| Ama yüreğimin derininde biliyorum ki o hala aynı aşık olduğum adam. | Open Subtitles | ولكن أعرف من أعماقي ما زال نفس الرجل الذي وقعت في حبه |
| Çünkü ilk gördüğüm anda aşık olduğum ... kişiyle yakınlaşmak istedim .... | Open Subtitles | لأنني أردت التقرب لشخص وقعت في حبه من أول نظرة |
| Burada Ulay'la tanıştım ve aslında âşık olduğum kişi oydu. | TED | وهكذا تقابلت مع أولاي، وكان الشخص الذي وقعت في حبه. |
| Benim âşık olduğum adam ve şimdi senden edepsizce bir şey yapman isteniyor. | Open Subtitles | الرجل الذي وقعت في حبه و الآن طلب منك القيام بعمل غير لائق |
| O, İngiliz işçi sınıfı... herkesin istediği türden rock yıldızı gibiydi. ona aşık oldum. | Open Subtitles | و كان إنجليزياً نجم روك من الطبقة العاملة و وقعت في حبه |
| ona aşık oldum bi kere, hatta hiç düşünmeden. | Open Subtitles | لقد وقعت في حبه مرّة دون أن أفكر حتى |
| Ethan adliyede beni başından savdığı zaman gözlerine baktığımda o aşık olduğum kişi değildi. | Open Subtitles | حينما صدني ايثان في المحكمة حينما نظزت الى عيناه هو لم يكن الشخص اللذي وقعت في حبه |
| Senden arkadaşım olmanı ve aşık olduğum adamın bir canavar olmadığı konusunda bana güvenmeni istemek zorunda kaldığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق اني أطلب منكِ أن تكوني صديقتي وأن 000 تثقي بي الشخص الذي وقعت في حبه |
| O sorgu odasında aşık olduğum adamı hatırladım. | Open Subtitles | في غرفة الاستجواب تذكرت الرجل الذي وقعت في حبه |
| Gerçekten iyi bir insan olup olmadığını aşık olduğum adamın gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | بأنه أنسان جيد بالفعل وبأنه ذلك الرجل الذي وقعت في حبه |
| aşık olduğum zeki ve empatik adam gibiydin. | Open Subtitles | لقد كنت نفس الرجل الحساس اللامع اللذي وقعت في حبه |
| Belki de onun sahibi olabileceğini hayal edebildiğim tek yüz aşık olduğum yüzdür. | Open Subtitles | رُبما الوجه الوحيد الذي أتصورها به هو الوجه الذي وقعت في حبه |
| Evet öyle baba, şimdi âşık olduğum başka biri var. Ne çabuk? | Open Subtitles | نعم، يا ابتي هناك بالفعل رجل آخر وقعت في حبه. |
| Zaten âşık olduğum da bu. | Open Subtitles | كما رأيتك في هذه الأيام الماضية. هذا هو ما وقعت في حبه. |
| Bir parçam sadece âşık olduğum adamı hatırlıyor. | Open Subtitles | جزء مني لا يتذكر سوى الرجل الذي وقعت في حبه |
| - Sen o âşık olduğum adam değilsin artık. | Open Subtitles | أنت لست نفس الشخص الذي وقعت في حبه |
| âşık olduğum insan olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكون الشخص الذي وقعت في حبه |
| Çünkü âşık olduğum Charlie Harper diğer insanların mutluluğuna değer verir. | Open Subtitles | لان (تشارلي) الذي وقعت في حبه يهتم بسعادة الاخرين |
| Gerçekten ölürken, ona aşık oldum. | Open Subtitles | لقد وقعت في حبه الآن وهو يحتضر |
| Gerçekten ölürken, ona aşık oldum. | Open Subtitles | لقد وقعت في حبه الآن وهو يحتضر |
| O anda ona aşık oldum. | Open Subtitles | لقد وقعت في حبه في هذه اللحظة |