonda hayatta kalmayı başardılar. Open Subtitles عاش أخُ وأخته سنة حافلة بالأحداث ،التي جلبت المرض والجفاف والحرائق والثورات البركانية
    Bu fingirdek birkaç gün önce senin fedainin ağabeyiyle kardeşini dışarı atmasından sonra firar etti. Open Subtitles هذا الشاذ إختفى قبل عدة أيام بعد أن طردتوا أخوه وأخته إلى الشارع
    Babası ve kız kardeşiyle odun toplamaya gitmişler. Open Subtitles هو كان بالخارج يجمع الخشب . مع أبيه وأخته
    Ufaklık ve kardeşi fazla uzaklaşmış olamaz. Open Subtitles الرجل الصغير وأخته لا يُمكن أن يكونا قد ابتعدا كثيرًا.
    Annemi kurtardıktan sonra Galavan ve kardeşinin peşine düşeceğiz. Open Subtitles بمجرد ان تكون أمي بأمان، سنسعى وراء (غالفان) وأخته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more