Kocaman bir yatağa uzanıp iki gün boyunca uyumayı ve anne olmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | إنني أفكر في التمدد على سرير كبير والنوم لحوالي يومين وأفكر في الإنجاب |
Kirâ sözleşmemi uzatıyorum ve Los Angeles'taki evimi de satmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | سأقوم بتمديد إقامتي هنا وأفكر في بيع منزلي في لوس أنجلوس. |
Bazen sabahları uyanıyor ve sadece şöyle düşünüyorum "Neden yataktan çıkayım ki?". | Open Subtitles | أحياناً يأتي عليّ صباحاً أستيقظ وأفكر فحسب لماذا حتي أقوم من الفراش؟ |
derdi. Ve küçük torunlarımın gözlerine baktım, ve ben onların yaşında olduğumdan beri bu gezegene ne kadar zarar verdiğimizi düşündüm. | TED | ونظرت في عيون أحفادي الصغار، وأفكر كم تسببنا في الإضرار بهذا الكوكب منذ أن كنت في عمرهم. |
Ve kadınların rolleri üzerine düşünürüm ve kızlarınızın neleri seyrettiğini düşünürüm. | TED | وأفكر في أدوارهن، إذ عليك أن ترى ما تشاهده بناتك. |
Ve kafamın içinde, bir çeşit yarış içindeydim ve cevap olarak ne söyleyeceğimi düşünüyordum onlar hala bitiriyorlarken. | TED | و في ذهني، كنت أستبق وأفكر في الجواب الذي سأقوله، بينما كانوا بصدد إنهاء حديثهم. |
Ancak bugün, biraz daha derine inmek istiyorum ve bunun doğası ile ilgili düşünmek istiyorum. | TED | لكن اليوم أود أن أذهب أعمق قليلاً، وأفكر في طبيعة هذا. |
- Her gün bunu düşünerek uyanıyorum. - Neden denemedin ki? | Open Subtitles | ـ كل يوم أستيقظ وأفكر بذلك ـ إذاً لماذا لم تفعلها؟ |
"Bu nasıl gerçekleşiyor?" diye düşünüyorum. | TED | وأفكر في نفسي .. كيف يمكنه القيام بهذا؟ |
Şimdi kendi çocuklarım olsun istiyorum ve gemiyi düşünüyorum. | TED | الاّن أتمنى أن أنجب الأطفال وأفكر في القارب |
Benim için, duvardaki resimlere bakıyorum, ve onları oraya koymaya karar veren kişinin, onların o duvarı hakedecek kadar iyi olduklarını düşündüğünü düşünüyorum ama onu her zaman göremiyorum. | TED | بالنسبة لي، فأنا انظر إلى اللوحة المعلقة على الحائط وأفكر بأن أحدًا ما قرر وضعها هناك مؤمنًا بأنها جديرة بأن تكون على ذاك الجدار ولكني لا أرى السبب دائمًا |
Bunu defalarca anlaşılır şekilde söyledim: Her sabah uyumaya giderken Amerikan halkı için ne yapabilirim diye düşünüyorum. | TED | وضحت مرارًا وتكرارًا أنني أنام كل صباح وأفكر ماذا يمكن أن أفعل للشعب الأمريكي. |
Yakın zamanda, Shonkin alanında, bir aile ile iş yaptım ve küçük bir çiftlik satın almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | قمت ببيع محل أدوات عائلي في منطقة شونكن وأفكر بشراء مزرعةٍ صغيرة |
Ben gözlerimi kapayıp düşünüyorum. İnsan, gerçeği her zaman zihninde aramalıdır. | Open Subtitles | فأنا أغمض عيني وأفكر, فالمرء يجب أن يبحث عن الحقيقة من هنا |
Kenarda dikilip şunu düşündüm: "Bazen birini gerçekten sevdiğini göstermenin tek yolu; onun gitmesine izin vermektir. Buna hayatımda ilk kez şahit olmuştum. | TED | كنت أقف هناك وأفكر لقد كانت المرة الأولى في حياتي شهدت أنه يمكنك أن تشعر شخصاً ما بحبك الكلي عندما تتركهم يذهبون. |
Bazen yıldızlara bakar düşünürüm: "Acaba dünya gerçekten var mı?" diye. | Open Subtitles | أحياناً أنظر إلى النجوم وأفكر هل العالم موجود حقاً؟ لا أعتقد أن العالم موجود. |
Ne zamandır düşünüyordum. Burayı yeniden boyarım. | Open Subtitles | أنا أفكر فى إعادة تنظيم هذا المكان وأفكر فى إعادة طلاءه |
İki küçük çocuğum var Bay Woods. Ve geleceğimi düşünmek zorundayım. | Open Subtitles | لدي طفلين صغيرين، سيد وودس، وأفكر في المستقبل |
Ya o şarklıyı dinleyerek uyuyakalırdım, ya da düşünerek. | Open Subtitles | ،لقد غرقت في النوم علي صوت الموسيقى وأفكر |
Bakıp diğer dünyaları ve gezegenleri düşüneceğim ve orada dönen şeyleri. | Open Subtitles | سأنظر وأفكر في كل العوالم والكواكب الأخرى والأشياء التي تحلق هناك |
Çoğu kez sizin burada, doğru erkeğin sunabileceği korumadan yoksun halde tek başınıza kalmanız aklıma takılıyor. | Open Subtitles | وأفكر دائماً في وجودك وحدك بدون حماية رجل ، الرجل المناسب الذي يوفرها لك |
Onu hissetmek için gözlerimi kapatıp düşünmem yeterli oluyor. | Open Subtitles | علي فقط أن أغمض عيناي وأفكر به لأعلم انني أثق به |
Daha sonra düşünüyorum, düşünüyorum ve diyorum ki: | Open Subtitles | وبعد ذلك، بدأت أفكر وأفكر وأقول لنفسي: |
Sürekli olarak değişik yönlerden düşünüp bunu dövmeye eklediler. | Open Subtitles | أبتكر تصميماً وأفكر بطرق جديدة لخلط الرسومات بالوشم |
Bazen gece yarısı kalkıp nerede olduğumu soruyorum kendime. | Open Subtitles | أحياناً, في منتصف الليل أجلس وأفكر , أين أنا؟ ؟ |
Beni durup düşünmeye sevkeden şeyler söylerdi sürekli, "Zaman iyi bir iyileştirici olabilir, ama güzellik uzmanı olmadığı aşikar" gibi. | TED | وكانت تقول أشياءً تجعلني أتوقف وأفكر قليلاً .. مثل " الزمن مداوٍ رائع للجروح ولكنه ليس خبير تجميل " |
Ona bakar keçileri tamamen kaçırdığını düşünürdüm. | Open Subtitles | اعتادت أن أنظر إليها وأفكر لقد كانت غبية تماماً مثل كيس المطارق |