"واذا كان" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve eğer
        
    • Eğer o
        
    • olsa
        
    • varsa
        
    Ve Higgs alanı, ultra-yoğun Higgs halindeyken, bugünkünden sadece birkaç kez değil, milyarlarca kez daha yoğun, ve eğer uzay-zaman bu Higgs hali ile dolu olsaydı, tüm atomik madde çökerdi. TED و مجال هيقز, في حالة هيقز فائقة الكثافة, ليس فقط عدة مرات أكثر شدة عن اليوم, بي مليارات المرات, واذا كان الزمكان مليئا بحالة هيقز هذه, كل المواد الذرية سوف تنهار.
    ve eğer boşanma bir sürü utanca neden oluyorduysa, bugün, ayrılabilecekken kalmayı tercih etmek utanılacak yeni durum. TED واذا كان الطلاق يحمل كل العار، اليوم نختار البقاء عندما يمكننا المغادرة هذا هو العار الجديد
    Eğer o özel brownie'lerindense yunuslara sakın yedirme. Open Subtitles واذا كان معك تلك الأشياء البنية لا تطعمها للدرافيل
    Çünkü ben zenginim ve eğer o adam hayatta olsaydı benim havuz evimde yaşıyor ve ben ona çimlerimi biçmesi için yılda $200,000 ödüyor olmam gerekirdi. Open Subtitles لأنني غني ، واذا كان حيّاً سوف يعيش في بيتي وسوف أضطر أن أدفع 200 ألف دولا في السنة لقص عشبي
    Eğer acil bir durum olsa arayacağım ilk kişi olurdu. Open Subtitles واذا كان هناك اي طارىء سيكون اول شخص اتصل به
    Senin için yapabileceğim bir şey varsa da unut gitsin. Open Subtitles واذا كان هناك شىء استطيع ان افعلة من اجلك. انساة
    ve eğer bunlar sadece kağıtlar ve fizik eleştirme mektupları ise bir sorunumuz var. TED واذا كان مجرد أوراق ورسائل مراجعة ، فلدينا مشكلة.
    ve eğer "Eğitimin geleceğini nerede arardınız?" sorusunu soracak olursanız. TED واذا كان السؤال الذي نريد طرحه هو : أين يتوجب علينا النظر لمعرفة مستقبل التعليم ؟
    ve eğer Tom Doniphon akıllı biriyse, evlendiğim işgüzar kişi, onun da işine karışıp planlarını bozmadan, teklifini Hallie'ye yapar. Open Subtitles واذا كان توم دينفون ذكيا سوف ..يسألها السؤال قبل اي شخص فضولي يطلبها بحقيبة من التفاح
    ve eğer beni beklemek isterse, ne ala! Beni bekleyebilir! Open Subtitles واذا كان يريد الانتظار، حسناً يستطيع إنتظاري
    ve eğer inanç, Tanrının planının tamamını anlamaya yetmiyorsa, sadece bir kısmını anlamak içindir, bizim kısmını, ruha sahip olmanın sebebi budur. Open Subtitles واذا كان الايمان يعني عدم فهم خطة الرب بأكملها اذن ربما الفهم هو جزء الجزء المتعلق بنا هو ما معناه ان يكون لدينا روحا
    ve eğer özel çocukların parti dansı yapması gerekiyorsa Sen de parti dansı yapacaksın. Open Subtitles واذا كان على الأطفال الموهوبين أن يرقصوا فعليك أن ترقص أيضا
    ve eğer o kız böyle bir şeyi istemiyorsa bunu hemen bilmeliyiz. Open Subtitles واذا كان ذلك شيء لا تريده ! اذن نريد ان نعرف الآن
    Rany kendi kararlarını verebilecek koca bir oğlan ve eğer o abisinin yerine, park yerinde el arabasıyla dolaşmayı seçiyorsa bu onun insiyetitinde. Open Subtitles راندي رجل كبير، من الذي يسمح لكي يقرر ماسيفعل في حياته. واذا كان ذلك القرار من اجل دمية يد مسروقة يجعله يفارق. أخيه الوحيد، اذاً ستكون هذه بيرقوفاديد.
    Eğer o zaman bir şey değilse, bir şey değildir. Open Subtitles واذا كان لاشيئ عندئذ لاشيئ
    Eğer o kadar kötüyse, Daniel bunu biliyor ve bilmiyorsam o zaman tek seçeneğim var. Open Subtitles واذا كان بذلك السّوء و(دانيال) يعلم عنه وأنا لا عندها لدي خيار واحد فقط
    Şunu da iyice anla ki başka herhangi bir seçeneğim olsa ve tüm yaşam biçimim riskte olmasa böyle bir şey yapmanı asla istemem. Open Subtitles وعليك ان تفهم لن اسألك شيء كهذا اذا كان لدي خيار واذا كان وتد
    Söylüyorsa da bir nedeni olsa gerek. Open Subtitles واذا كان كذالك، لا بد من أن يكون سبب لذلك.
    Bu onu senden bir süre daha uzak tutmak olsa bile. Open Subtitles واذا كان هذا يعني ان نبقى على مسافه بعيده منك لفتره قصيره .. حينها
    Ve yardım edebileceğim başka bir şey varsa, lütfen söyleyin. Open Subtitles واذا كان هناك ما يمكننى عمله للمساعدة، من فضلك اخبرينى.
    Ama varsa, bu konuda bir şey yapmak görevimiz değil midir? Open Subtitles واذا كان الأمر كذلك,أليس من واجبنا أن نفعل شيئا بخصوص ذلك؟
    Doğru giriyorum, eğer bir eşleşme varsa birkaç saniye içinde öğreniriz. Open Subtitles كتبتها . واذا كان هناك حبل سري متطابق.. سنعرف في ثواني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more