| Kusura bakma. Aynı kurallar geçerli. Bilirsin işte, koz falan. | Open Subtitles | آسف، ذات القواعد سارية، حيث بيت النفوذ وما إلى ذلك. |
| Aynı şekilde. Biliyorsun, şu kıl edici avcı laneti falan. | Open Subtitles | وأنا أيضًا، أتعلم، إذ سأصاب بلعنة الصيّاد، وما إلى ذلك |
| İşe girişeceğimi düşünmüş olabilirdin, senin, eski günlerin hatırına falan. | Open Subtitles | ظننتي بأنني سأساعده لأجلك ولأجل الأيام الخوالي وما إلى ذلك |
| Ve eğer yapabilirsem, o garip cinslerinden bir tane bulacağım. Çoğunu yüzler kapatmış, vesaire. | TED | وإذا استطعت، سوف أبحث عن بعض الكاميرات الغريبة الكثير منها تحتوي على أوجه، وما إلى ذلك |
| Babbage, tabii ki, kanıtlanmış teknoloji kullanmak istedi, Buhar ve diğer şeyler. | TED | لكن باباج، بالطبع، أراد استخدام تكنولوجيا موثوقة، أي البخار وما إلى ذلك. |
| -Evet, bilirsiniz, havada süzülme cüzzamlılar, 10 emir, onu gibi şeyler. | Open Subtitles | -الحبكة؟ -تعرف، الفيضان ، والمصابون بداء الجذام والوصايا وما إلى ذلك |
| Jane herkese plan yapmakla meşgul olurken hayatın geçip gittiğini falan söyledi. | Open Subtitles | أن الحياة تمضي حين يكون المرء مشغولاً بالتخطيط لها وما إلى ذلك |
| Daha iyi bir tepki bekliyordum. Kapının dışında bekledim falan. | Open Subtitles | توقعت ردة فعل أكبر انتظرت وراء الباب وما إلى ذلك |
| İyice örtünmem gerek. Uzun kollu, şapka, güneş gözlüğü falan. | Open Subtitles | عليّ أن أحزم ملابسي الأكمام، القبعات، الظلال، وما إلى ذلك. |
| Ama akşam kıyafetlerine falan ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | لكن سنحتاج إلى ملابس للسهرة وما إلى ذلك. |
| Rahatsızlık veya skandal falan istemiyorsunuz. | Open Subtitles | فهو في غنى عن المشاكل والفضائح وما إلى ذلك |
| Onunla pozisyonlarımız hakkında, savaş hakkında falan konuştuk. | Open Subtitles | ثم تحدثنا بشكلاً عام حول مجريات الحرب وما إلى ذلك |
| Sürekli kitap okumalar falan. | Open Subtitles | نظرا لكل هذه الكتب والقراءات وما إلى ذلك. |
| Hediyeler falan... | Open Subtitles | فكرنا في قسم التغليف والهدايا وما إلى ذلك |
| Güneş, ay, yıldızlar falan başka nasıl olabilirdi? | Open Subtitles | من أين لنا إذا الشمس والقمر والنجوم وما إلى ذلك؟ |
| Gerekli bilgiler burada. Zamanı, yeri falan. | Open Subtitles | إليك بالتفاصيل، الزمان والمكان وما إلى ذلك. |
| Şey demek istedim, boks falan yapacağız. | Open Subtitles | أقصد اننا سنلعب الملاكمة وما إلى ذلك من ترهات |
| Yani kalp çarpıyor ve adrenalin hücum ediyor vesaire, güvenle ilgili, başka bir insana tamamen güvenle ilgili. | TED | اذن ارتفاع دقات القلب والأدرينالين وما إلى ذلك، ترتبط بالثقة، الثقة العمياء بالشخص الآخر. |
| Gerektiği gibi bir baba ve diğer her şey olabilirim. | Open Subtitles | أن أكون أباً وما إلى ذلك، ذلك ما أسعى إليه |
| Orada bütün LA telefon fihristleri, artı hastane broşürleri gibi şeyler var. | Open Subtitles | ومن ثم سنبحثُ في دليل تيلفونات لوس أنجلوس والفهارس الطبية ، وما إلى ذلك |
| Bu granit kayalarının erozyonudur. Yani, dağlar oluştu ve su, yağmur, buz ve benzeri ile aşındı ve kum tanecikleri haline geldi. | TED | إذن فالجبال قد تشكلت، وتتآكل بسبب المياه والمطر والجليد وما إلى ذلك، وتتشكل لدينا حبات الرمل. |
| Oğul ve her şey olduğum için, bir miktar indirimim var. | Open Subtitles | ولكني أحصل على خصومات كَوني الإبن وما إلى ذلك. |
| her neyse, gösterişli dosyalar hazırladım grafikler ekledim. | Open Subtitles | لقد أعددتُ بعض الملفات البراقة والرسومات البيانية وما إلى ذلك إنها قادمة لغرض محدد ولن تلتفت إليها على كل حال |