"وحيث" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerde
        
    • nereye
        
    • Zilyoner
        
    • yerlerde
        
    Doktor, hemşire ve kliniklerimize gidip "Yaşadığım ve çalıştığım yerde farkında olmam gereken bir şey var mı?" diye sorarak başlayabiliriz. TED يمكننا مبدئيًا أن نذهب ببساطة إلى أطبائنا وممرضينا إلى عياداتنا ونسأل: “هل هناك حيث أعيش” “وحيث أعمل ما يدعوني إلى القلق؟”
    7 sene önce tek başıma direndiğim yerde, şimdi benimle direnen birçok insanın olduğu bir topluluğa adim. TED وحيث كنت أقف وحيداً قبل 7 أعوام الان أصبحت أنتمي إلى مجتمع من أناس كثر يقفون بجانبي
    Kendim gibi davranabileceğim ve onlarında kendileri olabileceği bir yerde yeni ve saf bir ilişki. Open Subtitles حيث يجب أن أكون وحيث يجب أ يكونوا وهذا كله متوقع
    Bakalım bu kadar okumak seni bu gece nereye getirmiş? Open Subtitles وحيث أن كل الذين يدرسون تسير لتحصل على هذه الليلة؟
    Peki, yarın anneni getirttiğinde nereye taşınacağım? Open Subtitles نعم، وحيث صباحاً أنا سَأَنتهي غداً متى تَطِيرُ في أمِّكَ؟
    Zilyoner olduğum için ve yapmaktan hoşlandığım için çimleri bedava biçtim. Open Subtitles وحيث أنني ليس لديّ ما أفعله فقد أحببت هذا العمل لقد جزيت العشب مجاناً
    Azcık daha karmaşık şeyler olan yerlerde, biraz daha karmaşık şeyler elde etmenizolası. TED وحيث كان لديك أموراً شيئما أكثر تعقيداً، يمكن الحصول على أموراً شيئما أكثر تعقيداً.
    Ve bazılarını UFO sandığımız çarpıcı olayları gördüğümüz yerde. Open Subtitles وحيث كنّا نرى أحداثاً فريدة اعتقد بعضنا أنها أجساماً غامضة.
    Ve sıvı suyun olduğu yerde de okyanuslar olabilir ve de yaşam. Open Subtitles وحيث توجد مياه سائلة قد تكون هناك محيطات وحياة
    Müziğin olduğu yerde yemek de vardır. Open Subtitles أسمع موسيقى، وحيث الموسيقى، يوجد الطعام.
    Kil olduğu yerde, metan gazı vardır. Open Subtitles وحيث يوجد الصخر الزيتي يتواجد غاز الميثان
    Bize ve çalışmamıza yaptıkları kötü muameleye rağmen kapsamlı bir şekilde teşekkürlerimizi sunduğumuz yerde. Open Subtitles وحيث دأبنا نشكرهم كثيراً عندما نقدّم شكرنا وتقديرنا، على الرغم من معاملتهم السيئة جداً لنا ولعملنا.
    Eski bağlantıların onarılamadığı yerde, yenileri yapılır. Open Subtitles وحيث كان يستحيل اصلاح أربطتها تنمو خلايا اخرى جديدة
    Böyle sonsuz çeşitliliğin olduğu bir yerde kural yoktur. Open Subtitles وحيث أنّه لا يوجد هكذا تنوّع لا متناه، فبالتالي ليس هُناك معيار.
    Eğer olması gereken yere seni nereye götürdüğünü ..ve, bu. Open Subtitles وحيث ينبغي أن تكونين.. وستجدين نفسكِ في ذلك الموقع
    Bu da, bilgideki eksiklikleri ve mantıksal tutarsızlıkları tespit etmemize ve nereye bakmamız gerektiğini ve çıkmazın nerede olduğunu görmemize yardım edebilir. TED يمكن لها تحديد الفجوات المعلوماتية وعدم التناسق المنطقي ويمكنها المساعدة في إرشادنا إلى حيث ينبغي علينا التركيز وحيث قد يكون هناك طرقًا مسدودة.
    Yatakta şeyler gibisin, korku filmlerinde bir sürü kolu olan şeyler gibisin, uzay gemisinde nereye kaçarsan kaç ondan kurtulamazsın. Open Subtitles لكن في السرير أنت مثل تلك الاشياء في الافلام المخيفة ، حيث كل الاذرع وحيث تذهبين على متن السفينة الفضائية ولا يمكنك الهرب منها
    İşte tam burada... kurbanın nereye gittiğini ve cesedin nerede olabileceğini işaretledim. Open Subtitles ...هنا بالتحديد ،وضعت علامة للمكان الذي ذهبت إليه الضحية وحيث المكان الذي من الممكن توجد به الجثة
    İşte tam burada... kurbanın nereye gittiğini ve cesedin nerede olabileceğini işaretledim. Open Subtitles ...هنا بالتحديد ،وضعت علامة للمكان الذي ذهبت إليه الضحية وحيث المكان الذي من الممكن توجد به الجثة
    nereye gittiğinizi sanıyorsunuz? Open Subtitles وحيث تَعتقدُ أنت هَلْ الذِهاب؟
    Zilyoner olduğum için ve yapmaktan hoşlandığım için çimleri bedava biçtim. Open Subtitles وحيث أننى ليس لدى ما أفعله فقد أحببت هذا العمل لقد هذبت العشب مجاناً
    İnternet ortamlarının olduğu yerlerde de bizimle tamamen aynı düşünen insanlarla birlikte sadece kendimizi dinliyoruz. TED وحيث تبقى المساحات عبر الإنترنت، فإننا نحلُ ضيوفا لنكرر أفكار الأشخاص الذي يشبهوننا فكريًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more