"والديه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ailesi
        
    • ailesinin
        
    • ailesini
        
    • ailesiyle
        
    • ailesine
        
    • ailesinden
        
    • babası
        
    • ebeveynlerinin
        
    • babasının
        
    • Ebeveynlerini
        
    • anne babasını
        
    • ebeveynlerinden
        
    • ebeveyni
        
    • anne-babası
        
    • ebeveynleri
        
    Ben evlilikten bahsetmiyorum, sadece Ailesi ile akşam yemeği yiyeceğiz. Open Subtitles لا أتحدث عن الزواج بل عن تناول العشاء برفقة والديه.
    Brain Jr'ı karınıza yalan söylemesi için ve Ailesi araba kazasında ölmüş İsveçli bir çocuk gibi davranmaya zorladığınız doğru mu? Open Subtitles هل هو صحيح أنك اجبرت براين الصغير ليكذب علي زوجتك ويدعي انه يتيم سويدي من هما والديه الذان ماتا في الحادث؟
    Uyuşturucu laboratuvarı alev aldığı için, ailesinin evini yakmak suçundan tutuklanmıştı. Open Subtitles كان في السجن لأنّه أحرق منزل والديه حين احترق مختبر المخدرات
    Her şeyi bir kenara bırakırsak ailesini çok sevdiğine eminim. Open Subtitles ألذي دون كل هذا أنا أقسم أنه أحب والديه كثيراً
    Adam 21 yaşında, ailesiyle yaşıyor, ve bir önlük giyiyor. Open Subtitles يبلغ الـ 21 ويعيش مع والديه ويرتدي مئزراً ليكسب عيشه
    Alex'in aramıza katılmasını istediğimizi ailesine en başta neden söyledin ki? Open Subtitles لماذا استعنت بمصادر خارجية لتوظيف أليكس لدى والديه في المقام الأول؟
    Belki Waldorf'da okumuştu. Ya da Ailesi, kız kardeşi altı yaşındayken boşanmıştı. Open Subtitles ربما كان السبب مدرسة وولدروف أو طلاق والديه عندما كانت أخته بالسادسة
    Ailesi ile birlikte görünmek yerine erkek arkadaşı ile Kore'ye gitmeyi tercih etti. Open Subtitles على أي حال، بدلا من مصارحة والديه بذلك انتقل إلى كوريا مع عشيقه
    Ailesi tarafından şiddete maruz kalmış, birisi olarak ismi biliniyor muydu? Open Subtitles أعني الوضع الذي كان عليه أُعتدي عليه جسديا بواسطة والديه ؟
    Babam da, alacaklılara kapıyı açıp Ailesi evde yokmuş gibi davranarak büyüdü. TED وكبر والدي وهو يجيبُ على محصلّي الديون ويتظاهر أن والديه ليسا في المنزل.
    PM: Milo Ailesi tarafından eve çağırıldı, yalnız kalmamız ve ona yardım etmemiz için zaman veriyor. TED بيتر مولينكس : هنا مايلو .. يتم مناداته من قبل والديه وهذا الوقت نتصرف به وحدنا بدون وجود مايلو لكي نساعده قليلا
    Mesela dün gece ailesinin şu an birlikte olup olmadığını merak ediyordu. Open Subtitles ..وفي الليلة الماضية كان كان يتسائل إذا كان والديه سويا ً الآن
    ailesinin kaçırılışına tanık olunca duygusal açıdan aşırı yüklenip içe kapanmış olmalı. Open Subtitles من المحتمل ان مشاهدة اختطاف والديه دفعه لارهاق عاطفى و هو انغلق
    8 yaşında bir çocuğun, ailesinin onu istemediğini unutmak için anlattığı hikâye. Open Subtitles طفل عمره 8 سنوات يخبرها لنفسه لإخفاء حقيقة ان والديه لم يردوه
    Üç yılını Nairobi'de sokaklarda yaşayarak geçirmişti çünkü ailesini AIDS'den kaybetmişti. TED والذي قضى 3 سنوات في نيروبي يقطن في الطرقات لان والديه قضيا نحبهما بسبب مرض الايدز
    Bu arada Doktor. O çocuğa ne dediğini duydum. Hani ailesini öldürmeyi hayal eden çocuk. Open Subtitles دكتور لقد سمعت ما قلته لذلك الفتى الذي يتخيل انه يقوم بقتل والديه
    ailesini düşünmediği bir an, bir gün bile geçmedi. Open Subtitles لا يمر يوم ولا لحظة إلا ويتذكر بها والديه
    Altı ay önce kız arkadaşı tarafından terk edilince ailesiyle bağını koparmış. Open Subtitles لقد قطع الإتصالات مع والديه بعد أن هجرته خليلته قبل 6 أشهر
    ailesiyle aramızda bazı problemler var ama çözülmeyecek gibi değil. Open Subtitles فقط بعض المشاكل مع والديه ولكن لا شيء يمكن اصلاحه
    Doktorlar ailesine çocuklarının hiç bir zaman iletişim kuramayacağını ve sosyal anlamda ilişikiye giremeyeceğini ve hiç bir zaman fazla konuşamayacağını söylemişlerdi. TED وأخبر الأطباء والديه بأنه لن يستطيع أبدًا التواصل أو التفاعل اجتماعيًا ومن المحتمل أيضًا أن تكون لغته ضحلة.
    ailesinden almış olsaydı şu anda ikisi de ölmüş olurdu. Open Subtitles من يهتم؟ إن أصيب بهذا من والديه سيكونا قد ماتا
    Bu Billy'nin son doğum günü, anne babası bir uçak kazasında ölmeden önce. Open Subtitles هذا كان عيد ميلاد بيلى الاخير قبل ان يقتل والديه فى تحطم طائره
    ebeveynlerinin isteği üzerine Trygve Holt birinci sınıfta okulu bırakmış. Open Subtitles ترايقف خرج من المدرسة في الصف الاول بطلب من والديه
    Benim asker, annesiyle babasının nereye saklandığını hala bilmiyor. Open Subtitles الجندي الذي أرافقه لا زال يبحث عن والديه
    Ebeveynlerini öldürmüş ve fiziksel sömürüye karşı meşru müdafa olduğunu söylemiş. Open Subtitles لقد اطلق النار وقتل والديه وادعى الدفاع عن النفس بسبب تعذيبهم له لسنوات
    Birinin kendi anne babasını öldürüp bundan sıyrılması onu etkileyecektir. Open Subtitles والسماع بأن احدا قد نجا بعد قتل والديه, فذلك سيقلقه
    Her jenerasyon ebeveynlerinden iki kat kadar daha iyi durumda. TED بحيث يكون مستوى معيشة كل جيل ضعف مستوى معيشة والديه
    Her iki ebeveyni de AIDS'den öldüğü için yetim kalmıştı, ve o da AIDS'den ölene kadar büyükannesi onunla ilgilendi. TED كان يتيماً، حيث مات والديه بسبب مرض الإيدز وأعتنت به جدته حتى مات هو أيضاً بسبب الإيدز
    Doğumdan sonra bebeğin anne-babası ayrıldı. Bir ebeveyn bebeğin üçüncü bacağının kalmasını istiyor. Open Subtitles الآن مع الحضانة المشتركة, أحد والديه يريد الطفله غير الطبيعية للحفاظ على الرجل الثالثة.
    Kendisi Dünya'da doğmuş ve ebeveynleri o çocukken Mars'a göç etmiştir. Open Subtitles ولد على كوكب الأرض هاجر والديه إلى المريخ عندما كان طفلا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more