"وضعوه" - Translation from Arabic to Turkish

    • koydular
        
    • koyun
        
    • koymuşlar
        
    • aldılar
        
    • koydukları
        
    • koyup
        
    • koydularsa
        
    • koyduklarını
        
    • yerleştirdikleri
        
    Muhtemelen lanet bir dananın işidir. Ya da belki atımı kısrakların arasına koydular. Open Subtitles ربما بواسطة بغل غبى أو ربما قد وضعوه مع الإناث
    Cafe Napoleon'da onu büyük yuvarlak bir masanın üzerine koydular. Open Subtitles وضعوه على طاولة مستديرة كبيرة " في مقهى " نابليون
    Şimdi, önümde sıra olup tüm değerli eşyalarınızı bu çantaya koyun. Open Subtitles تعالوا أمامي, هاتوا كل ما هو غالي وضعوه في هذه الحقيبة
    Yıllarca peşinden koştuğu azılı suçlularla birlikte New York Hapishanesi'ne koymuşlar. Open Subtitles وضعوه في الإتهام مع كل هؤلاء المجرمين وتم مطاردته كل تلك السنين
    "Onu şüpheliler listesine aldılar" da ne anlama geliyor? Open Subtitles ماذا يعني هذا بالضبط ؟ أنهم وضعوه على قائمة المشتبهين ؟
    Gotik Katedrallerine koydukları en öneli şey, zamanın sonu hakkındaki sırdır. Open Subtitles أهم ما وضعوه على واجهة الكاتدرائيات كان أسراراً عن ذلك اليوم الذي ينتهي فيه كل شيء
    Ahıra koyup iPod falan ne buldularsa bağlamış internetten indirdikleri tek notalı trompet sesini çalmışlar. Open Subtitles وضعوه في الحظيرة , وقاموا بوضعه على كل شيئ وهكذا قاموا بلعبة الابواق التي اكتشفوها على الانترنت
    Ama çocuğun içine her ne koydularsa, Violet, bu onu öldürüyor. Open Subtitles لكن مهما كان الذي وضعوه في الطفلِ، فايلوت، فإنه يقتله.
    Nereye koyduklarını bilmek ister misin? Open Subtitles ما كنت عثرت عليه على الإطلاق. لقد وضعوه في الطابق الثالث.
    Cyborglara yerleştirdikleri et, normal insan dokusu. Yaşlanıyor yani. Open Subtitles حسناً، الجلد الذي وضعوه على "سايبورغ" هو أنسجة بشرية عادية، لذا يكهل.
    Ama komünist olarak kübü şehir merkezine değil insanların arasına koydular. Open Subtitles لكن لكونهم شيوعيين، لم يضعوا المكعب في قلب البلدة. بل وضعوه خارجاً بين الناس.
    Sağlık ekibi, onu büyük plastik torbaya koydular. Open Subtitles موظّفو الإسعاف وضعوه في كيس بلاستيكي كبير
    Hiç kimse fark etmeden onu oraya nasıl koydular inanın bilmiyorum. Open Subtitles ليس لدي أدنى فكرة كيف وضعوه هناك دون ملاحظة أحد
    Şu şikayetçi adamı alın ve yüz gerdirme yapılan kadınla aynı odaya koyun. Open Subtitles خذ رجل الفضلات وضعوه في الغرفة نفسها مع صاحبة الوجة.
    Ben derdim ki, Jüpiter benzeri bir şeyi alın ve 5 milyon mil uzaklığındaki bir yıldızın hemen yanına koyun. Open Subtitles لقلتُ خذوا المشتري على سبيل المثال وضعوه بجوار نجمٍ على مسافة خمسة ملايين ميل
    Siz ikiniz birisini sarıp arkaya koyun. Open Subtitles أنتما الاثنين , لفا ذلك وضعوه في الخلف
    Paketi içeri getirip ağacın altına koymuşlar... parti sona ermiş, yatağa gitmişler. Open Subtitles ‫إذًا، جلبوا الطرد إلى الداخل، ‫وضعوه تحت الشجرة. ‫انتهت الحفلة، ذهبا إلى فراشهما.
    Ve onlar annem beni doğurmak için ıkınmaya devam ederken onu mutfak masasındaki bir kutuya koymuşlar. Open Subtitles ولها .. وضعوه في صندوق على mãsuþa المطبخ في حين واصلت الأم أن يولد.
    Onu bir yığın cesetle gömmek üzere bir arabaya koymuşlar. Open Subtitles و وضعوه في عربة مع حفنة جثث لدفنها
    Onu bekleme moduna aldılar. Open Subtitles لقد وضعوه فى وضع الاستعداد
    İnternete koydukları bu saçmalığı kontrol edemeyiz artık. Open Subtitles تعلم أنّا لا نستطيع أن نسيطر على هذا الهراء الذي وضعوه على الإنترنت
    Onu tahta bir tabuta koyup şu köşeye koyacağız. Open Subtitles نحن ستعمل وضعوه في تابوت خشبي والوقوف عليه في الزاوية هناك.
    Aslında önüme ne koydularsa canına okumuştum ACT'ler SAT'ler GRE'ler. Open Subtitles ولكن لقد سحقت كثيراً أيّا كان ما وضعوه أمامي الاختبارات الموحدة
    Neden Halkla İlişkilere adam koyduklarını sanıyorsun? Open Subtitles لماذا إذا وضعوه في العلاقات العامة برأيك ؟
    İçine yerleştirdikleri her ne ise. Open Subtitles مهما كان ما وضعوه بداخلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more