Bobby'nin adını duydu ve ondan sonra, gerçekten ne yaptığını fark etti. | TED | وسمع اسم بوبي، ثم أدرك حينها ما قد فعل. |
Bunu defalarca duyduk ve Foreman da duydu. | Open Subtitles | سمعنا هذا مرارا وتكرارا فورمان وسمع أيضا. |
Şimdi dinle, ihtiyar, oğlanın "seni öldüreceğim" dediğini cesedin düştüğünü duydu, sonra da çocuğu kaçarken gördü, doğru mu? | Open Subtitles | الرجل العجوز في الشقة السفلية سمع الفتى يصرخ "سأقتلك"؟ وسمع صوت سقوط الجسم ثم رأى الفتى وهو يهرب.أليس كذلك؟ |
İnsanların "Dinle İsrail" diye dua ettiklerini ve aracın arka kapılarının kapandığını duymuş. | Open Subtitles | سمع الناس تصلي وسمع صوت اغلاق الابواب الخلفية لشاحنة الغاز |
Adamın acıyla bağırdığını duymuş. Kadın sprey sıkmıştır. | Open Subtitles | وسمع الرجل يصرخ متألماً من المحتمل قامت برشه بالرذاذ |
Buradaki de savaşa çağrıyı duydu. | Open Subtitles | ظني هو أن الرئيسي بدأ بالتحرك وسمع هذا نداء المعركة |
Bu odada oturdu ve bugün sizin görüp duyduğunuz şeyleri görüp duydu. Ama bu onu korkuttu. | Open Subtitles | وكما حدث معكم اليوم شاهد وسمع نفس الأشياء وقد أخافته. |
Evet, ve onu çocuğu tren raylarından çektikten sonra duydu. | Open Subtitles | أجل وسمع هذا بعد أن سحب الطفل من على سكة القطار |
Patronum, iş görüşmemin olduğu lokantada yemek yiyordu ve her şeyi duydu. | Open Subtitles | كان مديري بنفس المطعم الذي أجريت به المقابلة... وسمع كل شيء |
Mülkün dışında tartışan iki adamı duydu. | Open Subtitles | وسمع رجلين يتجادلان خارج السكن. |
Belki de. Ya da kadın ilk önce geldi, kocası da silahın ateş aldığını duydu, dışarı çıktı. | Open Subtitles | أو أنها سقطت أولاً وسمع هو السلاح فهرب |
Mülkün dışında tartışan iki adamı duydu. | Open Subtitles | وسمع رجلين يتجادلان خارج السكن. |
Bizi üst sıraya çekmişler. Ve Chandler bunu duydu. | Open Subtitles | ويمكننا الاحتفال بزفافنا مكانهما وسمع (تشاندلر) هذا الخبر |
-Maç boyunca aptalca yorumlar yaptın ve başka herkes seni duydu. | Open Subtitles | - لذا، تبدو، وأنا أعلم ... - وجعل لكم تعليقاتكم غبي من خلال اللعبة كلها، وسمع الجميع لك. |
Hem de geldiklerini duydu. | Open Subtitles | وسمع انها قادمة |
Adam ordu mallarını koleksiyon yapıyordur ve üste bombalar olduğunu duymuş olabilir. | Open Subtitles | حسناً، ربما الرجل يجمع المخلفات العسكرية كتذكارات وسمع عن القنابل المخفية بالقاعدة العسكرية |
Silah sesini duymuş, odaya girmiş Bianca ve Heather arasında duran ceketini kapmış üzerine giymiş ve eve gitmiş. | Open Subtitles | وسمع الطلق ودخل الغرفة وأخذ الجاكيت من بين بيانكا وهيثر ولبسه وذهب للمنزل |
Emlakçı, bir satış için buraya değer biçerken arıları duymuş. | Open Subtitles | وكيل عقارات كان بصدد تثمين هذا المكان لإعادة بيعه وسمع زنين الدبابير |
Restoranın satılık olduğunu duymuş ve gelip bakmaya karar vermiş. | Open Subtitles | وسمع عن المطعم كونه للبيع، وقرر أن يلقي نظرة |
- Çünkü o sırada Mr.Hamilton, dışarıda, yukarıdaki yolda sürüşteydi ...O önce silah sesini, sonra alarmı duymuş | Open Subtitles | لأن السيد " هاملتون " من كان يقود في الخارج وقتها وسمع كلا الطلقتيين والإنذار |
Paul Erit aradı. Vulva Las Vegas'ta DJ olduğunu duymuş. | Open Subtitles | أغلقت السماعة للتو من " بول إيريت " وسمع مقطوعاتك " فولفو في فيقاس " |