Netscape kodları yayınlama kararı verdiğinde... insanlar biraz kıllandılar ve dediler ki... | Open Subtitles | عندما قررت نيتسكيب اطلاق نصها المصدري شعر الناس بنوع من الصحوة وقالوا |
Az önce aradılar ve dediler ki kazanan kızın tacını elinden almışlar. | Open Subtitles | لقد إتصلوا الآن وقالوا بأن حاملة اللقب لا بد أن تترك تاجها |
New England'daki muhtemelen en prestijli yatılı okulun yetkilileryle konuştum ve şöyle dediler, "Bunu zaten biliyoruz. Her sene, öğrencilerimize sadece eğitim vermek yerine, iyileşme haftası da düzenliyoruz. | TED | تحدثت إلى مدرسة داخلية في نيو انجلاند , أحد أكثر المدارس الداخلية المرموقة وقالوا," نحن نعرف ذلك. لذلك في كل عام بدلا من تعليم الطلبة فقط, لدينا أسبوع الصحة |
Ama görenleri biliyorum ve gerçekten çok mavi olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | لكني أعرف أشخاصاً رأوه وقالوا لي بأنه شديد الزُرقة حقاً |
onlar da dedi ki, "Hayır, hayır işte burada bizim kutsal kitabımızda böyle yazıyor." | TED | وقالوا: لا، لا، الكتاب المقدس لنا يقول ذلك. |
Hayvan çok büyük bir kafatasına sahip. Ve Dediklerine göre, avcıların kurşunu fayda etmiyormuş. | Open Subtitles | الوحش أكبر بكثير من الذئب ، وقالوا أنه لا يخاف من رصاص الصيادين |
Yere bir şey açmışlar ve onlara tükürmelerini söylemişler. | Open Subtitles | بسطوا شيئاً على الأرض وقالوا لهم أن يبصقوا عليه |
Seni geçen Cuma 3.30'da aradım ama orada olmadığını söylediler. | Open Subtitles | اتصلتُ بكَ الاثنين الماضي الساعة 3.30، وقالوا أنك لست موجود |
İnsanlar bana lakap takıp çekici olmadığımı söylüyorlardı. | Open Subtitles | وبعض الناس سخروا مني وقالوا أنني لست مفتول العضلات |
çünkü geldiler ve dediler ki, "Bize yeni bir bina yapmanızı istiyoruz. | TED | لأنم جاؤوا إلينا وقالوا : نحن بحاجة لكم لإنشاء مبنى جديد , فنحن نعمل فى |
Geldiler ve dediler ki -sıradan müteahhitlerden farklı olarak- dediler ki: "Biz Louisville'de bir çağdaş sanatlar müzesi yaparak | TED | وجاءوا إلينا وقالوا انهم، على عكس المطورين الإعتياديين وقالوا : نحن نريد أن تبدأ من خلال التوفير متحف الفن المعاصر |
Yayınlandığında çok sinirlenmişlerdi ve dediler ki eğer bu fotoğrafı çeken adamı bulurlarsa onu öldüreceklerdi. | Open Subtitles | استشاطوا غضبا عندما نشرنا الصورة وقالوا ان قبضوا على من التقط الصورة فسوف يقتلونه |
Fakat bu üçüne baktılar ve şöyle dediler: "Bunlar üç farklı dinozor, ve muhtemelen en ilkel olanları da Dracorex. | TED | لكنهم نظروا إلى تلك الثلاثة وقالوا "تلك ثلاثة ديناصورات مُختلفة والدراكوريكس ربما أكثرها بدائية |
ve şöyle diyorlardı: "Biri 17 dişe sahip, diğer en büyük olansa 12 dişe sahip, bu hiç mantıklı değil | TED | وقالوا," احدهما لديه 17 سناً والكبير لديه 12 سناً وذلك لا يُوحي بأي شيء |
Ve sektördeki herkes Howard'ın yaptığına baktı ve şöyle dedi, "Aman Tanrım! Tamemen yanlış düşünüyormuşuz!" | TED | و كل شخص في صناعة الأغذية نظر لما قام به هاورد وقالوا, "يا إلهي! لقد كنا نفكر جميعا بشكل خاطئ !" |
Aslında, hastaneden şimdi geldim. Doktorlar iyi olacağını söylüyorlar. | Open Subtitles | في الواقع، لقد أتيت للتو من المستشفى وقالوا بأنه بخير |
Gelip çantayı onlara vermezsen, beni öldüreceklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | وقالوا إذا لم ترجع و تعطيهم الحقيبة فسف يقتلونني |
Bu projede -- halk bize geldi ve dedi ki, problem kız çocuklarının eğitimlerinin olmayışı. | TED | أتى إلينا سكان الحي وقالوا أن المشكلة ليست أن البنات لا يتلقون أي تعليم. |
Hayvan çok büyük bir kafatasına sahip. Ve Dediklerine göre, avcıların kurşunu fayda etmiyormuş. | Open Subtitles | الوحش أكبر بكثير من الذئب ، وقالوا أنه لا يخاف من رصاص الصيادين |
Sonra biri de SPCA'ye şikayet etmiş...* ...ve benim düşürdüğümü söylemişler, ama düşürmedim. | Open Subtitles | واحدهم بلغ عني لدى جمعية منع القسوة على الحيوانات وقالوا باني اوقعتها ، ولكنني لم افعل |
Ve onlar da boruların içinde minerallerin birikmesini ifade eden "tortu tabakalaşması"nı söylediler. | TED | وقالوا التدريج، وهي تراكم المعادن في داخل الأنابيب. |
Sonra yere bir Tevrat açıp erkeklere ona tükürmelerini söylediler. | Open Subtitles | ثم بسطوا التوراة على الأرض وقالوا للرجال أن يبصقوا عليها |
Kilisede, Paskalya'nın onun dirilişiyle ilgili olduğunu söylüyorlardı. | Open Subtitles | وقالوا في الكنيسة التي كان عيد الفصح عودته من الموت. |