"وجهة" - Translation from Arabic to Turkish

    • açısı
        
    • demek
        
    • açısından
        
    • göre
        
    • açımdan
        
    • noktaya
        
    • istediğini
        
    • açısını
        
    • istediğim
        
    • yer
        
    • haklı
        
    • açısına
        
    • açıdan
        
    • yere
        
    • dedin
        
    Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. TED و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر
    demek istediğini anlıyorum. Sence faydalı olmanın tek yolu, her savaşı kazanmaktır. Open Subtitles فهمت، وجهة نظرك هو أنه يجب أن أفوز بكل المعارك لأحدث تغييراً
    Bu sadece kamu sağlığı açısından kötü olan bir sistem değil; karanlıkta kalan yerel aileler için tehlike ortaya çıkartmaktadır. TED هذا نظام ليس سيئاً فحسب من وجهة نظر الصحة العامة؛ بل يعرّض العائلات المحلية للخطر تلك التي تبقى في الظلام.
    Sen şişenin altına vuruyosun ben de sallıyorum, ama benim duyularıma göre tüm bunlar tek bir bilgi kaynağında toplanıyor. TED أنت قمت بضربه من فوق، وأنا قمت بهزّه، ولكن من وجهة نظر حواسّي، يقترن هذان معا في مصدر واحد للمعلومات.
    Ve keşke, bir kerecik olsun, olayları benim bakış açımdan görsen. Open Subtitles و أتمنى لمرة واحدة فقط أن تري الأمور من وجهة نظري
    10 saniye içerisinde, konuyu acaba bir noktaya bağlayacak mısın? Open Subtitles هل ستعبر عن وجهة نظر خلال 10 ثوان أم ماذا؟
    Çocukçaydı. Ne bir bakış açısı, ne de ahlaki içeriği vardı. Open Subtitles لقد كان طفولي ليس به وجهة نظر للحياة او محتوى أخلاقي
    Zamanını daha iyi bir bakış açısı kazanmaya çalışmakta kullan. Open Subtitles استعمل ذلك الوقت في المحاولة وكون وجهة نظر حول الأمر
    Bunu değiştiremezsiniz. - Bu çok sığ bir bakış açısı. Open Subtitles لا يمكنك تغيير ذلك هذه وجهة نظر موحشة جداً للعالم
    Ne demek istediğini anladım ama bundan bir şey çıkmaz. Open Subtitles استطيع ان ارى وجهة نظرك ولكن صدقيني لاغبار على الصفقة
    demek istediğim şu, operasyonun beyninin sen olmadığı çok açık. Open Subtitles من وجهة نظري، الواضح فيها أنك لست المخطط لتلك العمليات
    Eleştirel kuramın, tüm eleştiri kuramlarının bizi başarısız kıldığı bakış açısından bir incelemesi. Open Subtitles إنه اختبار للنظرية النقدية من وجهة النظر التي خذلتنا فيها كل المدارس النقدية
    Belki siz de anne olduğunuzdan olaylara onun açısından bakmamı sağlayabilirsiniz. Open Subtitles ربّما بكونكِ أماً، قد تكونين قادرة على مُساعدتي بفهم وجهة نظرها؟
    Şu andan itibaren kardeşimin ölümüne 24 saat var; ancak benim düşünceme göre 24 saat içinde biz ülke dışında olacağız. Open Subtitles بعد 24 ساعة من الآن سيتم إعدام أخي لكن من وجهة نظري أنا بعد 24 ساعة من الآن سنكون خارج البلاد
    Sonunda bazı şeyleri benim görüş açımdan görmen beni etkiledi. Open Subtitles و انا معجبه اخيراً انك ترى الاشياء من وجهة نظري
    Ama Chase, laboratuvar sonuçlarını okuyan bir doktor olarak önemli bir noktaya değindi. Open Subtitles لكن تشايس الطبيب الذي يستغرق وقتا فعليا لقراءة تقارير المختبر لديه وجهة نظر
    Ve ikimiz için de bu diyalog, Kadın Yürüyüşü konusunda hemfikir olmasak da birbirimizin bakış açısını anlamamızı sağladı. TED وفي رأينا، سمح لنا هذا الحوار أن نفهم وجهة نظر بعضنا البعض بخصوص مسيرة المرأة على الرغم من اختلافنا.
    Benim vurgulamak istediğim şey, eğer birileri klozeti çalmak istiyorsa, onu zaten çalacaklardır. Open Subtitles وجهة نظرى انة لو هناك احد يريد ان يسرق المرحاض فسوف يسرق المرحاض
    Gideceğin yeri bilmemen, gideceğin bir yer olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles ليس معنى أنكِ لا تعلمين وجهتكِ أنه ليس لديكِ وجهة
    - Beni haklı çıkarttığın için sağol. - Çipler nerede? Open Subtitles ـ شكراً على إثباتك وجهة نظري ـ أين رقاقات التوجيه؟
    Çünkü kompleks bir hareketi taklit etmek karşımdakinin bakış açısına adapte olmamı gerektirir. TED لانه لكي تُقلد فعل مُعقد يتوجب عليك أن تتبنى وجهة نظر الشخص الآخر
    - Hiçbir şey. Yabancı ancak belli bir açıdan baktığında endişelendirir seni. Open Subtitles أنت تقلق بشأن الغريب إن نظرت إليه من وجهة نظر معينة فقط
    Ve onlar da kendi bakış açısından aile bireyi olan birisi için, bir kâğıt elma alır, üstüne bir isim yazar ve istedikleri yere asarlardı. TED وكان بإمكانهم أخذ ورقة تفاح لكل شخص، من وجهة نظرهم، كان عضوًا في الأسرة، لكتابة اسم عليها وتعليقها أينما أرادوا.
    Bak, diyeceğini dedin. Ama senin rolün burada son buluyor. Open Subtitles لقد أوضحت وجهة نظرك لكن دورك في هذه اللعبة انتهى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more