| İstediğin kucağı aldın, şimdi beni rahat bırak, tamam mı? | Open Subtitles | حصلتي على عِناقك , الآن دعيني وشأني , حسناً ؟ |
| Söyleyecek bir şeyin varsa söyle. Yoksa beni rahat bırak. | Open Subtitles | إن كان عندكم ما تقولوه لي فقولوه وإلاّ فاتركوني وشأني |
| En büyük çocuğun burnunu kırdım, onlar da beni rahat bıraktılar. | Open Subtitles | أصبحت أدافع عن نفسي كسرت أنف أكبرهم . وبعدها تركوني وشأني |
| - Ne dediğimi anladın mı? - Ray, beni yalnız bırak! | Open Subtitles | ـ أتعرفين ما أعنيه ـ ابتعد عني يا راي، وأتركني وشأني |
| Yanlış anlama, bir süreliğine beni de yalnız bırakırsan çok sevinirim. | Open Subtitles | بكلّ احترام، سأقدّر لك لو تركتني وشأني لفترة من الوقت أيضاً. |
| Eğer beni desteklemek istiyorsa, onu başımdan git diyemem. - Merak etme. | Open Subtitles | انظر، إذا أراد مساندتي، لن أخبره بأن يدعني وشأني |
| Geri dönüp ona beni rahat bırakmasını söyle yoksa beni bir daha gördüğünde, parmağım tetikte silahımı kafasına dayamış olacağım. | Open Subtitles | لذا عودي إليه واخبريه أن يدعني وشأني وإلا المرة القادمة التي سيراني بها، سأصوب بندقية نحو رأسه وأصبعي على الزناد |
| Kendim de rahat olamam. Bunu anlamıyor musun? | Open Subtitles | لا يمكنني أن أدع نفسي وشأني, ألا تفهم ذلك؟ |
| Beni rahat bırak. | Open Subtitles | دعنا نذهب الآن ، فرانك . دعيني وشأني. أنا أعرف هذا واحد. |
| Yapacak çok işim var. Beni rahat bırak. | Open Subtitles | لدي الكثير من الاعمال لانجزها لذا دعني وشأني |
| Sana kovdurtmaktan daha kötü şeyler yaparım. Şimdi beni rahat bırak. | Open Subtitles | سأفعل ما هو أسوأ من طردك و الآن دعني وشأني |
| Tuvalet kağıdı, ne halt istersen. Sadece beni rahat bırak! | Open Subtitles | نعم ورق المرحاض والانف,فقط اتركيني وشأني |
| Ritter, Ritter gibi davranıyor. Beni rahat bırakıyor. | Open Subtitles | لاأدري ، مازال على حاله لكنه يدعني وشأني |
| Bilmeliydin, şu polis beni rahat bırakmıyor. | Open Subtitles | عليك ان تعرف ان ذلك الشرطي لن يتركني وشأني |
| Numaram sadece 3 kişide vardır. Onlardan biri değilseniz beni rahat bırakın. | Open Subtitles | هذا الرقم لا يعرفه سوى ثلاثة أشخاص لذا إن لم تكن واحدا منهم دعني وشأني |
| Numaram sadece 3 kişide vardır. Onlardan biri değilseniz beni rahat bırakın. | Open Subtitles | هذا الرقم لا يعرفه سوى ثلاثة أشخاص لذا إن لم تكن واحدا منهم دعني وشأني |
| Koroya gelmiyorum, seninle dondurma yemeyeceğim, şimdi lütfen beni yalnız bırak. | Open Subtitles | لن آت للفرقة لن آكل الايس كريم معك والان اتركني وشأني |
| Gitmeyecekti. Onu duydun, beni yalnız bırakmayacaktı. | Open Subtitles | هي التي لم تذهب، لقد سمعتها لم تكن لتتركني وشأني |
| Tek istediğim beni yalnız bırakman. | Open Subtitles | ما أريد أن تفعليه هو فقط أن تتركيني وشأني |
| Karşılığında tek ricam huzur ve sessizlik içinde yalnız kalmak. | Open Subtitles | وكل ما أطلبهُ في المقابل أن أُتركَ وشأني |
| git başımdan. Burada lastiklerle ilgili bir şey okuyorum. | Open Subtitles | دعني وشأني أنا أحاول قراءة موقع على شبكة الانترنت علي سبيل المحاولة |
| - Lütfen git. Beni yalnız bırak. Buraya niye geldim ki sanki? | Open Subtitles | ابتعدي أرجوك، ودعيني وشأني لماذا حتى أتيت إلى هنا? |
| bırakın dedim... 8 koca adam bir kızın üzerine çullandınız. | Open Subtitles | دعوني وشأني ست من الرجال الضخام يهاجمون فتاة |
| Şimdi beni yanlız bırak. Buraya bovlinge geldim. | Open Subtitles | الآن دعني وشأني أتيت الى هنا للعب البولينغ |
| Benim peşimi bırakmayacak mısın? Üzerime çok fazla geliyorsun. | Open Subtitles | ارجوكِ دعيني وشأني لقد إزدحمت الامور علي بشكل فظيع |
| - Neden gitmeme izin veremedin ki? | Open Subtitles | لمَ لم يمكنكِ أن تدعيني وشأني فحسب؟ |
| Neden Temiz Gençler grubunuzun yanına gitmiyor... ve beni yanlız bırakmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تعودين الى جماعتك "المراهقة النظيفة" وتتركيني وشأني ؟ |