"وتبحث" - Translation from Arabic to Turkish

• arıyor
• bulup
• arıyorsun
• bulmak
• bakıyor
• aramaya
• arayan
• aranmıyorsun

Fırsat buldukça resmine bakıp seni arıyor. Kan çekiyor olmalı çünkü seni çok özlüyor.
.نّها تنظر بصورتك كلما حانت لها الفرصة وتبحث عنك لابد أنّها تشتاق لك لأنكما تتشاركان ذات الدماء

- Tatil için eve dönmüş, ilgi arıyor.
تبقي في المنزل في العطلات الرسمية وتبحث عن الحب

Kütüphaneye gidip, halk kayıtlarına bakıp, bu mimarlık bürosunun nerede olduğunu bulup ve içeriye girersin.
، لذا يجب أن تذهب إلى المكتبة وتبحث في السجلات وتجد أين هذا المكتب ومن ثم تقتحمه

Seçeneklerin bitti mi? Cevapları mantıksız olduğunu düşündüğün şeylerde mi arıyorsun? Ben iyiyim.
هل تفتقر للخيارات وتبحث عن إجابات فيما تعتبره غير عقلانيّ؟

Ve beni bulmak için bıçaklanana kadar beklemeye karar verdin.
وقررت الأنتظار إلى أن تـُـصاب بطعنة حتى تأتي وتبحث عني؟

Alet odasında, kayıp kutulara bakıyor.
غرفة المعدات، وتبحث عن تلك الخراطيش المفقودة.

Ha, ha... Üstünüzde bu kıyafetle, iş aramaya falan çıkmıyorsunuz değil mi, hem de hafta içi?
أنت لا تخرج وتبحث عن عمل بهذه الملابس، صحيح؟

Rüzgar, arkasından çocuklarını arayan anneleri bıraktı.
الرياح تذوى الآن وتبحث الامهات عن الصغار

Neden plastik tavanı kaldırıp bir aranmıyorsun?
لاماذا لا ترفع السقف البلاستكي وتبحث ؟

Mazı arıları da çiftleşmeyi tamamladı ve bu dişi, yumurtalarını bırakacağı bir yer arıyor.
تزاوجت زنابير العفْص أيضاً وتبحث هذه الأنثى عن مكان لتضع به بيضها.

Gezegenindeki savaşı kazanmış şimdi de yeni bir rakip arıyor.
لقد فازت بمعركة الأجناس على كوكبها، وتبحث الآن عن منافس جديد.

Ölüye saygı duyarım, ama nişanlı bir kadın koca arıyor.
أنا أحترم الموتى لكن امرأةٌ مخطوبة ..وتبحث عن زوج

Çok üzgün, kızgın, aklı karışık... ve umutsuzca her şeyi düzeltecek birini arıyor.
إنها حزينة جداً ومشوشة التفكير وغاضبة وتبحث بيأس عن أي شخص ليزيل عنها همومها ويشعرها أن الأمور بخير

Belki onu daha çabuk bulup eve getirebilirsin diye düşündüm.
أنه يمكنك ان تخرج وتبحث عنه قليلاً وتعيده للمنزل

Ben birini bulup mutlu olmanı isterim.
لا اريدك ان تبحث عن احد وتبحث عن الحب معه

Tamam, polisler oraya gelecek. Benimle kal. Kullan-at telefondan arıyorsun o yüzden ismini göremiyorum.
حسنٌ، سأجعل الشرطة تأتي وتبحث عنكِ ابقي معي فحسب

Daksili neden sallıyorsun ve neden eski bir arama emrini arıyorsun?
لماذا التلويح الأبيض التدريجي وتبحث عن مذكرة القديم؟

Bugün, yiyecek bulmak için üç takıma ayrılacağız.
اليوم سننقسم إلى ثلاث فرق تخرج وتبحث عن الطعام

Baban yine kamyonetinde oturmuş boşluğa bakıyor.
والده هو في الشاحنة، وتبحث عن أي شيء جديد.

Üstünde bu kıyafetle iş aramaya çıkmıyorsun, öyle değil mi?
أنت لا تخرج وتبحث عن عمل بهذه الملابس، صحيح؟

Şu an muhtemelen beni deli gibi arayan sevgilimi arıyordum.
سيدى كنت أتدبر عملى الخاص كنت بأنتظار فتاتى ربما هى قلقة الان وتبحث عنى