"والناس" - Translation from Arabic to Turkish

    • millet
        
    • insanların
        
    • ve insanlar
        
    • insanları
        
    • insanlar da
        
    • Herkes
        
    • insan
        
    • halk
        
    • insanlardan
        
    • insanlara
        
    • insanlarla
        
    • insanlar ve
        
    Dört yıldır buradayım millet bana hala babasının kızı diyor. Open Subtitles أنا هنا منذ اربع سنوات والناس مازالوا ينادوني ابنه ابيها
    O kadar güzel görünmek için çok uğraştı ama millet çabasının kıymetini anlamıyor. Open Subtitles لقد عملت بجد ليكون لها هذا الشكل والناس لا تقدر هذا المجهود
    Eşyaların ve insanların bir anda kaybolduğu bir dünyada yaşadığını görüyor... Open Subtitles وهو يرى أنه يعيش في عالم حيث تختفي الأشياء والناس فعلاً
    Freudyen hüzünden ayrıldık, ve insanlar şimdi faal olarak bunu çalışıyor. TED لقد ابتعدنا عن كآبة فرويد، والناس الآن يدرسون هذا بشكل ناشط.
    Peki kötü insanları, korkunç insanları ve sevmediğiniz insanları ne yapıyorsunuz? Open Subtitles ماذا تفعلون بالناس السيئين والناس المخيفين والناس الذين لا يعجبونك ؟
    MO: Dahilik gerektiren bir iş değil bu. Bu araçlar apaçık belli ve insanlar da bu araçları istiyor. TED مورغان أونيل: انها ليست باختراع للذرة. هذه الأدوات هي واضحة والناس يريدونها لهم.
    Kafalarınızı kaldırın, millet. Büyük bir dalga yaklaşıyor. Open Subtitles الأمواج أقتربت من الشاطيء والناس بكثرة وعلى مقربة من الماء
    Siz bayrakçıların annelerini bir bir çağırırsınız birkaç kelam ederler, millet de para sıçar. Open Subtitles سوف نسلمهم اعلاماً وسيقولون شيئاً والناس تدفع نقوداً سيكون ذلك مثيراً
    Havada bugün bir sürü metal var, millet. Open Subtitles وهناك الكثير من المعادن في الهواء اليوم، والناس.
    millet seyretme diyor ama taraftarları var ve... insanlar hâlâ telefon ediyor. Open Subtitles والناس يقولون لا تشاهده لكن لديه معجبون وهم يتصلون بي
    millet, hayat darbe vurur, yolumuza devam ederiz. Open Subtitles الناس ، كما تعلمون . المشاكل تحدث . والناس يواصلون حياتهم
    Kanka, millet bana sakso çektiğini sanacak. Open Subtitles المتأنق ، والناس تسير على التفكير كنت مص بلدي ديك ، المتأنق.
    İnsanların hep sorduğu şu böylesine büyük bir komplo döndüğünü ben nereden biliyorum? Open Subtitles والناس تسأل دائما، كيف لي أن أعرف أن هناك هذه المؤامرة الضخمة تحدث؟
    Yaşadığım en dönüştürücü deneyim buydu -- o anda, disonansı (uyumsuz nota bileşimi) ve armoniyi duymak, insanların beraberce şarkı söylemeleri, paylaşılan vizyon. TED اكثر تجربة تحويلية مررت بها في تلك اللحظة سماع التنافر و الانسجام والناس تغني الناس مع بعضها الرؤية المشتركة
    Yani yine, şehrin farklı yerlerinden gelen insanların gönderdiği SMS mesajlarının günlük gelgit akışını elde ediyorsunuz. TED ومرة أخرى، نرى التدفق والانسحاب اليومي والناس ترسل الرسائل النصية من مختلف مناطق المدينة.
    Her zaman kuraklıklar ve doğal felaketler olacak ve insanlar suçlayacak birini arayacaktır. Open Subtitles لكن هناك كان دائما جفافا وطبيعي الكوارث والناس يبحثون عن كبش الفداء دائما.
    İşte, müziği istediğin gibi ayarla insanları istediğin gibi karıştır. Open Subtitles تعرف، ما تفعله مع الموسيقى والناس المنحدرين من أصول مختلطة
    Kusursuz bir gazeteci haber olacak hikayeleri toplamasını bilir ve insanlar da bunu okuyacaktır çünkü sansasyonel. TED صحفي ممتاز يعرف كيفية اختيار القصة التي سوف تتصدر عناوين الصحف، والناس ستقرأها لأنها جذابة.
    Bugüne kadar Herkes bana zor anlar yaşattı. Bir de sen başlama. Open Subtitles طوال حياتي والناس دائماً يضايقونني ويصعبون عليّ الأمور، لاتبدأي بذلك أنتِ أيضاً
    Onları üç sistemin birleşimi olarak görüyoruz: Ekoloji, insan ve teknoloji. TED نحن بالفعل ننظر إليها كمجموع ثلاثة أنظمة: علم البيئة والناس والتكنولوجيا.
    Ellerine silah alıp savaşmaya... cesareti olmayan bir halk özgürlüğü hak etmez. Open Subtitles والناس اللذين ليس لديهم الشجاعة ليمسكون بالسلاح في أيديهم للقتال لا يستحقون حريتهم
    Sosyal medya şirketlerinde karar verici insanlardan oluşur. TED والناس هم من يتخذون القرارات في شركات التواصل الاجتماعي.
    Kuzeye köylere ve insanlara, yada güneye ateş hattı boyunca. Open Subtitles شمالا نحو القـُرى والناس, أو جنوبا على طول خط النار
    Böylece, bu tuhaf TV programı ile birlikte insanların oturma odalarının bir parçası olmamıza izin verildi. Müzikle, doğayla ve insanlarla TED إذن سُمح لنا أن نكون جزء من غرفة الجلوس لدى الناس بهذا البرنامج التلفزيوني الغريب، من خلال الموسيقى والطبيعة والناس.
    "Değişik yerler, insanlar ve ilişkiler aramaktan yoruldum ve bıktım." Open Subtitles سئمت وتعبت من الركض من الأماكن والناس والعلاقات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more