"وتعلمين" - Translation from Arabic to Turkish

• bilirsin
• Biliyorsun
• biliyorsunuz
• Ve biliyor musun

Ne derler bilirsin. Ölülerin anlatacak hikayeleri yoktur.
وتعلمين ما يقولون الرجال الميتون لا يحكوا قصص

Ve sürekli bir şeylerin üzerinde olmayı seviyorum bilirsin.
وتعلمين أنني دائمًا أردت أن أكون داخل البراميل

Aman Tanrım,bilirsin,dünyadaki tüm yetimlerle ilgilensem... ve sadece,bilirsin, bir yerlerde çiftlik alsam... ve hepsini özgür bıraksam,bilirsin.
لو أمكنني أخذ كل اليتامى في العالم وتعلمين ، أشتري مزرعة في مكان ما وأتركهم يركضون بحرية

Birisinin hayatına ışıklar altında saldırıldığında neye maruz kaldığını Biliyorsun.
وتعلمين ما يتكشّف حين يتم تسليط الضوء على حياة شخص

Burada senden iyisi yok. Bunu Biliyorsun. Onlar da kesinkes biliyor.
أنت أفضل مراقبة أداء هنا وتعلمين ذلك وهم واثقون من ذلك

Geçen sene bir ara meth'e fena abanmıştık ve o şeyin insana neler yapabildiğini biliyorsunuz.
لقد حظينا بعملية ميث سيئة العام الفائت وتعلمين مالذي تفعله تلك الأشياء

Ne kadar inatçıyımdır biliyorsunuz.
وتعلمين سلفاً كم من الممكن أن أكون عنيدة

Çok beğeneceksin Ve biliyor musun hazır gitmişken neden pedikürde yaptırmıyorsun?
سوف تحبينهم وتعلمين ماذا؟ بينما أنتي هناك لما لا ضعين مناكير

Ve her yıl Eternal 18'in "o" eşyayı sadece birkaç gün sonra getirdiğini bilirsin.
وتعلمين ايضاً انه دائماً وابداً يتم استنساخ نسخ مقلدة منها

Bir yol ayrımına geldiğin zaman her iki yolun da hayatını değiştireceğini bilirsin ya?
عندما تقابلين مفترق طرق في الطريق وتعلمين انه اي طريق منهما سيغير حياتك

Bay Mishra birazdan burada olur ve bilirsin ben geç kalmayı sevmem.
سيأتي السيد ميشرا وتعلمين أني لا أتأخر مطلقاً

Kendisi orada kalmaya karar verdi. Yalnızlıktan hoşlanmadığını bilirsin.
إنها تمكث هناك وتعلمين إنها تكره أن تكون وحيده

Kimin verdiğini bilirsin.
مركز خدمات الطلبة يقدمون الوصفات لأي عقاقير وتعلمين هذا

Kaçmasından sen sorumlusun ve bunu Biliyorsun.
أنتي المسئولة عن هروبها وتعلمين أيضاً بأنها لعنة.

Eğer öğrenirlerse, annenin kovulacağını Biliyorsun.
وتعلمين بأن والدتك ستفصل لو أن أحد أكتشف الأمر

Bu konuda yeteneğim var Biliyorsun. Bunu Biliyorsun.
وتعلمين أنني أملك الموهبة لذلك تعلمين ذلك

Biliyorsun ki, biz çalışanlar patrona hayır diyemeyiz.
نحن الموظفين لا نستطيع أن نقول لا لرئيسك وتعلمين ذلك

Naomi, sen bir hekimsin. Söylediklerinin doğru olmadığını Biliyorsun.
نعومي أنت طبيبة، وتعلمين أن هذا ليس صحيحاً

Ve size karşı bir dava açarsam... bunların hepsini alacağımı da siz biliyorsunuz.
وتعلمين أنني لو أحضرت قضية إليك سآخذ كل هذا على أية حال

- Evet. biliyorsunuz ki serbest kalma şartlarını bozarsanız,
وتعلمين أنك إن خرقت شروط إطلاق سراحك

Çok iyi bir çocuktu Ve biliyor musun?
حسنًا , لقد كان ولدًا لطيفًا , وتعلمين ماذا ؟