ve bunu yapmamın doğru olmadığını belirten acımasız bir tepki aldım. | TED | وكان لدي رد فعل غريزي بأن هذه طريقة خاطئة لتحقيق ذلك. |
Ama bunun yerine hastaneye yatırdılar ve bana çok iyi baktılar. | Open Subtitles | وبدلا من ذلك دخلت مستشفى وكان لدي عناية على مدار الساعة |
O zaman üniversitedeydim ve çalışmam gereken bir sürü ders vardı. | Open Subtitles | لقد كان ذلك في الجامعة، وكان .لدي الكثر من الفروض لأنجزها |
ve aslında içlerinden bir tanesi, oldukça büyük ve içinde bir sürü solucan var. | TED | وحقيقة أحد هذه الصناديق كان كبيراً، وكان لدي الكثير من الدود به. |
Sonraki bildiğiniz üzere, açık mavi gönüllü gömleğimi aldım, Kimliğimi aldım, ve 89 yaşındaki patronum tarafından tamamen eğitildim. | TED | ثم , كان لدي سترة المتطوعين ذات اللون الأزرق الفاتح وكان لدي إثبات الهوية. ودربني مديري الذي يبلغ 89 عاماً بشكل كامل |
Glacier Milli Parkı'nda; uzun ve dar, içinde bir nevi baş aşağı duran dağlar olan Bowman gölündeydim. ve partnerimle benim bir yarış kayığımız vardı. | TED | كنت في بحيرة بومان في حديقة جلاسير الوطنية، وهي بحيرة طويلة ونحيلة وفيها نوع ما من الجبال المقلوبة، وكان لدي أنا ومن يرافقني قارب تجديف. |
Fakat dürüst olursak, yoğun bir emek istiyordu ve yapacak başka işlerim vardı, inanır mısınız bilmem. | TED | لكن لأكون صريحا يارفاق، كانت تحتاج جهدا مكثفا وكان لدي أمور أخرى أقوم بها صدق أو لاتصدق. |
Benim de ay gölgem olmuştu ve Atlas okyanusu boyunca, yürüyen ay gölgeme bakıyordum. | TED | وكان لدي ظلٌ قمري وكنتُ أنظرُ في ظلّي القمري وهو يسيرُ عبر الأطلسي، عبر هذا المحيط. |
Birkaç yıllık deneyimden sonra, 17 yaşındaydım. Anlatmak ve sunmak istediğim bir şeye sahiptim. | TED | بعد القليل من سنوات التجربة، كنت حينها في عمر السابعة عشر وكان لدي شيء أخبره وأحافظ عليه |
Ama konumu da düşünüldüğünde keşfin en safi potansiyelini oldukça heyecanlı bir hale getirdi ve benim bir sürü sorum vardı. | TED | ولكنّ ذلك، بالإضافة إلى موقعها، جعل إمكانية الاستكشاف أمراً في غاية التشويق، وكان لدي تساؤلاتٌ كثيرة، |
çok istekli ve inançlıydım. Bence bu duygu hepimizde var. | TED | وكان لدي اصرار كبير لان اصبح شيئاً مفيداً في هذا العالم واعتقد اننا جميعا نملك تلك الرغبة |
Ay yüzeyinin altında sana karşı çılgınca bir istek ve yıldızlararası bir baştan çıkarma hissettim. | Open Subtitles | وكان لدي توق مجنون لأن أرميكِ على السطح القمري وأرتكب انحراف نجميّ معكِ |
Ama araba almak için tek şansım vardı. ve o şansı kullanmak zorundaydım. | Open Subtitles | وكان لدي فرصة وحيدة للحصول على سيارة جديدة ولن أفوتها |
Bu yüksek, çığlıklı sesten... ve bu gıcırtılı kıskaçlardan bıktım. | Open Subtitles | وكان لدي صوت عالي مثل البوق وتلك المقاطع كانت مثل الكماشة الصغيرة |
seninle ilgili hayallerim vardı öyle bir şey değil,hala ben çok mutluyum işime yeniden başlayacağım ve Raj yeni bir anlaşma için hazırlanıyor hangi anlaşma Priya uzun zamandır sürüyordu ! | Open Subtitles | وكان لدي أحلام لك لاشيءمن هذاالقبيل،عمتي، أنا سعيدة هنا سأبدأ عملي مجددا |
Bizim ise çöpe atmaya hazırlandığımız bir sürü eşyamız vardı. | Open Subtitles | وكان لدي الكثير من الاشياء كنا يستعد للنزول الى تفريغ. |
14 yaşında, zavallı, zenci bir müvekkilim vardı. | TED | وكان لدي موكلاً بعمر ١٤ سنة ، يافعاً ، طفلٌ أسود فقير. |