"وسادة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yastık
        
    • yastığı
        
    • yastığın
        
    • yastığa
        
    • yastıkla
        
    • yastığının
        
    • yastığını
        
    • yastığım
        
    • yastığına
        
    • yastıkta
        
    • yastığımı
        
    • minderi
        
    • Lordları
        
    • yastıklar
        
    • yastıktan
        
    Niye ateş etmeden önce çocuğun başının altına yastık koymuşlar? Open Subtitles لقد وضعوا وسادة تحت رأس الفتي حتي يطلقون عليه النار
    Ve şu garip, ekmek gibi kokan kokulu yastık şeysin. Open Subtitles و وسادة الفاصوليا الغريبة ذات الرائحة الكريهة التي تشبه الخبر
    Öğle yemeği arasında ofisimden bir yastık alabilirsin. Open Subtitles اثناء ساعة الغداء, يمكنك ان تحصل على وسادة من مكتبى
    Eğer seni burada tek başına görürsem suratıma yastığı bastırıyor olacağını düşünmüştüm. Open Subtitles اعتقدت لو أنى شاهدتك هنا لوحدك، لأردت أن اضع وسادة على وجهي
    Uçağı havada yakalıyoruz ve ardından yumuşak bir şekilde şişirilmiş yastığın üstüne düşürüyoruz. TED نمسك بالطائرة من السماء ثم نسحبها برفق إلى وسادة مضخمة
    yastık oraya atılmış, sırtlık öte yana, Yorgan bir yanda, çarşaflar dağınık. Open Subtitles وهنا النائية وسادة وهناك دعم ، بهذه الطريقة غطاء السرير ، وذلك في ورقة.
    Şu biraları alın çocuklar. Ona bir yastık ver. Open Subtitles قدمي شراباً لهذين الرجلين أحضري له وسادة
    Ayağımın altına koymak için bir yastık verir misin, lütfen? Open Subtitles أيمكنك تمرير وسادة لي من فضلك؟ و أن تضعها تحت قدمي؟
    Bir yastık, bir battaniyeye karşı... benden uzun süre önce istediğin bu kitaptan başka... benim sana sunabileceğim... hiçbir şey yok, Open Subtitles وسادة , ولديك البطانيّة لا املك شيئا آخر لتقديمه لك ماعدا كتاب
    Geçen yıl belim için bir yastık almıştım ve aylarca bel ağrılarıyla ilgili kataloglar gelmişti. Open Subtitles اشتريت وسادة الظهر على خط وانتهت مع كتالوجات للدعامات.
    Boğuşurken birinin ağzına ve burnuna bir yastık ya da bir nesne bastırıldığında olur. Open Subtitles مثلاً .. إذا ضغط شخص وسادة أو شيئاً ما على أنف وفم أحدهم فتحدث نتيجة الصراع
    Üşümüş olabileceğinizi düşündük ve size bir yastık daha getirdik. Open Subtitles نحن إعتقدنا بأنّك قد يكون لديك برد لذا جلبنالك وسادة إضافية
    Hemşire bir saat önce bir yastık daha istedim. Open Subtitles أيّتها الممرضة طلبت وسادة إضافية منذ ساعة
    Bilirsin, uyurken, sadece yastığı alıp ve... Open Subtitles تعرف,عندما تكون نائمة يراودني شعور أن أخذ وسادة و
    İkimizin de sevdiği şişme bir banyo yastığı var. Kullanma sırasının onda olduğunu iddia ediyor. Yanıldığını söyledim. Open Subtitles يوجد وسادة إستحمام قابلة للنفخ ، نحبها أنا وأمي، قالت أنه يومها لإستخدامها ، خالفتها الرأي فتشاجرنا
    Fakat bazı zamanlar var ki... sadece yastığı alıp ve... Open Subtitles ولكن في بعض الأوقات تعرف,عندما تكون نائمة يراودني شعور أن أخذ وسادة و
    yastığın var mı? Open Subtitles ألديكِ وسادة من الألياف الصناعية؟ بالتأكيد.
    Bir yastığa bıçak batırmakla... birdenbire kendimi farklı mı hissedeceğim? Open Subtitles الأمر ليس ان ادخال سكين في وسادة فجأة سيجعلني أشعر
    Yan yatışta boynunuz tam destekli olacak şekilde ve bacaklarınızın arasında bir yastıkla uyumaya çalışın. TED حاول أن تنام على جنبك مع وضع رأسك على وسادة ووسادة أخرى بين ساقيك.
    İIk dişini kaybettiği zaman yastığının altında parasını bulur ve alır. Open Subtitles خسرت أول الأسنان ، الحصول على باك ، وضعها تحت وسادة.
    Hayır, ben yüzük yastığını ve getirdiğim 7 hediyeyi alıyorum. Open Subtitles كلا ، سآخذ وسادة الخاتمين والـ7 هدايا التي أحضرتها إليه
    Kucak yastığım, usta okuyucular için sayfa işaretleyici ve ışıklar gittiğinde kullanabileceğim okuma lambası. Open Subtitles وسادة حضني، فاصله الصفحات والمصباح الصغير الخاص بالقراءه عندما ينقطع الضوء
    Birisi, bir dublör ile binalardan hava yastığına atlama alıştırması yapmaktı. TED أحدهما عندما تدربنا على القفز من المباني عن طريق مؤدي الحيل إلى وسادة هوائية.
    Ama benimle kalmayı tercih etti ki günde 18 saat boyunca yeşil bir yastıkta uyuyabilecek. Open Subtitles لكنه إختار البقاء معي لذا هو يمكن أَن يقضي 18 ساعة يومياً... نائْم على وسادة خضراء كبيره. بحجم الدولاب
    Yatağımda oturdum ve başımın arkasına yastığımı koydum, sonra şöyle düşündüm, o şakada kasıtlı olarak ırkçılık yapıldığından tamamen emin değilim. TED جلست على سريري، ووضعت وسادة خلف رأسي، وأستغرقت في التفكير، لست متأكد أن القصد من هذه المزحة هو العنصرية.
    Şapka veya koltuk minderi istiyor musun? Open Subtitles هل تريد قبعة أو وسادة للمقعد ؟
    Dalekler ve Zaman Lordları varsayımlarda bulundu elbette. Open Subtitles وأفترض الداليك وسادة الزمن بأنهما المعنيين بالطبع
    Uçaklardaki her şey miniktir. Minik yemekler, minik içkiler, minik yastıklar minik tuvalet, minik lavabo, minik sabun... Open Subtitles كل الأشياء على متن الطائرة صغيرة، طعام صغير، شراب صغير، وسادة صغيرة،
    yastıktan başka söyleyeceğin birşey yok mu? Open Subtitles يَجِبُ أَنْ لا عِنْدَكَ أكثر مِنْ وسادة جيدة واحدة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more