"وحياته" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayatı
        
    • yaşamı
        
    • hayatında
        
    • ve onun
        
    Psikologunun dediğine göre, Ajan Odum, ..."kendi hayatı ile efsanelerini ayırt edemiyor"muş. Open Subtitles العميل اودم قد لا يستطيع التقفرقه بي عمله في اسطوره وحياته الحقيقه
    Sadece 9,000 doları ve tekdüze bir hayatı olmasına rağmen, Bay Miller riski göze aldı. Open Subtitles فقط مع 9,000 دولار باسمه وحياته التي تنقضي برتابة، لم يقم بفعل ما هو آمِن.
    O anda hayatı öylesine çılgınca ve aşırı stres doluydu ki içindeki küçük çocuk feryat etti: Open Subtitles بينما كان هو مجهَداً وحياته كانت مجنونةً في تلك اللحظة صرخ الطفل الذي بداخله:
    Unut onu. O sıradan bir ölümlü ve yaşamı az önce sona erdi. Open Subtitles إنس أمره، إنه مجرد بشر وحياته قد انتهت تواً
    Zamana uyuyor, hepsi bu politika kadar, özel hayatında da. Open Subtitles كل ما في الأمر أنه يولي اهتماماً لكل جزء من حياته، السياسة وحياته الخاصة.
    Sizin ve onun hayatını kurtaracağız, hapse girmemenizi sağlayacağız. Open Subtitles سوف ننقذ حياتِك، وحياته وسنبعدك عن السجن
    "Bak ne önemli bir insan, hayatı süper olmalı." Open Subtitles انظروا مدى أهميته وحياته يجب أن تكون رائعة
    Artık avukatlık da yapamayacak, hayatı söndü diyebiliriz. Open Subtitles ولن يقوم بالمحاماة بعد الآن وحياته انتهت تقريباً
    Bugün yeni bir şahıs daha bu sitede göründü. Onun da hayatı tehlikede. Open Subtitles والآن ، اليوم ، ظهر شخص آخر على الموقع وحياته في خطر
    Bugün yeni bir şahıs daha bu sitede göründü. Onun da hayatı tehlikede. Open Subtitles والآن ، اليوم ، ظهر شخص آخر على الموقع وحياته في خطر
    Doğumu bir sır, soyadı bilinmiyor ve özel hayatı gizli. Open Subtitles تاريخ ملاده سرى،اسمه الحقيقى غير معروف وحياته الشخصيه مخفيه
    Tüm hayatı değişecekti. Open Subtitles و كلّ ما يحويه ذلك ، وحياته التى على وشك التغيير.
    Tamam, peki filmleri bilirsin, genelde hep hayatı düzgün olan bir adam vardır. Open Subtitles حسنا، حسنا حسناً ، أتعرفي كيف الأفلام دائماً هناك شخص وحياته ،حسناً؟
    Muhammed hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmemektedir, oysa Müslümanlar için, O en büyük modeldir ve hayatı en ince ayrıntısına kadar bilinmektedir. Open Subtitles بينما للمسلمين هو القدوه وحياته معروفه بالتفصيل
    ve onun hayatı bugüne bağlı. Open Subtitles وحياته تعتمد على الحفل الخيري الذي نقيمه لأجله اليوم.
    Çalışması kritikti ve hayatı tehdit altındaydı. Open Subtitles تم توجيه انتقادات لهذ الدراسه وحياته كانت فى خطر بسببها
    Dendi'ye kendisi ve hayatı için en iyi olanı seçme özgürlüğü verdi. Open Subtitles أعطت الديندي حرية اختيار ما هو الأفضل بالنسبة له وحياته.
    ve onun yaşamı benim hayatımı sonsuza dek değiştirdi kim bana yardım edecek bu ikisine? Open Subtitles وحياته وحياتي تغيرت إلى الأبد. من سيساعدني منهم ؟
    Erkekler kadınlardan doğar ve erkeklerin yaşamı büyük bir koşuşturmaca içinde geçer. Open Subtitles الرجل ولد من المرأة وحياته مليئه بالاضطرابات
    Doktor, bilim adamı belki işinde ve hayatında ipleri elinde tutmayı benimsemiş biri. Open Subtitles ربما، طبيب أوعالم. شخص ما يوظف السيطرة الصارمة في عمله وحياته.
    Evliliğinde, hayatında hapsolmuş durumda. Open Subtitles إنه حبيس زواجه, وحياته
    Sizin ve onun hayatını kurtaracağız, hapse girmemenizi sağlayacağız. Open Subtitles سوف ننقذ حياتِك، وحياته وسنبعدك عن السجن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more