| O koltuk için de endişelenme. yakışıklı bir Güney Amerikalı milyoner bulurum. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن المقعد الخالي سأجد لنفسي مليونيرا وسيما من أمريكا الجنوبية |
| yakışıklı olmadığını biliyorum. 73 model Dodge Polaris kullandığını da. | Open Subtitles | اعلم انه ليس وسيما وكما انه يقود سيارة موديل 73 |
| Ve o dönemde yaşamış insanlardan biliyoruz ki, Leonardo çok yakışıklı, hatta güzel bir erkek. | TED | ونعلم من معاصريه أن ليوناردو كان وسيما جدا، بل وجميل |
| Kısaca şöyleydi, Narcissus dünyada sevecek birini bulmak için dolaşan yakışıklı bir adamdı. | TED | فى إحدى الروايات، كان نارسيسيوس شخصا وسيما يسافر حول العالم بحثاً عن شخص ليحبه، |
| Yüzbaşı Trask. yakışıklı olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | هذا هو نقيب تراسك لم أكن أعرف أنه كان وسيما |
| Daha yaşlı olan koyu renk gözlüklü, diğeri sessiz ve yakışıklı. | Open Subtitles | الرجل الاكبر يرتدى نظارات سميكة والاصغر وسيما. |
| Aslında berbat görünüyorsun. Artık yakışıklı bile değilsin. | Open Subtitles | في الواقع تبدوا رهيبا يا توم حتى انك لم تعد وسيما بعد الان |
| ...çok yakışıklı değil ama tatlı ve güvenilir birisi. | Open Subtitles | ليس وسيما و لكن لطيف و يمكن الاعتماد عليه |
| Sanırım gençken oldukça yakışıklı biriydi, | Open Subtitles | فكرت فى أنه عندما كان صغيرا لابد أنه كان وسيما للغايه |
| Eee, başlangıç olarak, bir çoğu beni yakışıklı bulur harika bir gülümseme ile. Eminim ayni fikirdesindir. | Open Subtitles | اولا يجدنى الكثيرون وسيما وذا ابتسامة خلابة |
| yakışıklı değilim, zengin değilim ve en son nefes nefese kaldığımda çubuk şekerler beş sente maloldu. | Open Subtitles | لست وسيما ولا غنيا وآخر مره شعرت فيها بالزهو قمت بدفع خمسة سنتات فى الحانات |
| Benden daha ... yakışıklı birini nerden bulacaklardı? | Open Subtitles | اين يمكنهم أن تجدوا شخصا وسيما أكثر مني؟ فانا شحصا مثالا للجنس الايطالي |
| Benim gibi yakışıklı birini nereden bulabilirsiniz acaba? | Open Subtitles | اين يمكنهم أن تجدوا شخصا وسيما أكثر مني؟ فانا شحصا مثالا للجنس الايطالي |
| Kızların ilgisini çekecek kadar yakışıklı olacak mıyım? | Open Subtitles | سأكون وسيما بما فيه الكفاية لجذب البنات؟ |
| O değil, ama benim karakterim oldukça yakışıklı gerçekten. | Open Subtitles | ـ لا يلقي الناس لهم بالا ً بالرغم من أن شكلي يبدو وسيما ً |
| yakışıklı bir Fransız'ın yanınızda olması bayanları yanınıza çekecektir. | Open Subtitles | مؤكد أنه سيكون مفيدا أن تصحبوا وسيما فرنسيا برفقتكم لمقابلة الفتيات |
| Çok şirin gözüküyordum, Sanırım rimel sürmüştün. | Open Subtitles | لقد كنت وسيما للغاية لقد ظننتك تضع كحلا |
| Charlie, ne kadar da yakışıklısın! | Open Subtitles | شارلي.. إنك تبدو وسيما لم استطع التعرف عليك |
| Bu da seni sevimli gösteriyor. | Open Subtitles | مما يجعلك فى الواقع تبدو وسيما نوعاً ما |
| Çok şık giysileri vardı ve çok yakışıklıydı ama bir oyuncaktı tabii. | Open Subtitles | كان وسيما جدا فى زيه الرسمى, كان مزحة حقا , |
| Önlüğün çok yakışmıştı. Dün yine çok yakışıklıydın. | Open Subtitles | الزي الرسمي لائق عليك تبدو وسيما العادة |
| Seema ve ben bugün berabersek senin sayende. | Open Subtitles | وأنت السبب أنني وسيما قد أصبحنا سويا |
| Çünkü bu gece yakışıklıydım, şirindim, yenilmezdim. | Open Subtitles | لأنني في تلك الليلة كنت وسيما ومرحا ولا أقهر |
| Sakalın bana çok yakıştığını biliyorum... ama yeni halim de çok iyi olacak, göreceksiniz. | Open Subtitles | اعرف كم كنت ابدو وسيما باللحيه, لكن سنرى عندما احلقها |