"وأنك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmalısın
        
    • ve sen
        
    • geçiyor
        
    • yapıyor
        
    • seni
        
    • geçiyorsun
        
    • onu
        
    • Siz
        
    • olmalı
        
    • ve senin
        
    • olduğunu ve
        
    Ağzından bir şey kaçırmış olmalısın. Başka türlü bulmasının imkanı yoktu. Open Subtitles لا بدّ وأنك قلت شيء، لا يوجد طريق يمكن أن تجدّه.
    Siz iki aşk kuşuna bir şişe gönderecektim ama tek başına olduğunu söyledi ve sen de üzgün görünüyordun. Open Subtitles كنت سأقوم بإرسال زجاجة لكما يا طيور الحب، ولكنه قال بأنه يوجد واحد فقط، وأنك تبدين تعيسة نوعاً ما.
    - Dalga geçiyor olmalısın. Open Subtitles لا بد وأنك تمازحني كلا، مستحيل
    Şimdi, "acaba o mu yaptı" diye düşünüyorsun. "Sanki bana kur yapıyor" diyorsun. Open Subtitles تعتقدين أنني ربما أكون فعلتها وأنك ستكونين التالية
    seni bir daha asla göremeyeceğimi düşündüm, sen hayatımın dışındaydın. Open Subtitles ظننت بأني لن أراك ثانية أبداً وأنك خارج حياتي للأبد
    Dalga geçiyorsun. Hepsi bu mu? Open Subtitles لا بد وأنك تمازحينني، هذا كل ما لدينا؟
    Beni kenara atmayacağını, gerekirse bir onu adamı olacağını bilmem lazım. Open Subtitles أريد أن أعرف أنك لن تقصيني وأنك ستكون رجل عند كلمتك.
    Böyle bir planı hayal ettiğine göre oldukça hasta bir beynin olmalı. Open Subtitles لا بد وأنك مكون من مجموعه من الأفكار المريضه لتختلق خطه كهذه
    Hayatlarımız devam ettiği ve senin de artık ilgi merkezi olmadığın için mi? Open Subtitles لماذا هذا ؟ لا, حياتنا مستمره وأنك لم تصبحي محور الإهتمام بعد الأن؟
    Üniformalı bir polis memuruna ot sattığına göre geri zekalı olmalısın diye düşündüm. Open Subtitles بما أنك بعت مواد مخدرة لضابط يرتدي ملابسه الرسمية، أنه لابد وأنك متخلفاً
    -Evet. O zaman biraz spagetti sosu yapmayı biliyor olmalısın! Open Subtitles أجل، لذا لابد وأنك تعرف شيء ما عن صلصة الإسباغتي.
    Biliyorsun, büyük bir şirket kurdun ve adını silmediler yani bir çok insanı işinde iyi olduğuna inandırmış olmalısın. Open Subtitles أتعرفُ، أنت بدأت شركة كبيرة وهم لم يزيلو اسمك منها لذا أنت لا بدّ وأنك أفدت الكثير من الناس
    Tek bildiğim, Spence gayet iyi götürüyordu ve sen her şeyi berbat ettin. Open Subtitles . أنا أعرف فقط أن لديهم وقتا طيبا وأنك أفسدت كل شيء.
    - Hararetli sohbet ediyormuşuz ve sen de çok eğleniyormuşsun gibi davranmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تتظاهري بأنك رفيقتي وأننا منهمكان في محادثة وأنك مستمتعة بهذا
    Benle dalge geçiyor olmalısın. Zorla hareket edebiliyorum. Open Subtitles لابد وأنك تمزح معي لا يمكنني حتى الحراك
    Dalga geçiyor olmalısın. Open Subtitles لابد وأنك تمازحني وأنا أهم سرا
    Bizim hoşumuza gitmeyen bir şey yapıyor bile olsan, hala seni seviyoruz. Open Subtitles وحتى وأنك تفعل اشياء لا نحبها , فنحن لا نزال نحبك
    Bir sürü egzersiz yapıyor olmalısınız, değil mi? Open Subtitles لابد وأنك تقوم بالكثير من تمارين القوة , إليس كذلك ؟
    seni yıllardır sevmiş olmalıyım, ama o kadar aptalım ki bunu bir türlü farkedemedim. Lütfen bana inan. Open Subtitles أرجوك صدقني، لابد وأنك تحبني مللي قالت أنك تحبني
    - Dalga geçiyorsun herhalde. Open Subtitles لابدّ وأنك تمازحني.
    John! onu ilk gördüğün anda bir şey olmuş olmalı. Open Subtitles لا بُدَّ وأنك كنت ذو شأنٍ عندما قابلتها أول مرة
    Ben de kocanız kadar beceriksiz ve sıkıcıyım. Siz de doğru seçimi yapmışsınız ve mutlusunuz. Open Subtitles شخص ممل وبلا أهداف ، وأنك قد اخترت الاختيار الصحيح
    Gustavo'nun öldüğünü, ve senin orayı kontrol etmeye gideceğini söyle. Open Subtitles أعلميهم بموت غوستافو وأنك قادمة بعد ساعات العمل لتتفقدي الوحدة
    Benim gözetimim altında olduğunu ve kasaya nasıl girdiğini göstereceğini söylerim. Open Subtitles ساخبرهم أنك تحت عهدتي وأنك هنا لتريني كيف دخلت الى القبو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more