"وجعله" - Translation from Arabic to Turkish

• alıp
• haline getirmiştir

Bandolar kötü birşeyi alıp onu aynı zamanda zor yapmanın en iyi örneği.
الفرقة الاستعراضية هي مثال عظيم، في أخذ شيء سيئ وجعله صعباً أيضاً.

Buz, küçük bir ısı değişikliğini alıp... ..çok daha büyük hâle getirebilir.
يمكن أن يأخذ الجليد تغييراً بسيطاً في درجة الحرارة وجعله كبيراً

Birisini bu işe almak demek, genellikle sizden hoşlanmayan birisini alıp, ona kendisinin bile inanamadığı şeyleri yaptırmaktır.
تجنيد الأشخاص يعني أخذك شخص لا يحبك غالباً وجعله القيام بأشياء لم يعتقد ابداً انه يمكن ان يفعلها

Bu durum onu mutsuz bir tanrı haline getirmiştir.
وجعله إلهاً غير سعيداً بالمرة

Tolkien bunu Beowulf'tan alarak kendi hikâyesinin en önemli parçalarından biri haline getirmiştir.
(لقد استوحى (تولكين (ذلك من (بيوولف ...وجعله بقلب أحد المحاور المفصلية لقصته ككل

"Mankafa bir toprak bükücüyü alıp bir yıldız yapamazsın" dediler.
وقالوا لا يمكنك اخذ مسخر ارض مغفل وجعله نجم

Bence onu içeri alıp biraz terletmemiz lazım.
اعتقد انه يجب علينا احضاره وجعله يتعرق قليلاً.

Hayatında sadece seks için görüştüğün, bağlı olmadığın tek erkeği alıp bir insana mı dönüştüreceksin?
أنت تريد أن تأخذ الشخص الوحيد في حياتك أن هناك بحتة لممارسة الجنس... ... وجعله إنسانا؟

Sen ahtapotun bahçesine geri gideceksin geri kalanı alıp bana getireceksin.
أنت ستعمل السباحة التراجع إلى حديقة الأخطبوط في... ... الحصول على ما تبقى منه وجعله بالنسبة لي.

Ekmek makinesini alıp tek parça halinde içeri getiririm.
سأذهب الحصول على... صانع الخبز وجعله في الداخل، في قطعة واحدة،

Bu yüksek gerilimli ekonomiyi alıp iki kat daha büyütmeyi planlıyor ve sonra da -- çok uzak gelecekte değil, 40 seneden az bir zamanda, bir çoğunuzun ömrü sırasında -- dört kat daha büyütüyoruz.
نخطط لأخذ هذا الإقتصاد العالي الضغط وجعله أكبر بمرتين ومن ثم جعله أكبر بأربع مرات -- ليس في مستقبل بعيد، لكن في أقل من 40 سنة، في مدى حياة معظمكم.

Onun yazısını alıp, ona götürmek için.
لالتقاط مهمتها وجعله لها.