Ve kütle olmadan, bu kâinatta olmanın hiç bir yolu yok. | TED | ولا يوجد وسيلة لتوجد بها في هذا الكون من دون كتلة. |
Rüzgâr iyi, gemi batmıyor, denize düşen kimse de yok. | Open Subtitles | فهذه حمولة جيدة تغرق ولا يوجد رجل على ظهر المركب |
Sen, uh, eldivenlerini giymemişsin, parmakların tetikte değil, ve namluda mermi de yok. | Open Subtitles | لا ترتدي القفازات وأصابعك ليست على الضاغط ولا يوجد رصاص في مشط الذخيرة |
Ve sizin bilincinizle bir başkasının bilinci arasında gerçek bir ayrılık yoktur. | TED | ولا يوجد اي فرق حقيقي بين وعيك الشخصي عن وعي الشخص الآخر |
Çünkü yaptiklari seyler yüzünden suçluluk duyarlar ama onlari affedecek kimse yoktur. | Open Subtitles | لانهم يشعرون بالذنب من أمور فعلوها ولا يوجد لديهم أحد ليغفر لهم |
Daha da barizleşiyor. Yani lütfen... Beni ayarlayacağı kimse yoktu. | Open Subtitles | أنه أكثر من هذا ، ولا يوجد رجل سيجعلنى أواعدة |
Ve hiçbir yerde eğitim sisteminin kalitesi öğretmenlerin kalitesini geçmiyor. | TED | ولا يوجد نظام تعلو فيه جودة التعليم عن جودة مدرسيه. |
Ordaki avluda bir anlaşmazlık var, ve seni burda koruyacak kimse yok. | Open Subtitles | يبدو أن هناك القليل من الشقاق بالساحة ولا يوجد أحد ليقوم بحمايتك |
- Arılar genelde ses çıkarırlar. Ses yok demek, arı da yok demektir. | Open Subtitles | النحل يخرج الكثير من الأصوات ولا يوجد أصوات هذا يعني لا يوجد نحل |
Ayrıca bu kitapların hiçbirinde sebepten bahseden bir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شئ في هذه الكتب يساعدني علي فهم السبب |
Danver'a 700 kilometre yol var, depo çeyrekte ve para yok. | Open Subtitles | 450 ميلا الى دنفر ربع التانك ملئ , ولا يوجد اموال |
Yapma, bugün cumartesi, burada kimse yok ve Bay Mooney... | Open Subtitles | هيا اليوم هو السبت ولا يوجد احد هنا ،ومستر موونى |
Tehlikede olan çok şey var, ancak çok fazla zaman yok. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الأمور على المحك ولا يوجد الكثير من الوقت |
Polis arabası yok, destek yok, korkudan bacaklarımda kramp gözlerimde ter ve kasıklarım... | Open Subtitles | لا توجد سيارة فرقة ولا يوجد دعم وساقايمتقلصتانبسببالخوف.. والعرق يدخل عيني ويغمر جسدي |
Robot değillerdir ve bizden ayrı bir yanları yoktur. | TED | إنهم ليسوا آليين، ولا يوجد شيء مميز فيهم. |
Bu partisyonun tek bir yazılı notası yoktur ve 4 dakika 33 saniye boyunca tek bir nota çalınmaz. | TED | ولا يوجد فيه أي نوتة موسيقية مكتوبة ولم تُعزف نوتة موسيقية واحدة لمدة اربع دقائق و 33 ثانية. |
Belki de, medikal bir karar vermekle yüzyüze geldiğiniz durumdan daha stresli bir durum yoktur. | TED | ولا يوجد وضع يسبب القلق أكثر من مواجهتك لقرارت طبية يجب عليك إتخاذها |
Kan testi sonuçlarına baktım ve sistemde ilaç iz yoktu. | Open Subtitles | وصلتني نتائج فحص دمك ولا يوجد أثر للأدوية في دمك |
İkincide kimse açmadı, üçüncü de... Sesli mesaj yoktu. | TED | في المرة الثانية والثالثة و .. لم يجب أحد ولا يوجد بريد صوتي. |
Sadece olayların içinde kendini akışa bırakır Ve hiçbir şey yapamazsın ya. | Open Subtitles | وانك انت فقط مسيرة ولست مخيرة ولا يوجد شيئ يمكنك فعله ؟ |
Arabayla geldiğinizi gördük, ama yanınızda deri yüzecek kimse görmedik. | Open Subtitles | رأيناك قادماً بعربتك ولا يوجد معك أيٌ من سالخي الجلود |
Neden Mars üzerinde yaşam götürme programlarımız var ve neden ayda kolonileşmeye yönelik programlarımız var da neden kendi gezegenimizde kolonileşmeye yönelik bir programımız yok? | TED | لماذا لدينا برامج للإستيطان في المريخ, وبرامج آخرى لإستعمار القمر, ولا يوجد برامج لإستعمار كوكبنا ؟ |
Saat 11'e kadar 21'den 25'e kadar olan numaraları çağırdılar. Bu biraz sürecekti, ve hiç bedava yüz boyama ya da geçici dövme yoktu ki mağazanın dışında oluşan erimeyi engelleyebilsin. | TED | بحلول الساعة 11 تمت مناداة الأرقام بين 21 و 25؛ إذاً سننتظر لفترة طويلة. ولا يوجد ما يكفي من الرسم على الوجوه أو الوشم المؤقت المجانيين، لمنع حدوث الانهيار خارج المتجر. |