"ودي" - Translation from Arabic to Turkish

• Woody
• dostça
• arkadaşça
• Dostane
• Dee
• samimi
• sıcak
• dost canlısı
• Wudy
• Wedy
• Wood-man
• cana yakın

Daha derine gitmek istediğimde -- burada tek kişilik denizaltı kıyafetini üzerime geçirmiş hâldeyim, bazıları buna "Jacques Cousteau'nun Woody Allen'la buluşma anı" diyor.
بينما كنت أحاول الغوص أعمق، هذه بدلة غوص لشخص واحد -- بعض الناس يسمونها لحظة لقاء "جاك كوستو و ودي آلن ".

Woody Woodpecker'la da mı tanışmadığını söylüyorsun?
والآن ستقولين لي أنه لم يلتقي ودي نقار الخشب... ؟

Bunun sadece dostça bir toplantı olduğunun farkındayım, ancak gezegenimin liderleri adına, bazı düşüncelerini değerlendirmen amacıyla sana sunmam gerekiyor.
أدرك أن هذا مجرد اجتماع ودي ولكن نيابة عن قادة كوكبنا.. طلب مني أن أنقل إليكم بضعة أفكار للتفكير بها

Bana, dostça olmayan bu hareketin... bütün gecemizi mahvetti.
بالنسبة لي، هذا فعل غير ودي أفسد علينا المساء كله

Benimle müzik falan konuşmak istersen arayabilirsin, arkadaşça bir şekilde.
يمكنكِ أن تتصلي بي إن أردتِ التحدث عن الموسيقى أو أي شيء .. على نحو ودي

Topu yukarı doğru itekleyen Dostane bir kare var ve bir de topu aşağı iten kötü üçgen.
وكان هناك مساعدة، مجسم لمربع ودي يدفعُ الكرة إلى أعلى التلة، وثم يدفعُ مجسم المثلث اللئيم الكرة إلى أسفل.

Woody Allen Gregor's'ta yemek yiyormuş ve Robin gidip bakalım diyor.
(ودي آلن) يتناول طعامه في (غريق) و(روبن) تعتقد علينا الذهاب لرؤيته

Buldum. Zombi Woody Allen'a benziyorsun.
فهمت انت تبدين مثل "الجثة الحية "ودي الن

Woody Harrelson'ı infaz etmek istiyordur çünkü esrarı yasal hale getirecek bir konuşma yapacaktır, bu da uyuşturucu baronunu iflas ettirecektir.
و هو يريد أن يغتال "ودي هارلسون" لأنه سيلقي خطبه يجعل المخدرات مصرح بها مما سيجعل كل مروجي المخدرات عاطلين عن العمل

Bayan Hayes, hazır Woody Allen ve Barbdra Streisand'ın yaptıklarını takdir etmenizden cesaretlenmişken kültüren Musevilik ile Yahudi İnancı'nı karıştırdığınızı düşünüyorum.
رغم انه اثر بي يا آنسه "هايس" تقديرك لأعمال "ودي آلين" و"باربرا سترايسند" اظن انك أخطأتِ المعتقدات اليهودية الملتزمه بالحضاره اليهودية

Beni ziyarete geldiğini duydum, dostça davranmamışım sana.
لقد سمعت بأنك أتيت لزيارتي، وأنا لم أكن مضيف ودي جداً

Rüyaları tehdit eden bir teröriste karşı dostça bir uyarıydı.
لقد كان تحذيرا ودي لارهابي لمهدد الاحلام

Bu iki grupun ilk buluşmasıydı ve hiç dostça değildi.Fakat bu anlaşılabir bir durumdu.
كان هذا اول لقاء حقيقي بينهم لم يكن ودي ولكن كان متفاهما

Ama benim gibilere dostça davranmamanla biliniyorsun.
لكنك تعرف ألآ تكون ودي مع أولئك الذين مثلي

Mermi yediğimi değil, arkadaşça bir uyarı aldığımı farz ediyorum.
هذا بإفتراض أنّي سأحصل على تحذير ودي وليس طلقة.

arkadaşça bir kahve eşliğinde muhabbet edip ofise yürümece mi yani?
لم نتحدث لفترة حديث ودي بينما نتوجه إلى المكتب؟

Eminim bu rahip, bu davetinin arkadaşça olduğunu anlamıştır.
أنا واثق من أن هذا القسيس فهم دعوتك من منحى ودي ومنحى الصداقة

Sir John çok nazik ve yardımsever ayrıca çok sıcak ve Dostane bir dille yazmış.
السيد جون مضياف و مهذب ويكتب بأسلوب لطيف و ودي

Dennis ile Dee, fişini o kadar hızlı çekecek ki ne olduğunu şaşıracaksın.
دنيس ودي سَيَسْحبانِ السدادةَ عليك بهذه السرعة، رأسك سَيُسرّعُ.

Efsanevi bir gece partisi yerine samimi bir akşam yemeği mi planlıyorsunuz?
إذن ستقيمين حفل عشاء ودي بدلاً من حفلاتك الساهرة المشهورة؟

Dünya, sıcak arkadaş ortamı değil öyle bir ortamda yaşamayı öğrenmeli.
العالم ليس مكان حسيّ ودي وهناك حيث يحتاج لمعرفة أين يعيش.

Evet, ama ışık küreleri ya da belki siluetlerin dost canlısı bir şeylerin olacağını düşünmüştüm.
نعم، اردت ولكن ظننت انه سيكون هناك بعض الاضواء او ربما بعض صور الظلال شئ ودي

Wudy öldü.
(ودي) ميت.

Wedy, Yotsuba'daki Bay Matsuda'ya ait herşeyi sildiğine emin misin?
ودي ، هل قمتِ بتدبر أمر الأشرطة المتضمنة في تصويرها ماتسودا في مكتب يوتسوبا؟

Wood-man'a bağlandınız.
انت حصلت ع ودي -رجل..

Yani bana trende kancayı attığında cana yakın, sempatik, onurlu, birinci sınıf bir serseri diye düşünmüştüm.
تعلم، عندما اصطدتني أول مرة في ذلك القطار اعتقدتك ودي محبوب، تحترم الذات متسكع من الدرجة الأولى