"وقتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • O zaman
        
    • zamanlar
        
    • sonra
        
    • zamanında
        
    • zamanı
        
    • zamandan
        
    • sırada
        
    • zamana
        
    • zamanını
        
    • vaktini
        
    • an
        
    • anda
        
    • zamanının
        
    • daha
        
    • ve o
        
    O zaman bilmediğim şey şu ki babam mükemmel görme gücü ile doğmuştu. TED لكن ما لم أكن أعرفه وقتها أن والدي ولد بحاسة نظر سليمة تماما.
    - Sana O zaman söylemiştim. - Benim aptallığımdı, ben- Open Subtitles لقد قلت لك وقتها لقد كان شيئا غبيا من ناحيتى
    Nitekim o zamanlar küçük bir şirketti ve fazla kazanmıyordu. Open Subtitles التي كانت وقتها شركة صغيرة ولم تكن تبلي بشكلٍ حسن.
    Ortağım geri dönmemi istedi. O zamanlar acemiydim. Ben de kabul ettim. Open Subtitles أخبرنى شريكى أن أخرج مسدسى، وقتها كنت متدرب, أفعل ما يقال لي
    Ben bosandiktan sonra moralim cok bozuldu, tum yapabildigim 11. sinifi bitirmek oldu. Open Subtitles بعد طلاقى كنت محبطة جدا وكل ما فعلته وقتها هو انهاء دراستى بالمدرسة
    zamanında, yiyecek artıklarını saklamak için kullanılıyordu ama şimdi anlamlı deseni ve eşsiz biçimiyle evrensel hayranlığın bir simgesi. Open Subtitles كانت تستخدم فى وقتها , كوعاء لوضع الطعام به أما الآن فهى .شىء يبهر الجميع لتصميمه المقتضب وتكوينه الفريد
    İyi, artık zamanı gelmişti. Artık mesai kavramını aştınız demek, huh? Open Subtitles حسناً حان وقتها هل انتهيتم يا رفاق من فائض المناوبة النهارية؟
    O zaman işler farklıydı. İşe başladığında altı yardımcın vardı. Open Subtitles الوضع كان مختلفاً وقتها كان لديك ستة رجال أساسين كبداية
    Ya asılmış olsaydı? O zaman normal hayatına nasıl dönecekti? Open Subtitles كيف كان يمكن أن يعيدوه اٍلى الحياة العادية وقتها ؟
    O zaman seyir subayının öldüğünü anladım. Çünkü yan tarafımdan önüme doğru kaydı. Open Subtitles وقتها فقط عرفت أن الملاح قد لقى مصرعه لأن جثته كانت ممده جوارى
    Bilimden o anda vazgeçmeliydim, O zaman insanları beladan uzak tutabilirdim. Open Subtitles كان يجب أن أترك العلم في وقتها وأجنب الآخرين عناء المشاكل
    Sorunu çözdüğümü düşündüm ama genç ve aptaldım o zamanlar Open Subtitles أعتقد بأني ساقوم بالإعتناء به لكني كنت شاباً وأحمقاً وقتها
    Dedektif, sizinle o zamanlar tanışmış olsaydım, beni atış poligonuna götürmenizi isterdim. Open Subtitles أيها المحقق.. لو كنت التقيت بك وقتها.. لأردتك أن تصطحبني لميدان الرماية
    - Soyadım Mueller'di o zamanlar. - Klaus'un eski karısı? Open Subtitles اسمي الأخير كان ميلر وقتها , زوجة كلاوس السابقة ؟
    Benim ödevim var. Onu nereye götüreceğini düşün ondan sonra konuşuruz. Open Subtitles علي واجب للمدرسـة ، عندما تقرر في الخروج معها وقتها نتناقش
    Yani, evet, senden önce değildi daha çok senin zamanında oldu. Open Subtitles اذن أجل, لم يكن من قبل ان يعرفك كان يعرفك وقتها
    Eğer soracak başka soruların varsa, şimdi tam zamanı olabilir. Open Subtitles إذا كانت لديك أي أسئلة تود إلقائها فحان وقتها الآن
    2003 yılında Sierre Leone’deki yasal danışmanlarla çalışmaya başladığımda hukukla ilgili tekrar umutlu hissetmeye başladım ve o zamandan beri takıntılıyım. TED ولم أشعر بالأمل من جديد إلا عام 2003 في سيراليون، عندما بدأت العمل مع مساعدي المحامين، ومن وقتها وأن مغرم بالقانون.
    Bir kadının kocasını öldürdüğünü, o sırada çıldırdığını ileri sürdüğünü duymuştum. Open Subtitles لقد سمعت عن امرأة قتلت زوجها, وأدّعت انها مجنونة فى وقتها
    Ne mutlu ki o zamana kadar buradan ayrılmış olacağım. Open Subtitles من حسن الحظ أنني لن أعيش بالقرب من هنا وقتها
    Neden senin gibi kızlar onun gibi tiplerle zamanını harcıyor? Open Subtitles كيف لفتاة مثلك تهدر وقتها مع رجل مثل هذا ؟
    Bir tarafta mutlu bir kadın vardı vaktini kocasıyla birlikte geçiren atlara binen, güvenli, korunaklı ve huzur içinde yaşayan. Open Subtitles إمرأة سعيدة تقضي وقتها مع زوجها وتركب الخيول كل شيء محمي ومريح
    O an, yaptığım şeyin anlamsız olduğunu anlamalıydım ama pek sağlıklı düşünemiyordum. Open Subtitles كنت لأعرف وقتها أنه لايمكنني ذلك لكن لكنني لم أكن أفكر بوضوح
    Bu işi bedava yapmaya başladığın anda kanatların çıkmaya başlar. Open Subtitles حينما تبدأ بفعل تلك الأمور بدون مقابل تنمو أجنحتك وقتها
    zamanının çoğunu, son sekiz ay boyunca İrlanda sularında geçirmiş. TED وقد أمضت مُعظم وقتها ,الثمانية أشهر ألاَخيرة ,في المياه الايرلندية
    Ancak İngilizler, ihtiyaç duyulandan daha az sayıda tanka sahipti. Open Subtitles لكن الدبابه البريطانيه وقتها لم تكن عـلـى الـمستوى المطلوب للمعـارك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more