Preston, arkadaş mı... getirdin? | Open Subtitles | أنا مسرورة جداً لأنك لأتيت , وجلبت معك صديقة |
Ev misafir ve garaj yemek dolu ve sen bana ölü bir kız mı getirdin? | Open Subtitles | لديّ منزل مليء بالضيوف ومرآب مليء بخادمي الطعام وجلبت لي فتاة ميّتة؟ |
Sonra da panikledin ve derdini bize getirdin. | Open Subtitles | ثم أرتبكت , وجلبت الفوضى الكاملة إلينا |
ve, ailemizede güzel bir gelin getirmişsin. | Open Subtitles | الآن أنتَ تزوّجت وإستقرّيت وجلبت زوجة جميلة إلى عائلتنا. |
Tekila getirmişsin. | Open Subtitles | وجلبت لكم... تيكيلا. |
Bu topraklara gelip hayır ve zenginlik getirdin. | Open Subtitles | لقد جئت الى هنا وجلبت معك الخير والثروه |
Değiştirmek için kaç kıyafet getirdin? | Open Subtitles | L-منخفض تغيير الكثير من الملابس وجلبت لكم؟ |
Sen de bunu yapmak için ihtiyacımız olan şeyi getirdin. | Open Subtitles | وجلبت ما نحتاج إليه لتحقيق الأمر. |
Daniel, buraya geldin, beraberinde iyilik ve zenginlik getirdin ama bunların yanında bir sapkının kötü huyları da vardı. | Open Subtitles | (دانييل)، قد جئت هنا وجلبت معك الخير والثراء ولكنّك جلبت عادات سيئة كمنحرف |
Ama seni severim ve bana Avion'u getirdin. | Open Subtitles | لكنني أستلطفك، وجلبت لي آفيون |
O cesedi arabanın bagajında benim evime getirdin Stiles ve Haffner'ın yanına koydun. | Open Subtitles | وجلبت الجثّة لمنزلي في صندوق سيّارتك ووضعتها بجوار (ستايلز) و(هافنر). |
ve onu benim evime getirdin. | Open Subtitles | وجلبت ذلك لمنزلي |