| Bir adam kadınını kaybederse, peşinden gider. İşte bu kadar basit. | Open Subtitles | أذا خسر الرجل زوجته ، يذهب ورائها بكل بساطة |
| Çok güzel, koş peşinden, hiç de ürkütücü değil. | Open Subtitles | أووه, هذا صحيح, إجر ورائها هذه لا تبدو فعلا شقاوة |
| Tıbbi helikopter on dakika uzaklıkta, Arkasından da bizi almak için ikincisi geliyor. | Open Subtitles | و المروحية الطبية على بعد عشر دقائق و المروحية الأخرى ورائها مباشرة لأجلنا |
| geride Dünya büyüklüğünde küçük bir çekirdek kalacak. | Open Subtitles | مخلفة ورائها اللب الداخلي بحجم يقارب كوكب الأرض |
| arkasına küçük bir kilise bağlı olan herhangi bir mavi Chevrolet, evet. | Open Subtitles | إذا وجدتـم أي سيارة زرقاء اللون .. تسحب ورائها كنيسة ستكون هي السيارة المنشودة |
| Bence Gordon amcam, entelektüel dostluk için düşmemiştir peşine. | Open Subtitles | لا أفترض ان عمى سعى ورائها حبا فى صحبتها الثقافية |
| Tümdengelimli gerçekliğin iskeleti onların ardında gizlidir. | Open Subtitles | و يكمن ورائها النسيج الكامل .من الحقيقه الإستنتاجيه |
| Tüm büyük suçların Arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
| Onu istedim. peşinden koştum. Ve aldım. | Open Subtitles | انا اريدها واسعي ورائها وها انا حصلت عليها |
| Beni içeriye aldı, bende onun peşinden içeriye girdim. | Open Subtitles | وقد أخذوها للداخل، ذهبت ورائها ساردآ بعض الأسباب. |
| Benim peşinden gittiğim kız mahallenin en güzeliydi. | Open Subtitles | بني , الفتاة التي ذهبت ورائها , كانت اجمل فتاة في العالم |
| Dostum peşinden git! Bak bunu ben bile biliyorum. Evet. | Open Subtitles | يا صاح , إذهب ورائها , حتى أنا أعلم ذلك |
| çünkü dışarıda hava karanlıktı ama Arkasından floresan ışığı geliyordu, sahnedeymiş gibiydi, | TED | لأنها كانت مظلمة خارج المبنى ولكنها كانت مضاءة من ورائها بضوء النيون، وكأنها تمثل فوق خشبة مسرح، |
| O kadar yeni ki dijital devrim yaşandı ve Arkasından sağlık verileri geldi. | TED | البيانات الحديثة حيث تظهر الثورة الرقمية والبيانات الصحية ورائها. |
| Sanki orada bir tür geçiş vardı ve ben de Arkasından gelen sesleri duyuyordum. | Open Subtitles | وكان بإمكاني سماع الضجة القادمة من ورائها مثل صوت تحطم الخشب و الشعاع |
| Bunlar öylesine yıkıcı biçimde çöken yıldızlar ki geride ne bir kalıntı ne de bir kara delik bırakıyor. | Open Subtitles | نجوم تنهار بشكل مفجع والتي لا تبقي ورائها شئ ولا حتى ثقب اسود |
| geride sadece gerçek yaşama dönüş zorunululuğunun yasını tutan turistler ve hayalperestler kalır. | Open Subtitles | تاركة ورائها السيّاح والحالمين يبكون على قرب العودة للحياة الحقيقة |
| Prensiplerin Arkasında durmak ve arkasına saklanmak arasında küçük bir fark var. | Open Subtitles | أنه فرق كبير بين الوقوف أمام فضيلة والاختباء ورائها |
| Prensiplerinin Arkasında durmakla arkasına saklanmak arasında çok ince bir çizgi vardır. | Open Subtitles | أنه فرق كبير بين الوقوف أمام فضيلة والاختباء ورائها |
| Sonunda insanların onun peşine düşeceklerini biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت ، بالنهايه سيأتي الناس سيعا ورائها |
| Benimle olduktan sonra boktan hayatını ardında bıraktı. | Open Subtitles | ومنذ أن أصبحنا سوية وَضعَت كُلّ تلك الزبالة ورائها |
| Tüm büyük suçların Arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
| Bu duvarlar çok farklı görünmelerine rağmen, Galois bunların altında yatan simetrinin aslında tamamen aynı olduğunu gösteren bir dil geliştirmiştir. | TED | و على الرغم من أن هذه الجدران جد مختلفة، أنتج ڴالوا لغة لقول أن نفس التماثلات تكمن ورائها. |